Tedavi için batıya gitmeye gerek var mı?

Tedavi için batıya gitmeye gerek var mı?
VAN HABER - Çağımızın en önemli hastalığı olan kanser, "Kanser Haftası" nedeniyle bu aralar sıklıkla dillendiriliyor, gündeme getiriliyor. Maliyetli bir tedavi süreci gerektiren, erken tanı konulması durumunda tedavisi daha kolay olan kanserin teşhisi de bir kaç test sonucunda konulabiliyor.
- Kanser tedavisi konusunda bir süre önce Van Bölge Eğitim Araştırma Hastanesi'nde Radyoterapi Kliniği açıldı. Klinik ile ilgili bilgiler paylaşan ve radyoterapi tedavisini anlatan Van Bölge Eğitim Araştırma Hastanesi Radyasyon Onkolojisi Uzmanı Dr. M. Murat Akın, "Kanser tedavisi için hastalarımızın artık batıya gitmesine gerek yok" dedi.

Van Bölge Eğitim Araştırma Hastanesi, kanser tedavisinde önemli bir eksikliği tamamlayarak bir süre önce Radyoterapi Kliniği'ni açtı. Klinik, Van EAH Radyasyon Onkoloji Uzmanı Dr. M. Murat Akın ve Radyasyon Onkoloji Uzmanı Senar Günenç eşliğinde hizmet sunuyor.

Kanser Haftası nedeniyle açıklamalarda bulunan Radyasyon Onkolojisi Uzmanı Dr. M. Murat Akın yapılan tedavi ve hizmetler hakkında şunları söyledi; "Günümüzde artık birçok kanser türünün ana tedavisi olarak veya diğer tedavilere ek olarak tümörün veya tümörün çıkartıldığı yatağın ve riskli bölgelerin tedavisinde kullanılan radyoterapi uygulaması artık bölge hastanemizde kurulumu gerçekleşen cihazımız ile hastanemizde de uygulanmaya başlamıştır. Kliniğimizde kurulan radyoterapi cihazı ile kanser hastalarının tedavisinde büyük kolaylıklar sağlamaktayız. Radyasyon Onkolojisi Merkezi'nin kurulmasının şu avantajları vardır: Bir hasta bir ameliyat için Ankara, İstanbul, İzmir'e gittiğinde en fazla bir iki hafta zaman harcar. Oysa Radyoterapi uzun soluklu bir tedavidir, kimi hastalarımızda tedavi öncesi hazırlıklar da düşünüldüğünde bu süre bazen 4-6 haftayı bulmaktadır. Zaten kanser tanısı ile karşılaşmış ve büyük psikolojik desteğe ihtiyacı olan hasta ve yakınlarının aynı zamanda sırf bu tedavi için kendi evi dışında başka bir ilde bir akrabasının evinde veya uzun süre otelde, pansiyonda kalması zor bir durumdur. Bu nedenle bu bölgede böyle bir ünitenin kurulması, Vanlı veya bölge illerimizden olup da Ankara, İstanbul, İzmir'e kanser tanısı ile tedaviye gitmek zorunda kalan hastalarımıza hem ekonomik anlamda, hem de psikolojik anlamda rahatlama sağlımaktadır."

NE TÜR HASTALAR BU HİZMETİ ALIR?


Radyasyon Onkolojisi Uzmanı Dr. M. Murat Akın konuya ilişkin açıklamalarını şu şekilde sürdürdü; "Her kanser hastasının radyoterapi alacak diye bir zorunluluğu yoktur. Kanser hastalığının tedavisi multidisiplinler dediğimiz bir kavram içinde değerlendirilir. Kanser tanısı alan hastaların tedavisinin ne olcağı cerrahi branşlar, patalog, medikal onkolog ve radyasyon onkologları birlikte hareket etmeleriyle belirlenmelidir. Kanser hastasına cerrahi tedavi mi uygulayalım yoksa radyoterapi mi uygulayalım, kemoterapimi verelim buna ilgili tüm hekimlerin istişahere ederek karar vermesi en sağlıklı yöntemdir. Çünkü her hasta farklıdır! Her kanserde aynı tedaviyi uygulayamazsınız. Bu amaçla zaten hastanemizde bulunan onkoloji ile ilgilenen hekimlerimiz sürekli diyalog halindeyiz.

Radyoterapinin, cerrahiden ve kemoterapiden farkı şudur: Kanser hastalarının en büyük korkuları yan etkilerdir. Kullanılan kemoterapi ajanlarının vücutta yarattığı bir yan etkiler tedavinin doğası gereği vardır. Bu sonuç çok doğaldır; çünkü kullandığımız ilaçlar, kemoterapi ajanları tüm vücudu etkiliyor. Yine cerrahi bir prosudürler kolay değildir, yatış süreci, ameliyatın tabiyatı gereği gelişen organ ve fonksiyon kayıpları ve sonrası toparlanma süreçleri yıpratıcı bir süreçtir. Oysa Radyoterapi Tedavisinin güzelliği şudur; Radyoterapi tüm vücuda etki etmez. Sadece tümörlü yeri hedef alır. Örneğin hastanın beyin tümörü vardır. Biz sadece beyindeki tümörü ışınlarız. Dolayısıyla vücüdun diğer kısımları hiçbir şekilde ışından etkilenmez. Ya da meme kanserli hastanın sadece göğsü ışınlanmaktadır. Kemoterapi aldığı zaman bitkin düşer, saçları dökülür ama ışın tedavisine geldiği zaman bitkin düşmez, saçları da dökülmez. Neden? Çünkü bizim kanserli olmayan bölgeyle işimiz yoktur, biz sadece meme bölgesine ışın tedavisi uygularız. Radyoterapi tedavinin böyle güzel bir tarafı vardır. Yani Radyoterapi tedavisi bölgesel tedavidir. Tüm sistemi rahatsız edecek yan etkiler ihtiva etmez."

"RADYOTERAPİ DE YANLIŞ BİLİNENLER..."

Radyasyon Onkolojisi Uzmanı Dr. M. Murat Akın; "Halk arasında yanlış bilinen, özellikle bu bölgede daha yoğun olan yanlış bir bilgi 'Radyoterapinin bulaşıcı olduğu zannedilir'. Halbuki Radyoterapi ile uygulanan radyasyon bulaşıcı değildir. Bazı hastalar bu yüzden tedaviye gelmemektedirler. Adı radyasyon ama radyasyon alan hasta kimseye radyasyon bulaştırmaz. Halk arasında böyle yanlış bir düşünce olduğu için bazı hastalar bize geldiklerinde; 'Bizim çoluğumuz çocuğumuz var, torunlarımız, gelinimiz var, biz onlara radyasyon bulaştırmak istemiyoruz, bu yüzden radyasyon tedavisini kabul etmiyoruz.' diyorlar. Biz onlara radyoterapinin bulaşıcılığının olmadığını, böyle güzel bir yönünün varlığını anlatıyoruz. Lokal bir tedavidir, yan etkileri az ve bulaşıcı değil, etkili bir tedavi yöntemidir." ifadelerini kullandı.

"EN ETKİLİ TEDAVİ KORUNMAKTIR"

Uzman Dr. Akın tedaviye ilişkin de şu bilgileri verdi; "Kanser günümüzün en önemli sağlık problemlerinden birisidir. Uzun zamandır tüm dünya kanserle mücadelede şunu gördü; Erken tanının gerek ekonomik gerekse tedavi edilebilirlilik açısından getireceği avantajlar son derece önemli. Geç tanı konulduğundaki sağlık maliyeti göz önünde bulundurulduğunda ve giderek artan sıklıkta olduğu göz önüne alındığında, kanser hastalığı dünya için en büyük problemlerden birisidir. Çünkü erken farkederseniz tedavisi mümkün, erken farkedemezseniz çok büyük maliyeti olan ve tedavi şansı azalan bir hastalıktır. Günümüzdeki teknolojiler ile hem radyasyon onkolojisindeki yeni cihazlar, hem de medikal onkolojinin kullandığı ilaç teknolojileri geliştikçe bu tedavi edilebilir şans da gittikçe artmaktadır. Ve yan etkileri de giderek azalmaktadır. Vatandaşlarımızın öncelikle şunu bilmeleri gerekiyor; Erken tanı tedavi edilebilir bir şans doğuruyor. Dolayısıyla erken tanıya gitmesi gerekiyor. Bunun için neler yapılması gerekiyor? Belli yaşlarda dönemlerde, cinsiyetlerde belli bazı tarama programları var. Nedir bu?Meme kanseri? Yaklaşık 40 yaşından itibaren kadınlarımızın meme kanseri tarama programına girmeleri gerekiyor. Ailesinde meme kanseri olan varsa, annesi, teyzesi, yakın akrabalarında 35 yaşından itibaren tarama programlarına girmeleri gerekiyor. Erkekler de prostat kanseri erken tanı konulabilir. Çok basit bir kan tahlili ile sizin kanser olup olmadığınız, yada müdahalenin gerekli olup olmadığı anlaşılır. Bunların dışında, kilo kaybı, uzun süren öksürük, kanama, vücudun herhangi bir bölgesinde gelişen kitle, iyileşmeyen yaralar, vb. nedenlerle ilgili doktora giderseniz muayene olursunuz, yine erken tanı konulabilir. Dolayısıyla kanserde erken tanı önemlidir. Bunun için vatandaşlarımızın şunu bilmeleri gerekiyor. Belirli kanser türleri olup, tarama programları mevcut, bunun için KETEM var, giderlerse çok büyük avantaj sağlamış olurlar. Özetle halkımız bir sağlık şikayeti olduğu zaman doktora başvurmalıdırlar. Son olarak şunu söylemek istiyorum; 'Kanser Erken Teşhis Edilirse, Tedavi Edilebilir Bir Hastalıktır."