Lezgin Botan'dan önemli açıklamalar
Yayınlanma:
Halkların Demokratik Partisi milletvekili adayları Vanlıların yoğun ilgisi altında seçim çalışmalarını sürdürüyorlar. Van milletvekili adayı Lezgin Botan, seçim çalışmaları hakkında Merkur TV’ye önemli açıklamalarda bulundu.
Halkların Demokratik Partisi milletvekili adayları Vanlıların yoğun ilgisi altında seçim çalışmalarını sürdürüyorlar. Van milletvekili adayı Lezgin Botan, seçim çalışmaları hakkında Merkur TV’ye önemli açıklamalarda bulundu. Vanlıların barış sürecinin devam etmesi için
HDP’nin mecliste olması gerektiğini ifade ettiklerini dile getiren Botan, cumhuriyetin ilk yıllarında olduğu gibi AKP döneminde de bölgeye bir ambargo koyulduğunu belirtti.
Vanlıların en çok şikayet ettiği veya talepleri nelerdir?
Genelde halkın temel beklentisi artık 7 Haziran seçimlerinde mutlaka ama mutlaka barışın sağlanmasıdır. Birinci gündem şu an bu. Anneler, gençler hatta görüştüğümüz STK’lar herkesin birinci gündemi öncelikle barışın ne olacağı endişesidir. Mutlaka parlamentoda yer almalısınız ve parlamentoda halkların demokratik partisi barışın güvencesi olacağını dile getiriyorlar. İkincisi hemen sınır ticareti geliyor. Sınır ticaretinde mutlaka ama mutlaka bir an önce bir çarenin bulunması gerekir. Van, diğer sınır illerine göre ticaret hacmi çok yüksek. Van’ın sınır kenti olmasına rağmen 9 başkente yakın olmasına rağmen Van’ın ticaret hacmi çok kötü.
Herkesin itirazı şu; sınır ticareti bir an önce başlamalı, serbest ticaret bölgesi oluşmamalı. Görüştüğümüz ticaret odası ve esnafı aynı zamanda iş adamlarımıza dendi ki sizin yazılan çekleriniz kara listeye alınmayacak. Ama herkes kara listeye alınınca kredi alamıyorlar veya bu nedenle ihaleye giremiyorlar. Bu şekilde ilimizdeki ihalelerin çoğu dışardan kişilere veriliyor. Buna TOKİ’yi örnek gösterebiliriz. Ne iş adamımız, ne esnafımız ne de iş adamlarımız bundan bir fayda görmedi. Hepsi dışarıdan getirildi. 35 ile 52 bin lira arasında mal olunmasına rağmen 98 ile 100 bin arasında halkımıza satılıyor. Altyapısı henüz yapılmamış. Tamamıyla ticaret mantığıyla yapılmıştır. Dolayısıyla halkımız mağdur durumda. Burada oturanların çoğu asgari ücretle çalışıyor, bir kısmı işsiz.
Mehmet Şimşek’in “kamu kurumları içerisinde bulunan bütün araçların payı devlet bütçesinde bir çerez parasıdır” açıklamasını yaptı fakat öte taraftan Vanlılardan vergi terkini adı altıda depremden dolayı biriken vergileri alınıyor. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?
Van’daki esnafın vergi borçları da eğer kamu araçlarının aylık sadece bakım parası çerez parası ise Van’daki esnafın vergi borçları onların ayakkabı boyasının parası bile değil. Kürt sorunuyla alakalı olduğunu düşünüyorum. Burada yoğunluklu olarak Kürt nüfusunun yaşandığı bir kent. Bana göre gizli olmayan Van a bir ambargo konmuştur. Hayvancılığı bitirmişsiniz, turizmi bitirmişsiniz, sınır kapılarını kapatmışsınız, bir paket sigara için gençleri öldürüyorsunuz, organize sanayi neredeyse varlığı bile hissedilmiyor, kent büyük bir deprem felaketi yaşamış, inşaat sektörünü bitirmişsiniz. TOKİ’leri bu kente musallat etmişsiniz. Bu kentten nereden bakarsanız bakın 200 trilyona yakın para çıkacak. Fakat esnaf bitmiş tükenmiş. Esnaf için bir sicil affı mutlaka şarttır. Vergilerin terkini sağlanmalıdır. Van’daki esnafların vergi borçlarını toplasanız onların bir çerez parası etmez.
Cumhurbaşkanı Samsun’da Mercedes’in lüks olmaktan çıktı diyor. Ama ben birçok insanı biliyorum belediye otobüsüne binecek parası yok ve 3-4 kilometre yürümek zorunda kalıyorlar. Yalçın Akdoğan musluklarımız bal, süt şeker akıyor diyorlar. Doğrudur. 77 milyonu sömürürsen bu olur ama birileri şu anda asgari ücretle çalışıyor. Milyonlarca insan asgari ücrete mahkûm edilmiş. Taşeronlaşmaya mahkûm edilmiş ve 6,5 milyon insan işsiz durumda.
HDP olarak Van’a ne vaat ediyorsunuz?
İnsanlarımız işsizlikten dolayı batıya göç ediyorlar. Örneğin karayolları, DSİ, sağlık ve eğitim alanındaki bütün ihalelerin ödenekleri ve hakkedişleri ertelenmiş durumda. Resmen bir ambargo söz konusu. İlin potansiyelini ortaya çıkarılmasını engellenmiş, ilin esnaf ve iş adamlarını çökertmişsiniz. Bunun anlamı şudur; Kürt yoksul olmalı, aç olmalı, muhtaç olmalı. Muhtaç olmalı ki teknolojiyi, siyaseti, bilimi etkin bir şekilde kullanmasın. Çünkü entelektüel düzeyi gelişen bir toplumuz. Ancak ekonomisi iyileşmesi ile bu mümkün olabilir. Ekonomisi yükseldiği vakit demokratik taleplerde yükselecektir. Dolayısıyla bunun bir devlet politikası olduğunu düşünüyorum. Şunu söylüyorum. İzmir’in bir aylık kaçak elektriği Van’da bir yılık kaçak elektrik dâhil olmak üzere tükettiğimiz tüm elektriğe bedeldir. Ama birilerine sorarsanız Van hırsızdır. Bu algıyı kırmak lazım.
TOKİ'LERİN HALKA DOĞRUDAN VERİLMESİ İÇİN DEMOKRATİK MÜCADELE VERECEĞİZ
Dolayısıyla ilk işimiz vergi affı, sicil affı, TOKİ’lerin halka doğrudan verilmesi için demokratik mücadelemizi vereceğiz. Van- Şırnak arasındaki karayolu, sınır kapılarının açılması, Van’daki ekonomik hacmini artıracak, Van’daki hayvancılığı yeniden canlandırma, halkın ürünü değerlendirecek ve ülke çapında bunları pazarlandıracak bir sitemi kuracağız. Buradaki STK’larla görüşüp neler yapılabileceğini tespit edip ekonomi, siyasi, kültürel bir yol haritasını çizeceğiz.
Erciş’teki asılan pankart için neler söyleyeceksiniz? Sizce o pankart kimin tarafından ve ne amaçla asıldı?
Kim yapıyorsa yapsın, kınıyoruz ve tek kelime ile mahkûm ediyoruz. Bu pankartın asılması kime yaradığına çok iyi bakmak lazım. Biz bu komplo kumpaslarının ustalarını çok biliyoruz. Hani birileri ustalaştı ya! Nelerde ustalaştıklarını gördük. Kumpaslarda, darbelerde, sivil vesayetlerin kurulmasında, çeşitli tuzakların kurulmasında, yalan atmada, toplumsal algıyı çarpıtmada, algı operasyonlarının yürütmesinde birileri ustalaşmış. İşte o ustalar şu an iş başında. Her kim çıkıp şunu söylüyorsa “HDP barajın altında kalırsa süper olur” onlar o pankartı asmışlardır. Ne ihtiyacımız var ve niye böyle bir şey asalım. Giremiyorlar zaten. Girecek ne yüzleri var ne de söyleyecek sözleri var. Hırsızların, vicdansızların artık halkın arasına çıkmak gibi bir gücü yok.
BİRİLERİ VAN'DAKİ YENİLGİLERİNİ MEŞRULAŞTIRMAK İSTİYORLAR
Pankart olayında olduğu gibi bunlar bundan sonra da bu tür şeyler yapabilir, birilerine hizmet veriyor, bunlar provokasyondur, birileri Van’daki yenilgilerini meşrulaştırmak istiyorlar, bunu genel merkezlerine kabul ettirmek istiyorlar. Bu yol yol değildir. Vazgeçsinler. Çıkın sokağa kendinizi anlatın. Sokağa çıkıp insanların yüzüne bakamıyorlar. Bu bizim sorunumuz değil. Burada AKP’ye oy verdim diye dövülen veya dışlanan bir tane adam mı var veya dövülen adam mı var? Veya emniyet amiri ve kaymakam eşliğinde gece yarıları binlerce insanın polis eşliğinde götürülüp bir siyasi partinin tabelası mı indirildi. Binaları bombalanmış kim var buralarda. Biraz utansınlar. Binaları bombalan biziz, büroları basılan biziz, kurşunlanan biziz, biz. Biz burada AKP’ye çağrıda bulunuyoruz. Arzularınıza kapılmayın. Yol bu yol değil. Demokratik, hukuk zemininde kalın. Şiddetle aranıza mesafe koyun. Toplumsal infiale başvurmayın. Kim yapıyorsa yanlış bir şeydir. Ahlaksızlıktır, vicdansızlıktır. Reddediyoruz.
HDP’nin mecliste olması gerektiğini ifade ettiklerini dile getiren Botan, cumhuriyetin ilk yıllarında olduğu gibi AKP döneminde de bölgeye bir ambargo koyulduğunu belirtti.
Vanlıların en çok şikayet ettiği veya talepleri nelerdir?
Genelde halkın temel beklentisi artık 7 Haziran seçimlerinde mutlaka ama mutlaka barışın sağlanmasıdır. Birinci gündem şu an bu. Anneler, gençler hatta görüştüğümüz STK’lar herkesin birinci gündemi öncelikle barışın ne olacağı endişesidir. Mutlaka parlamentoda yer almalısınız ve parlamentoda halkların demokratik partisi barışın güvencesi olacağını dile getiriyorlar. İkincisi hemen sınır ticareti geliyor. Sınır ticaretinde mutlaka ama mutlaka bir an önce bir çarenin bulunması gerekir. Van, diğer sınır illerine göre ticaret hacmi çok yüksek. Van’ın sınır kenti olmasına rağmen 9 başkente yakın olmasına rağmen Van’ın ticaret hacmi çok kötü.
Herkesin itirazı şu; sınır ticareti bir an önce başlamalı, serbest ticaret bölgesi oluşmamalı. Görüştüğümüz ticaret odası ve esnafı aynı zamanda iş adamlarımıza dendi ki sizin yazılan çekleriniz kara listeye alınmayacak. Ama herkes kara listeye alınınca kredi alamıyorlar veya bu nedenle ihaleye giremiyorlar. Bu şekilde ilimizdeki ihalelerin çoğu dışardan kişilere veriliyor. Buna TOKİ’yi örnek gösterebiliriz. Ne iş adamımız, ne esnafımız ne de iş adamlarımız bundan bir fayda görmedi. Hepsi dışarıdan getirildi. 35 ile 52 bin lira arasında mal olunmasına rağmen 98 ile 100 bin arasında halkımıza satılıyor. Altyapısı henüz yapılmamış. Tamamıyla ticaret mantığıyla yapılmıştır. Dolayısıyla halkımız mağdur durumda. Burada oturanların çoğu asgari ücretle çalışıyor, bir kısmı işsiz.
Mehmet Şimşek’in “kamu kurumları içerisinde bulunan bütün araçların payı devlet bütçesinde bir çerez parasıdır” açıklamasını yaptı fakat öte taraftan Vanlılardan vergi terkini adı altıda depremden dolayı biriken vergileri alınıyor. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?
Van’daki esnafın vergi borçları da eğer kamu araçlarının aylık sadece bakım parası çerez parası ise Van’daki esnafın vergi borçları onların ayakkabı boyasının parası bile değil. Kürt sorunuyla alakalı olduğunu düşünüyorum. Burada yoğunluklu olarak Kürt nüfusunun yaşandığı bir kent. Bana göre gizli olmayan Van a bir ambargo konmuştur. Hayvancılığı bitirmişsiniz, turizmi bitirmişsiniz, sınır kapılarını kapatmışsınız, bir paket sigara için gençleri öldürüyorsunuz, organize sanayi neredeyse varlığı bile hissedilmiyor, kent büyük bir deprem felaketi yaşamış, inşaat sektörünü bitirmişsiniz. TOKİ’leri bu kente musallat etmişsiniz. Bu kentten nereden bakarsanız bakın 200 trilyona yakın para çıkacak. Fakat esnaf bitmiş tükenmiş. Esnaf için bir sicil affı mutlaka şarttır. Vergilerin terkini sağlanmalıdır. Van’daki esnafların vergi borçlarını toplasanız onların bir çerez parası etmez.
Cumhurbaşkanı Samsun’da Mercedes’in lüks olmaktan çıktı diyor. Ama ben birçok insanı biliyorum belediye otobüsüne binecek parası yok ve 3-4 kilometre yürümek zorunda kalıyorlar. Yalçın Akdoğan musluklarımız bal, süt şeker akıyor diyorlar. Doğrudur. 77 milyonu sömürürsen bu olur ama birileri şu anda asgari ücretle çalışıyor. Milyonlarca insan asgari ücrete mahkûm edilmiş. Taşeronlaşmaya mahkûm edilmiş ve 6,5 milyon insan işsiz durumda.
HDP olarak Van’a ne vaat ediyorsunuz?
İnsanlarımız işsizlikten dolayı batıya göç ediyorlar. Örneğin karayolları, DSİ, sağlık ve eğitim alanındaki bütün ihalelerin ödenekleri ve hakkedişleri ertelenmiş durumda. Resmen bir ambargo söz konusu. İlin potansiyelini ortaya çıkarılmasını engellenmiş, ilin esnaf ve iş adamlarını çökertmişsiniz. Bunun anlamı şudur; Kürt yoksul olmalı, aç olmalı, muhtaç olmalı. Muhtaç olmalı ki teknolojiyi, siyaseti, bilimi etkin bir şekilde kullanmasın. Çünkü entelektüel düzeyi gelişen bir toplumuz. Ancak ekonomisi iyileşmesi ile bu mümkün olabilir. Ekonomisi yükseldiği vakit demokratik taleplerde yükselecektir. Dolayısıyla bunun bir devlet politikası olduğunu düşünüyorum. Şunu söylüyorum. İzmir’in bir aylık kaçak elektriği Van’da bir yılık kaçak elektrik dâhil olmak üzere tükettiğimiz tüm elektriğe bedeldir. Ama birilerine sorarsanız Van hırsızdır. Bu algıyı kırmak lazım.
TOKİ'LERİN HALKA DOĞRUDAN VERİLMESİ İÇİN DEMOKRATİK MÜCADELE VERECEĞİZ
Dolayısıyla ilk işimiz vergi affı, sicil affı, TOKİ’lerin halka doğrudan verilmesi için demokratik mücadelemizi vereceğiz. Van- Şırnak arasındaki karayolu, sınır kapılarının açılması, Van’daki ekonomik hacmini artıracak, Van’daki hayvancılığı yeniden canlandırma, halkın ürünü değerlendirecek ve ülke çapında bunları pazarlandıracak bir sitemi kuracağız. Buradaki STK’larla görüşüp neler yapılabileceğini tespit edip ekonomi, siyasi, kültürel bir yol haritasını çizeceğiz.
Erciş’teki asılan pankart için neler söyleyeceksiniz? Sizce o pankart kimin tarafından ve ne amaçla asıldı?
Kim yapıyorsa yapsın, kınıyoruz ve tek kelime ile mahkûm ediyoruz. Bu pankartın asılması kime yaradığına çok iyi bakmak lazım. Biz bu komplo kumpaslarının ustalarını çok biliyoruz. Hani birileri ustalaştı ya! Nelerde ustalaştıklarını gördük. Kumpaslarda, darbelerde, sivil vesayetlerin kurulmasında, çeşitli tuzakların kurulmasında, yalan atmada, toplumsal algıyı çarpıtmada, algı operasyonlarının yürütmesinde birileri ustalaşmış. İşte o ustalar şu an iş başında. Her kim çıkıp şunu söylüyorsa “HDP barajın altında kalırsa süper olur” onlar o pankartı asmışlardır. Ne ihtiyacımız var ve niye böyle bir şey asalım. Giremiyorlar zaten. Girecek ne yüzleri var ne de söyleyecek sözleri var. Hırsızların, vicdansızların artık halkın arasına çıkmak gibi bir gücü yok.
BİRİLERİ VAN'DAKİ YENİLGİLERİNİ MEŞRULAŞTIRMAK İSTİYORLAR
Pankart olayında olduğu gibi bunlar bundan sonra da bu tür şeyler yapabilir, birilerine hizmet veriyor, bunlar provokasyondur, birileri Van’daki yenilgilerini meşrulaştırmak istiyorlar, bunu genel merkezlerine kabul ettirmek istiyorlar. Bu yol yol değildir. Vazgeçsinler. Çıkın sokağa kendinizi anlatın. Sokağa çıkıp insanların yüzüne bakamıyorlar. Bu bizim sorunumuz değil. Burada AKP’ye oy verdim diye dövülen veya dışlanan bir tane adam mı var veya dövülen adam mı var? Veya emniyet amiri ve kaymakam eşliğinde gece yarıları binlerce insanın polis eşliğinde götürülüp bir siyasi partinin tabelası mı indirildi. Binaları bombalanmış kim var buralarda. Biraz utansınlar. Binaları bombalan biziz, büroları basılan biziz, kurşunlanan biziz, biz. Biz burada AKP’ye çağrıda bulunuyoruz. Arzularınıza kapılmayın. Yol bu yol değil. Demokratik, hukuk zemininde kalın. Şiddetle aranıza mesafe koyun. Toplumsal infiale başvurmayın. Kim yapıyorsa yanlış bir şeydir. Ahlaksızlıktır, vicdansızlıktır. Reddediyoruz.
Van Haber