CHP 17 MAYIS'ta Kılıçdaroğlu nerede miting yapacak!

CHP 17 MAYIS'ta Kılıçdaroğlu nerede miting yapacak!
CHP 17 MAYIS'ta Kılıçdaroğlu nerede miting yapacak?CHP Lideri Kılıçdaroğlu 7 Haziran Genel Seçim mitinglerine devam ediyor.Kılıçdaroğlu 17 MAYIS pazar günü Ankara'da olacak ve miting düzenlemeyecek.
 CHP 17 MAYIS'ta Kılıçdaroğlu nerede miting yapacak?CHP Lideri Kılıçdaroğlu 7 Haziran Genel Seçim mitinglerine devam ediyor.Kılıçdaroğlu 17 MAYIS pazar günü Ankara'da dev mitingde halka hitap edecek.

Kılıçdaroğlu Cuma günü saat 14.00’de Kahramanmaraş, 17.00’de Gaziantep, Cumartesi günü saat 14.00’de Kocaeli 16.00’da ise Adana’da miting yapacak, 17 Mayıs Pazar günü ise Ankara’ya merhaba diyecek, ilçeleri ziyaret ederek “Yaşanacak bir Türkiye” için seçim çalışmalarını sürdürecek.

ANKARA’DA PROF.DR. AYSEL EKŞİ’NİN CENAZE TÖRENİNE KATILDIKTAN SONRA KOCAELİNE HAREKET EDEN GENEL BAŞKAN KILIÇDAROĞLU, COŞKULU, BAŞBAKAN KEMAL SLOGANLI MİTİNGDE ÖZETLE ŞUNLARI SÖYLEDİ;  

“Hepinize yürekten teşekkür ediyorum. Biraz geciktik kusura bakmayın. Ama gönüllerimiz beraber, yüreklerimiz beraber.

Sevgili Kocaelililer, 7 Haziran’da yeni bir başlangıç yapacağız. Ama yeni bir başlangıcın yolu yurttaşları sandığa götürmektir, onları ikna etmektir. Yaşanacak bir Türkiye için beraber çalışmaktır. Ben çalışacağım, sizde çalışacaksınız. Kim için? Ülkemiz için. Kim için? Çocuklarımız için. Kim için? Torunlarımız için. Kim için? Bayrağımız için. Kim için? Ülkemiz için.

Şunu bütün yurttaşlarımın bilmesini isterim. 13 yıldır ülkeyi yönetiyorlar, tek başına yönetiyorlar. 13 yıl kredi açtık. Yuh çekmeyin arkadaşlar tepkinizi sandıkta gösterin. Eğer Türkiye’yi yaşanacak bir ülke olmaktan çıkardılarsa tepkiyi göstereceğiz. Demokratik yollarla göstereceğiz. Sandığa gideceğiz, derslerini vereceğiz. İş bu kadar basit.

13 yılda Türkiye’yi ne hale getirdiğini bende biliyorum, sizde biliyorsunuz. Bakın, Kocaeli bir anlamda sanayinin başkentidir. Sanayinin başkenti ne demek? Emeğin başkentidir. Ama Kocaeli de işsizlik var. Sadece Kocaeli de mi? Türkiye’nin her tarafında işsizlik var. Yeni işsizlik rakamları açıklandı. Ben miting meydanlarında diyordum ki, 6 milyon 200 bin işsizimiz var. Şimdi 6 milyon 200 binide geçti. Her 4 gençten birisi işsiz. Geleceği beraber kuracaksak Türkiye’nin üretmesi lazım. Üretmek için istihdamın yaratılması lazım. Eğer biz bunu yapabilirsek güçlü bir Türkiye’yi, onurlu bir Türkiye’yi yeniden inşa edebiliriz. Size söz verdim, her alanda söz verdim. Dedim ki, Türkiye’yi 21.yüzyılın yıldızı haline getireceğiz. İşsizlik sorununu çözeceğiz, yoksulluk sorununu çözeceğiz, emeklinin sorununu çözeceğiz, çiftçinin sorununu çözeceğiz. Ne yapacağız? Refahı tabana yayacağız. Büyümeden, kalkınmadan herkes nasibini alacak. Refahı tabana nasıl yayacağız? Ne yapacağız da refah tabana yayılacak? Ama ondan önce size bir rakam vereyim. Bu rakamı lütfen unutmayın.

Yıl 2002; Türkiye nüfusunun %1’i toplam servetin %39’una sahip. Yıl 2014; Türkiye nüfusunun %1’i toplam servetin %54.3’üne sahip. Demek ki refah tabana yayılmıyor tepede bir grup refah içinde yaşıyor. Biz ne diyoruz? Tepedekiler değil, alttakiler rahat edecek. Bir avuç insan değil, 70 milyon rahat edecek.

Refahı tabana yaymanın yolu; dedik ki, birinci yolu 11 milyon emeklimiz var. Rakam şimdi 11,5 – 12 milyon civarında olduğu da söyleniyor. 11 milyon emeklinin yoksulluk içinde yaşadığını biliyoruz. Onlara göre emekliler refah içinde yaşıyorlar. Bende diyorum ki, emekli refah içinde yaşamıyor, emekli ramazan bayramında, kurban bayramında torunundan kaçıyor. Bende dedim ki bunu kaldıracağım. Emekliye ramazan bayramında ve kurban bayramında birer maaş ikramiye vereceğim. İtiraz ediyorlar kaynağı nereden bulacaksın diye.

Türkiye zengin bir ülke ama onlar faydalanıyor halk değil. Ben söyledim, söz verdim refahı tabana yayacağım. Emekliye 2 maaş ikramiyeyi sözüm söz vereceğim. Kaynağı nereden bulacaksın diyorlar. Sözüm söz Kocaeli’den söz Türkiye’ye söz o kaçak saraya bağlanan bütün hortumları keseceğim ve halka vereceğim.

Onlar sanıyorlar ki, emeklinin bir eli yağda, bir eli balda. Ne gerek var bu parayı vermeye. Efendim kaynak yok. Kendi çoluk çocuğuna gelince kaynak var, yandaşa gelince kaynak var, ihaleye gelince kaynak var, emekliye gelince kaynak yok. Emeklinin parası iyi ama emekliye kaynak yok. Emekliye parada var, emekliye kaynakta var hiç meraklanmayın. Onlar şöyle düşünüyorlar, sanıyorlar ki emeklinin durumu çok iyi, iki maaş ikramiye alacaklar koşa koşa gidip İsviçre bankalarında hesap açacaklar kendileri gibi. Emekliye ne veriyoruz arkadaşlar? 350 lira, 400 lira, 500 lira, 1000 lira, 1100 lira, 1200 lira aylık veriyoruz. Ne veriyoruz emekliye? Yani 1000 lira alıyorsa 1000 lira ikramiye vermek bir yılda fazla mı? 1200 alıyorsa 1200 lira ikramiye vermek fazla mı? Onlar yandaşlarını düşünüyorlar ben sizi düşünüyorum. Onlar köşeyi dönmeyi düşünüyorlar ben sizi düşünüyorum.

Ne diyordu rahmetli Ecevit “Ne ezen ne ezilen, insanca, hakça bir düzen” diyordu. Aynısını yapacağız. İnsanca hakça bir düzeni kuracağız. Herkesin huzur içinde yaşadığı bir Türkiye’yi yeniden inşa edeceğiz. Herkes huzur içinde yaşayacak. Herkesin işi, herkesin aşı olacak. Eğer bu ülkede işsizlik sorunu çözülmediyse, işsiz sorunu arttıysa, işsizlerin sayısı arttıysa o memlekette huzur olmaz.

Bakın bir ev düşününün, çocuk askerden geldi işsiz, kız üniversiteyi bitirdi işsiz veya liseyi bitirdi işsiz. Ne olacak? O evde huzur olur mu? Beklerler ne zaman iş bulacak, ne zaman çalışacak bari hiç değilse ondan sonra biz bunları evlendirelim diye. 6 milyon 200 binin üstünde bir işsiz ordusu 13 yılda yarattılar. Düşünün sizin çocuklarınız devlet memuru olmak için KPSS sınavına giriyor. Para veriyorsunuz, kursa gönderiyorsunuz, para ödüyorsunuz, sınava gidiyor acaba ben devlet memuru olur muyum diye. Onların çocukları sınava giriyor mu, kursa gidiyor mu? Çünkü onların çocukları KPSS sınavına girmeden doğrudan devlet memuru oluyor. Sözüm söz bu düzeni değiştireceğim. Sözüm söz bu ahlaksız düzeni yerle bir edeceğim.

Ben söz verdim ülkem için, bu ülkenin güzel insanları için çalışacağım. Benim kişisel çıkar peşinde koşmak diye bir düşüncem yok. Benim için siyaset halka adanmışlıktır, benim için siyasetçi kendi cebini değil vatandaşın cebini düşünecek, vatandaş parası var mı, geliri var mı, huzur içinde yaşıyor mu? Siyasetçinin görevi budur. Ama onlar kuralları değiştirdiler. Kendilerini düşünüyorlar, yandaşlarını düşünüyorlar. Ben ne diyorum? Benim için yandaş yok, benim için vatandaş var.

Kocaeli aynı zamanda bir işçi kenti Zonguldak gibi. İnsanlar çalışıyorlar, emek harcıyorlar. Sizin kıdem tazminatınıza da göz diktiler işçilerin. Ama söylüyorum, sendikaların kabul etmediği bir kıdem tazminatı düzenlemesi asla ve asla parlamentodan geçmeyecektir. Örgütlenmenin önündeki engelleri kaldıracağız. O nedenle söyledim taşeron işçiliği tarihe gömeceğiz. Taşeron işçilik diye bir kural asla olmayacaktır. Kişiler çalışıyorsa kadrolu çalışacaktır. Herkesin işi, herkesin iş güvencesi olacaktır. Bunu söylediğim zaman yine koro halinde bağırdılar parayı nereden bulacaksın diye, kaynağı nereden bulacaksın diye. Onlara açıkça söylüyorum bakın sevgili Kocaelililer, taşeron işçilik nedir biliyor musunuz? Diyelim ki, Kocaeli’nde hastanenin temizlik işi var 24 saat temizlenecek. Gidip bir tane taşeron buluyorlar diyorlar ki sen bu hastanenin temizliğini işçileri tut bu temizliği yaptır. Sonra aybaşında ben sana para ödeyeceğim, %18’de KDV ödeyeceğim sen götür bunu işçilere arzu ettiğin gibi dağıt. Ben ne diyorum? Taşeronu aradan çıkarıyorum. Devlete diyorum ki, arkadaş sen işçi çalıştırıyor musun? Çalıştırıyorum. Niye parayı taşerona ödüyorsun doğrudan işçiye öde. Onun iş güvencesi olsun, kadrosu olsun. Neden buna engel oluyorsunuz?

Bakınız, bu ülkede kimin sorunu varsa çözüm adresi CHP’dir. Bu ülkede yoksulluğu bitirmek istiyorsak çözüm adresi CHP’dir. Bu ülkede işsizliği bitirmek istiyorsak çözümün adresi CHP’dir. Bu ülkede yolsuzlukla mücadele edip kul hakkı yememek nedir diye öğrenmek istiyorsa bir vatandaş çözüm adresi CHP’dir. Bu ülkede etnik kimlik üzerinden siyaset, inanç üzerinden siyaset, yaşam tarzı üzerinden siyaset yapmayacağız ve yaptırmayacağız. Bunun adresi de yine CHP’dir.

Bunlar hani darbelere karşıyız diyorlardı değil mi? Darbeleri kötülüyorlardı. Ama 12 Eylül’ün darbe hukukunu aynen savunuyorlar. Arkadaşlar diyorlar ki, Kocaeli de sendika düşmanlığı son bulsun atılan işçiler geri alınsın diyor TÜM-TİS. Haklı değil mi? Yani sendikalaşmak kadar doğal bir şey olabilir mi? Elbette olacak. İnsanlar bir araya gelecek, haklarını arayacaklar dolayısıyla kimse aç ve açıkta, kimse benim haklarımı kim savunacak diye bir kaygıya kapılmayacak. Sendikam var diyecek hakkımı sonuna kadar savunacak diyecek. O nedenle taşeron işçilerinde kadroya alınması, sendikalı olması, grev ve toplu sözleşme haklarının olması bizim savunduğumuz ve bundan sonrada savunacağımız temel ilkelerden birisidir.

Bugün Kefken’de bir tören var. 151 yıl önce Çerkez vatandaşlarımız Kafkaslardan göçtüler. Ağır bedeller ödediler onlar. Karadeniz pek çok Çerkez’i yuttu. Büyük bir üzüntü, büyük bir kaygı içinde Türkiye’de Kefken’e çıktılar. 151.yılda o acıları, anıları tekrar yaşıyorlar.

Buradan bütün yurttaşlarım hepiniz acıları paylaşmaya hazır olun. Onların acılarını paylaşacağız. Çerkez yurttaşlarımız bu ülkenin büyümesine, bu ülkenin kalkınmasına, cumhuriyete büyük emekler verdiler. Onları ve ölenleri rahmetle ve şükranla anıyoruz. Bu vesileyle bunu da ifade etmek istedim. 151 yıldır bu acıyı yaşıyorlar. Onların acıları bizim acımızdır. Onların geleceğimize umutla baktıklarını, çalıştıklarını, Türkiye için çaba harcadıklarını hayatın her alanında çaba harcadıklarını biliyorum onların acılarını yürekten paylaşıyorum bunu da ifade etmek isterim.

Kocaeli bir sanayi kenti. Aynı zamanda kamyoncu yurttaşlarımın da en fazla olduğu kentlerden birisi. Onlarında derdi var. 13 yıldır onlarda bekliyorlar bizim derdimizi kim çözecek diye. Bütün kamyoncu esnafına sesleniyorum. Sen 13 yıl bekledin, 13 yıl kredi açtın, oyunu kullandın ama senin sorunların çözülmedi. Şimdi gel 7 Haziran’da yeni bir başlangıç yapalım. Deki geliyorum, 7 Haziran’da geleceğim sözüm söz altıokun altına mührünü basacağım de. Senin K1 belgeni kimse elinden almayacak. Minibüs plakası gibi, taksi plakası gibi kamyon içinde plaka sınırlaması getireceğiz. Onların haklarını teslim edeceğiz. 24 saat çalışıyorlar, yollarda çalışıyorlar. Büyük acılar çekiyorlar. Ama gelir elde edemiyorlar. Yeteri kadar elde edemiyorlar. Çoluk çocuklarını geçindiremiyorlar, vergiler pahalı. Eğer sende yaşanacak bir Türkiye istiyorsan kamyoncu kardeşim geleceksin sende CHP diyeceksin.

Kocaeli yurttaşların aynı zamanda çok borçlandıkları bir kent. Kredi kartı borcu var, tüketici kredisi borcu var. %34 faizin altında eziliyorlar. Dedik ki, sözüm söz CHP iktidarında bu faizlerin en az %80’ini sileceğiz. Vatandaş rahatlayacak. Diyorlar ki kaynağı nerede? Bunun devlete falan yükü yok arkadaşlar. Oturacağız bankalarla anlaşacağız. Size örnek vereyim bankalar 19 milyar liralık kredi borcunu varlık yönetim şirketlerine 2 milyar 800 milyona satıyorlar. Bende diyeceğim ki 2 milyar 800 milyon mu ediyor tamam kardeşim bırak orada vatandaşın borcunu sil ve böylece bu meselede bitsin. Devlete yükü sıfır.

Eğer taşeron işçilikte olduğu gibi devlete yükü sıfır. Getirdiğimiz projeler devletin nasıl yönetilmesi gerektiğini gösteren projelerdir. Halktan yana, halk için çaba harcayan bir iktidar devlete yük olmadan pek çok sorunu çözebilir. O nedenle onlara da sözüm var. CHP iktidarında onlar için kurs açacağım devlet nasıl yönetilir? Adam gibi nasıl yönetilir? Hortumlama nasıl engellenir. Vatandaşın borcu nasıl silinir, işçiye kadro nasıl verilir bunların tamamını öğreteceğim sözüm sözdür.

7 Haziran’da sandığa gideceğiz, oyumuzu kullanacağız ama bu yetmez. Sizden bir söz istiyorum. 7 Haziran’da sandığa giderken geçen seçimlerde CHP’ye oy vermemiş herhangi bir vatandaşımızı ikna edeceksiniz gel arkadaş diyeceksiniz beraber gidelim sandığa bak görüyorsun bu hükümeti 13 yıl kredi açtık 13 yılın sonunda geldiğimiz noktaya bak. 6 milyon 200 bin işsizimiz var, 17 milyon yoksulumuz var. Aylığı 1000 liranın altında olan 8 milyon emeklimiz var. Ne olacak bu memleketin hali? 2 milyon Suriyelimiz var. 2 milyon Suriyeliye ödenen 5,5 milyar dolar para var. Emekli perişan, işçi perişan, esnaf doğru dürüst siftah yapamıyor. Gel arkadaş yaşanacak bir Türkiye sözü veriyor. Kim veriyor? CHP veriyor. Gel beraber sandığa gidelim. Ve şunu da söyleyin, Kılıçdaroğlu diyor ki, öyle 13 yıl falan değil ben sadece ve sadece 4 yıl için yetki istiyorum 4 yıl. 4 yılda Türkiye’yi uçuracağım, 4 yılda işsizliği yeneceğiz. 4 yılda bu ülkede hiçbir çocuk yatağa aç girmeyecek. 4 yılda Türkiye’yi cennete çevireceğiz. 4 yılda işçi memnun olacak, çiftçi memnun olacak, emekli memnun olacak, herkes hakkını alacak, esnaf hakkını alacak. Herkes kazanacak sadece ve sadece hortumcular kaybedecek.

7 Haziran’da sandığa giderken geçen seçimlerde CHP’ye oy vermemiş bir yurttaşı ikna edip beraber sandığa götürmeye söz veriyor musunuz? Bende size söz veriyorum gün 12 saatse 12 saat, 24 saatse 24 saat, 36 saatse 36 saat sizin için, çocuklarımız için, torunlarımız için, bayrağımız için emek harcayacağım, çalışacağım, alın teri dökeceğim. Döktüğüm her alın teri size helal olsun diyeceğim.

Bizim bu mitingi düzenlememizde güvenliğimizi alan polis kardeşlerimiz var. Onlarında sorunları var. Polisliğin ne kadar zor bir meslek olduğunu biliyorum. Gün kavramı, saat kavramı onların çalışmalarında yok. Onlarında sorunları var. Dedim ki, sizin de sorunlarınızın çözüm adresi CHP’dir. Ama sizden bir isteğim var. Sakın ola ki iktidarın polisi olmayın, olacaksınız halkın polisi olun dedim. 3600 ek gösterge sorunları var o sorunları da çözeceğiz. Bu ülkede barış içinde kardeşçe yaşayacağız. Her evde tencere kaynayacak. Ben bu güzel ülkede çatık kaşlı insanların sokaklarda gezmesini istemiyorum. Ben bütün yurttaşlarımın güler yüzle, gülümseyen yüzle caddede, sokakta, tarlada, fabrikada çalışmasını istiyorum. Huzur içinde, gerginlik olmadan, kavga olmadan yeni bir süreci başlatmak istiyorum. Bana vereceğiniz destek, CHP’ye vereceğiniz destek Türkiye’ye, çocuklarımıza, torunlarımıza, bayrağımıza vereceğiniz destektir. Bunu da sakın unutmayın diyorum.

Hepinize en içten selamlarımı, saygılarımı sunuyorum. Sağ olun, var olun, Allah’a emanet olun diyorum.