CHP 12 Mayıs'ta nerelerde miting yapacak!

CHP 12 Mayıs'ta nerelerde miting yapacak!
CHP 12 Mayıs'ta nerelerde miting yapacak?CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu mitinglerine devam ediyor.Kılıçdaroğlu 12 Mayıs'ta yine 2 şehirde miting yapacak.
 CHP 12 Mayıs'ta nerelerde miting yapacak?CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu mitinglerine devam ediyor.Kılıçdaroğlu 12 Mayıs'ta yine 2 şehirde miting yapacak.

Kılıçdaroğlu’nun “Yaşanacak bir Türkiye” için CHP İktidarı mitingleri devam ediyor.

Genel Başkan Kılıçdaroğlu  12 Mayıs Salı günü saat 14.00’de Bartın, saat 16.00’da Zonguldak’ta, Çarşamba günü ise  Mersin ( Mut, Anamur, Gülnar ) halkla buluşma ziyaretleri  ve saat 17.00’de Karaman’da miting yapacak.

-“Yıl 2002; Türkiye’deki toplam servetin %39’una nüfusun %1’i sahip. Yıl 2014; Türkiye nüfusunun %1’i toplam servetin %54.3’üne sahip olmuş. Yani refah tabanda değil, tavanda toplanmış. Biz refahı tabana yayacağız. Bunu herkes huzur içinde yaşasın diye yapacağız.”

-“Bir ülkede barışın, huzurun olması, caddelerinde, sokaklarında çatık kaşlı insanların değil, güler yüzlü insanların gezebilmesi için herkesin işinin, aşının olması lazım. Biz bunu sağlayacağız”

-“Ramazan ve kurban bayramında emekliye birer olmak üzere iki maaş ikramiye vereceğiz. Ne demek bu? Emekli huzur içinde bayram geçirsin demek. 11 milyon emekliden bir tek fire bile istemiyorum. Eğer yaşanacak bir Türkiye istiyorsanız, eğer bayramlarda torunlarınızla, çocuklarınızla, ailenizle bir arada huzur içinde yaşamak istiyorsanız adres belli, yer belli Mustafa Kemal’in partisi, Atatürk’ün partisi, Altıok’un altına 7 Haziran’da evet mührünü basacağız”

-“Çiftçimizi destekleyeceğiz, alın terinin karşılığını alacak. Mazotu ben 1,5 lira yapacağım sözüm sözdür. Sen yakutu, pırlantayı vergilendirmiyorsun, ben de  mazotu vergilendirmeyeceğim. Aramızda Ağrı dağı kadar fark var. Ben emekten yanayım, sen emeğe karşısın. Ben üretimden yanayım, sen üretime karşısın. Ben vatandaştan yanayım, sen yandaştan yanasın”

-“ Asgari ücret 1500 lira olacak, kamuda taşaron işçisi olmayacak, onlara kadro vereceğiz”

-“ Vatandaşı borç batağından kurtaracağım, ödediğin  tefeci faizinin en az %80’ini sileceğim, kalan borçları yeniden yapılandıracağım. Kaynak diyorlar, bunun devlete yükü sıfır. Hiçbir yükü yok.”

-“Yaşanacak bir Türkiye için sizden bir söz istiyorum. 7 Haziran’da sandığa giderken şu veya bu nedenle geçen seçimlerde CHP’ye oy vermemiş bir vatandaşı ikna edeceksiniz. Gel arkadaş diyeceksiniz beraber, omuz omuza, güler yüzle, kavga etmeden gidelim sandığa. 13 yıl AKP’ye oy verdik, kredi açtık da ne oldu? 6 milyon 200 bin işsizimiz oldu. 13 yıl kredi açtık da ne oldu? 17 milyon yoksulumuz oldu. 13 yıl kredi açtık da ne oldu? 350 bin atama bekleyen öğretmenimiz oldu bekliyor. Gel beraber sandığa gidelim yeni bir başlangıç yapalım.”

-“Sizden 13 yıl değil, sadece 4 yıllık yetki istiyorum. 4 yılda güzel, kavgasız bir Türkiye inşa edeceğiz. 13 yıl değil, 15 yıl değil, 20 yıl değil. 4 yıl için yetkiyi verin, görelim bakalım yaşanacak bir Türkiye nasıl oluyormuş.”

 

-“Demek ki 7 Haziran’da hepimizin birer sorumluluğu var. 7 Haziran’da sandığa giderken geçen seçimlerde CHP’ye oy vermemiş bir vatandaşı alıp beraber götüreceğiz. O da Cumhuriyet Halk Partisine oy verecek. Nereye mührünü basacak? Bakın yazıyor ‘Gelin oy verin’ diyor. Altıok’a, CHP’ye mühürü basacağız, yeni bir Türkiye’yi, huzurlu bir Türkiye’yi, güzel bir Türkiye’yi, yaşanacak bir Türkiye’yi beraber kuracağız.”

Genel Başkan Kılıçdaroğlu’nun büyük ilgi ve sevgiyle karşılandığı, coşkuyla dinlendiği ve Başbakan Kemal sloganlarıyla uğurlandığı Muğla’da yaptığı konuşma şöyle ;

Biraz geciktim özür dilerim. 7 Haziran’da yeni bir tarih yazacağız. 7 Haziran’da yeni bir başlangıç yapacağız. 7 Haziran’da yaşanacak bir Türkiye’ye hep birlikte merhaba diyeceğiz. 7 Haziran’da yaşanacak bir Türkiye’yi nasıl inşa edeceğiz bugün onu anlatacağım.

Bir ülkede barışın olması, huzurun olması, caddelerinde, sokaklarında çatık kaşlı insanların değil, güler yüzlü insanların gezebilmesi için herkesin işinin, herkesin aşının olması lazım. Anlaştık mı? Şimdi bunu nasıl yapacağız? Bunun yolu refahı tabana yaymaktır. Bunun yolu kalkınmadan herkesin nasiplenmesi demektir. Bunun barışı sağlamak demektir, huzuru sağlamak demektir. O zaman ikinci soru refahı tabana nasıl yayacağız? Herkes büyümeden, herkes kalkınmadan nasıl hakça yararlanacak? Ne diyordu rahmetli Ecevit? Ne ezen, ne ezilen insanca, hakça bir düzen diyordu. İnsanca ve hakça bir düzeni nasıl kuracağız? Önce size bir rakam vereceğim. Herkes bu rakamı çok iyi bilsin.

Yıl 2002; Türkiye’deki toplam servetin %39’una nüfusun %1’i sahip. %1’i %39’una sahip. Yıl 2014; Türkiye nüfusunun %1’i toplam servetin %54.3’üne sahip. Yani refah tabanda değil, refah tavanda toplanmış durumda. Refahı tabana yaymayı biz ilke edindik, amaç edindik. Bunu yapacağız. Neden yapacağız? Şunun için yapacağız; herkes huzur içinde yaşasın diye yapacağız. Peki nasıl yapacağız?

Bir; dedik ki ramazan bayramında ve kurban bayramında emekliye birer maaş ikramiye vereceğiz. Ne demek bu? Emekli huzur içinde bayram geçirsin demek. Ne demek bu? Bizim vefa borcumuz var emekliye karşı. Vefa borcumu yerine getiriyim diye yola çıktı CHP. O nedenle emekli kardeşlerim asla unutmasınlar sizi seviyoruz, size inanıyoruz, size güveniyoruz. 11 milyon emekliden bir tek fire bile istemiyorum. Eğer yaşanacak bir Türkiye istiyorsanız, eğer bayramlarda torunlarınızla, çocuklarınızla, ailenizle bir arada huzur içinde yaşamak istiyorsanız adres belli, yer belli Mustafa Kemal’in partisi, Atatürk’ün partisi, altıokun altına 7 Haziran’da evet mührünü basacaksın.

İki; üreteni destekleyeceğiz. Sabahın köründe tarlaya gideni destekleyeceğiz. Türkiye’yi doyuranları destekleyeceğiz. Yani çiftçimizi destekleyeceğiz. Çiftçimiz alın terinin karşılığını almalı, çiftçi sonbaharda düğününü derneğini rahatlıkla yapabilmeli. Çiftçi dünyanın en pahalı mazotunu alan çiftçi olmaktan çıkarılmalı. Refahı tabana yaymanın ikinci temel şartı mazotu ben 1,5 lira yapacağım sözüm sözdür.

Diyorlar ki efendim petrol dışarıdan geliyor, dolar olarak ödüyoruz nasıl yapacaksınız bunu? Benim eski maliyeci olduğumu bilmiyorlar. Vallahi onlara kurs açacağım. Nasıl devlet yönetilirmiş öğrensinler diyeceğim ben onlara. Bende biliyorum dışarıdan geliyor, bende biliyorum rafineride işleniyor, bende biliyorum rafineri sahibi karını koyuyor, bende biliyorum benzin istasyonuna gidiliyor orada da kar var. Her şeyi biliyorum. Maliyet ne kar dahil? Mazotun litresi 1 lira 21 kuruş. Çiftçiye kaçtan vereceğiz? 1,5 liradan. Zarar eden var mı? Zarar eden yok. Niye veriyoruz çiftçiye 1,5 liradan? Sen yata, gemilerine 1 lira 21 kuruşa verirken ben itiraz etmiyorum da çiftçiye 1,5 liradan verirken sen neden itiraz ediyorsun? Yuh çekmeyin sandıkta oylarınızla gösterin bunu. Ben onu istiyorum. Sen elmasta, yakutta, incide, pırlantada KDV, ÖTV almazken ben itiraz etmiyorum, çiftçiye mazotu KDV’siz, ÖTV’siz verirken sen niye itiraz ediyorsun? Hangi gerekçeyle itiraz ediyorsun? Çiftçi kadar çalışıyor musun, çiftçi kadar üretiyor musun, emeğinin hakkını veriyor musun? Sen yakutu, pırlantayı vergilendirmezsin, ben mazotu vergilendirmem. Aramızda bu kadar fark var. Ağrı dağı kadar aramızda fark var. Ben emekten yanayım, sen emeğe karşısın. Ben üretimden yanayım, sen üretime karşısın. Ben vatandaştan yanayım, sen yandaştan yanasın. Aramızda elbette fark olacak. Ağrı dağı kadar fark olacak. Biz üreteceğiz, istihdam yaratacağız.

Bakın Türkiye’nin en büyük sorunu işsizliktir. Burada da işsizlik var değil mi? Türkiye’nin hangi iline giderseniz gidin işsizlik var. İşsizlik sorununu çözmemiz lazım. Nasıl çözeceğiz? Eğer bir Türkiye üretmezse, fabrikaları çalışmazsa, dükkanı çalışmazsa, çiftçi tarlaya gitmezse nasıl üreteceğiz, nasıl istihdam yaratacağız? 2 Trakya büyüklüğünde alan son 10 yıldır ekilmiyor. Niye ekilmiyor? Örnek veriyorum rahatsız oluyorlar. Hollanda örneğini verdim. Hollanda Konya’dan küçük yıllık tarım ürünü ihracatı 120 milyar dolar. Devasa Türkiye’nin tarım ürünü ihracatı 12 milyar dolar. Neyimiz eksik? Yağmur mu eksik? Bereket var. Güneş mi eksik? O da var. Toprak mı eksik? Daha fazlası var. İnsan mı eksik? Daha fazlası var. Neden üretemiyoruz? Neden Hollanda kadar tarım ürünü ihraç edemiyoruz? Çünkü bir eksiğimiz var namuslu siyaset eksik, temiz siyaset eksik, dürüst siyaset eksik, halka hesap veren siyaset eksik. Asıl eksiğimiz bu.

Emekli rahat edecek, çiftçinin yüzü gülecek. Yeter mi? Yetmez. Asgari ücreti en az 1500 lira yapacağız. Asgari ücretten de vergi almayacağız. Koro halinde bağırıyorlar nasıl yaparsın bunu diye. Hatta maliye bakanı diyor ki, işçiye 1500 lira asgari ücret vermek işçiye zulümdür. Bende Muğla’dan kendisine sesleneyim izin verirseniz. Sen ayda 14 bin lira alırken zulüm değil de işçiye 1500 lira verince mi zulüm oluyor? Böyle bir anlayış olabilir mi? Hiç meraklanmayın asgari ücreti 1500 lira yapacağız. Asgari ücret üzerinden vergi almayacağız. Gidip propaganda yapıyorlar efendim işveren mahvolacak, işveren zarar görecek, işçilerin işine son verecek. Buradan bütün işveren kardeşlerime sesleniyorum. Size demokrasiyi getireceğim, siz istediğiniz gibi bir siyasal partiyi rahatlıkla eleştirebileceksiniz. Üç; ürettiğiniz andan itibaren, istihdam yarattığınız andan itibaren her türlü teşviki vereceğiz. Asgari ücret 1500 lira olacak ama senin sırtına ekstra bir yük gelmeyecek. Bunun sözünü veriyorum hiç meraklanma sen.

Asgari ücretliyi de diyelim biraz rahatlattık. Bakın, 949 lira asgari ücretli aylık alıyor. 949 lira nedir biliyor musunuz? Bir çay, bir simit 5 kişilik bir ailede 900 lira demek. 1 lira simit, 1 lira çay 5 kişilik bir aile günlük 30 lira tüketir ayda 900 lira. Başka hiçbir şey yemese sadece 1 çay, 1 simit yeseler bile. Geriye kalıyor 49 lira. 49 lirayla bu aile nasıl geçinecek, ev kirasını nasıl verecek, çoluk çocuğunu nasıl geçindirecek, elektrik, su parasını nasıl verecek? Emin olun bunlarda vicdan yok. Vallahide billahi de vicdan yok. 949 liraya mahkum ediyorsun. Ben diyorum ki, 1500 lira yapacağım vay efendim nasıl yaparsın diyorlar. Zulümdür diyorlar. Senin gerekirse 14 bin liranı keseceğim asgari ücretliye vereceğim.

Hayır itiraz ediyorlar, görende diyecek ki biz kepçeyle dağıtıyoruz. Yok öyle bir şey. 949 lira alıyor 1500 lira vereceğiz. Emekliye ne veriyoruz Allah aşkına. Sanki ayda 10 bin lira alıyor da 10 bin lirada ikramiye vereceğiz. Aylık geliri 1000 liranın altında olan emekli sayısı 8 milyon. 450 lira aylık alan var, 350 lira aylık alan var. Yazık günah değil mi bu insanlara. Bu insanlara bu ülkenin vefa borcu yok mu? Bu insanları kucaklama hakkı yok mu? Bu ülkenin büyümesinde, kalkınmasında onların alın teri, onların emeği, onların gözyaşı yok mu? Altı üstü vereceğin bir maaş, ramazan bayramında bir maaş, kurban bayramında bir maaş. Sanki dünyayı veriyoruz da koro halinde itiraz ediyorlar. Sözüm söz bu ülkede huzuru sağlayacağım, bu ülkede barışı sağlayacağım. Bu ülkede yoksulluğu tarihe gömeceğim.

Gelelim bunların çıkardığı tabloya. 6 milyon 200 bin işsizimiz var. 13 yılın sonunda, 13 yıldır kredi açıldı bunlara. Tek başına yönetiyorlar ülkeyi. Birileri önüne engel mi çıkardı? Doğru bir şey yaptılar da biz itiraz mı ettik? 6 milyon 200 bin işsizimiz var. 17 milyon yoksulumuz var. Ne demek biliyor musunuz? Aylık geliri 200 liranın altında. Aylık geliri 200 liranın altında nasıl geçinecek bu insan. Nerede oturuyorlar? 3 milyon 750 bin hanede oturuyorlar. Hepsini biliyoruz, nasıl düzelteceğimizi biliyoruz. İzledikleri yanlış dış politika sonucu 2 milyon Suriyelimiz var. 2 milyon Suriyeliye ödenen 5,5 milyar dolar var. Diyorlar ya kaynağı nereden bulacaksınız. 2 milyon Suriyeliye öderken kaynak var bizim emekliye gelince kaynak yok. Asgari ücretliye gelince kaynak yok.

Bir ayıplarını daha dile getireceğim. Sanki Türkiye’de hiç işsiz yok bir kanun tasarısı getirdiler meclise. Yabancıların çalıştırılması hakkında kanun. Düşünün hani bizde bir laf var ya atasözü ayranı yok içmeye diye başlar ya, ya sen önce kendi ülkendeki 6 milyon 200 bin işsize iş bul ondan sonra yabancıları getir çalıştır. Sen 6 milyon 200 bine iş bulmuyorsun yabancıların çalıştırılması hakkında kanun tasarısını meclise getiriyorsun. Bunu her yerde anlatın, her yerde söyleyin. Vatanseverlik ayrı bir şeydir. Vatanseverlik önce kendi insanının karnını doyuracaksın. Vatanseverlik önce kendi insanına iş bulacaksın. Vatanseverlik kendi bayrağını dalgalandıracaksın. Vatanseverlik Türkiye’nin onurunu kurtaracaksın. Vatanseverlik önce sen üreteceksin. Bir ülke üretirse güçlü olur, istihdam yaratırsa güçlü olur. Öyle başkalarının ürettiği malı ben tüketeceğim. Bunun adı tüketim toplumudur. Biz üreteceğiz. Üreteceğiz hakça bölüşeceğiz. İşin kuralı budur.

Sadece bu mu? Bakın emekliyi söyledim, çiftçiyi söyledim, asgari ücretliyi söyledim. Yetiyor mu? Yetmiyor. 5 milyon borç batağında olan vatandaşımız var. En az 5 milyon kişi. Geçen dönemden bu döneme yani 1 yılda ya banka kredi borcu tüketici kredisi veya kredi kartı borcunu ödemeyen insanların sayısı %27 arttı. Müthiş bir rakam. Kimse borcunu ödeyecek noktada değil. 1 milyon 220 bin vatandaşımız ben borcumu ödeyeceğim dediği halde borcunu ödeyemedi. Bunların tamamı mahkemeye verildi. 550 bin vatandaşımız mahkum oldu, 89 bin vatandaşımız hapse girdi çıktı taahhüdü ihlal cezası nedeniyle. Diğer vatandaşlarımız sıra bekliyor 500 bine yakın vatandaş. Ama 500 bin kişiyi hapse atacağımız hapishane yok Türkiye’de. O nedenle herkes hapse girmek için sıra bekliyor. Biz ne diyoruz? Sevgili vatandaşım seni borç batağından kurtaracağım, o tefeci faizinin en az %80’ini sileceğim, kalan borçları yeniden yapılandıracağım. Bunun devlete yükü sıfır. Hiçbir yükü yok.

Ben ülkemi seviyorum, insanlarımı seviyorum, size hizmet etmek istiyorum. Benim siyaset anlayışımda kimlik üzerinden siyaset yok. Benim siyaset anlayışımda yaşam tarzı üzerinden siyaset yok. Benim siyaset anlayışımda halka her kuruşun hesabını vermek vardır. Eğer bir siyasetçi sizden topladığı vergilerin hesabını size vermiyorsa bilin ki sizi değil cebini düşünüyor. Bilin ki sizi değil yandaşı düşünüyor. Bilin ki, sizi değil köşeyi nasıl dönerim onu düşünüyor. O nedenle dedim 7 Haziran’da yeni bir başlangıç yapacağız. Güzel Türkiye’nin başlangıcını yapacağız. Yaşanacak Türkiye’nin başlangıcını yapacağız. Hep beraber yola çıkacağız.

Sorunlu olanlar sadece çiftçiler mi, sadece esnaf mı, sadece emekliler mi? Hayır. Kamyon şoförleri de öyle. Buradan Türkiye’deki bütün kamyon şoförü kardeşlerime sesleniyorum. CHP iktidarında nasıl taksi plakasında sınırlama varsa, nasıl minibüs plakasında sınırlama varsa kamyon şoförlerinin plakaları içinde sınırlama getireceğiz. Kamyon şoförü de kazanacak. Günün 12 saati gerekiyorsa yolları kat ediyor, direksiyon sallıyor. Dolayısıyla biz her alanın sorununu biliyoruz, her alanın sorununu çözeceğiz. Sözüm sözdür, Türkiye’ye sözdür, Muğla’ya sözdür.

Turizm konusu herhalde önce burada ele alınması gereken bir konudur. Olağanüstü güzel doğanız var, koylar var satıyorlar, koylar var yiyorlar, koylar var peşkeş çekiyorlar. Bunu düzeltmenin yolu 7 Haziran’dan geçiyor. Sandığa gitmekten geçiyor, CHP’ye oy vermekten geçiyor. Yaşanacak bir Türkiye kurmaktan geçiyor. Çevre dostu, doğa dostu, insan dostu tek parti var CHP. O nedenle söylüyorum destek vereceğiz güzel Türkiye için. Destek vereceğiz çocuklarımız için.  Destek vereceğiz torunlarımız için. Destek vereceğiz onurlu, güzel Türkiye için. Yaşanacak bir Türkiye’yi beraber inşa edeceğiz.

Bir iki şey daha söyleyeyim, kapanan beldelerimiz var. Beldeler kapandığı için şikayet eden yurttaşlarımız var. CHP iktidarında sözümüz söz o kapanan beldelere sandığı koyacağız. Belde halkı belediyesinin açılmasını istiyorsa açacağız. Hayır bizim beldeye belediyeye ihtiyacımız yok diyorsa kapatacağız. Yetki halkta olacak, yetki sizde olacak. Ayrıca köy tüzel kişiliklerini yeniden ihya edeceğiz. Köyün ihtiyar meclisi, onun yetkilerini kesinlikle artıracağız. Bu ne demektir? Bizim büyükşehir belediye başkanımızın daha rahat etmesi demektir. Köylüye hizmet götürürken muhtarı köyün kanaat önderi olarak kabul etmesi demektir. O zaman yetkiler hakça bölüşülecek, adaletli bölüşülecek, sorunlarda rahat çözülecek ve beraber yaşanacak bir Türkiye’yi yeniden inşa edeceğiz.

Şimdi sizden bir söz istiyorum. 7 Haziran’da sandığa giderken şu veya bu nedenle geçen seçimlerde CHP’ye oy vermemiş bir vatandaşı ikna edeceksiniz. Gel arkadaş diyeceksiniz beraber gidelim sandığa, omuz omuza gidelim, güler yüzle gidelim, kavga etmeden gidelim. 13 yıl kredi açtık da ne oldu? 6 milyon 200 bin işsizimiz oldu. 13 yıl kredi açtık da ne oldu? 17 milyon yoksulumuz oldu. 13 yıl kredi açtık da ne oldu? 350 bin atama bekleyen öğretmenimiz oldu bekliyor. 200 bin derslik için bekliyor. Ne olacak bu atama bekleyen öğretmenler? Gel beraber sandığa gidelim yeni bir başlangıç yapalım. Diyor ki CHP, diyor ki Kılıçdaroğlu bana sadece 4 yıllık yetki verin 4 yıl. 4 yılda güzel bir Türkiye’yi inşa edeceğiz. 4 yılda huzurlu bir Türkiye inşa edeceğiz. 4 yılda kavgasız bir Türkiye inşa edeceğiz. 4 yıl istiyorum, 4 yıllık yetki. Diyeceksiniz ki, 4 yıl yetki istiyor 13 yıl değil, 15 yıl değil, 20 yıl değil. 4 yıl için gidelim yetkiyi verelim bir görelim bakalım yaşanacak bir Türkiye nasıl oluyormuş. Hep beraber görelim. Bana bu sözü veriyor musunuz? Söz mü?

Demek ki 7 Haziran’da hepimizin birer sorumluluğu var. 7 Haziran’da sandığa giderken geçen seçimlerde CHP’ye oy vermemiş bir vatandaşı alıp beraber götüreceğiz. O da Cumhuriyet Halk Partisine oy verecek. Nereye mührünü basacak? Bakın yazıyor ‘Gelin oy verin’ diyor. Gideceğiz omuz omuza güler yüzle, bir demokrasi şarkısı söyleyerek gideceğiz evet oyunu basacağız ve yeni bir Türkiye’yi, huzurlu bir Türkiye’yi, güzel bir Türkiye’yi, yaşanacak bir Türkiye’yi beraber kuracağız. Söz mü?

Söz verdiniz. Bende size söz veriyorum gün 6 saatse 6 saat, 12 saatse 12 saat, 24 saatse 24 saat, 36 saatse 36 saat sizin için çalışacağım. Sizin için emek harcayacağım. Sizin için alın teri dökeceğim. Döktüğüm her alın teri size helal olsun diyorum.

Yaşanacak bir Türkiye’de buluşmak dileğiyle hepinize tek tek selamlar sunuyorum, saygılar sunuyorum. Hepinizi muhabbetle kucaklıyorum.

Özel güvenlik görevlilerimiz var biliyorsunuz. Onlarda şu veya bu şekilde toplumun güvenliğini sağlıyorlar. Onlarla ilgili olarak da bir şeyler söylendi. Kaldıracağız dendi, hakları ellerinden alınacak dendi. Hiç kimse meraklanmasın hiç kimsenin hakkını kimse alamaz. Onların hakkını savunacak olan parti yine biziz. Halkın partisi CHP hiç meraklanmayın sizin haklarınızı sonuna kadar savunacağız.

Size en içten selamlar, saygılar. Sağ olun, var olun, yolunuz açık olsun. Güzel bir Türkiye’de, yaşanacak bir Türkiye’de beraber yaşayacağız.