Partisinin Van'da düzenlediği halk toplantısına katılan DBP Eş Genel Başkanı Kamuran Yüksek, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

 

Nuda Kültür ve Sanat Merkezinde yapılan toplantıya Van Büyükşehir Belediyesi Eş Başkanı Bekir Kaya, DBP ve HDP il ve ilçe eş başkanları ile yöneticiler ve parti üyeleri katıldı. 

Hükümet sözcüsü Numan Kurtulmuş’un dün açıkladığı projelere değinen Yüksek, merakla projelerin ne olduğunu beklediklerini kaydetti. Yüksek, bu çatışma ve operasyonlardan sonra halka dönüp rehabilitasyon politikasını devreye koyacaklarını söyledi. Artık insanın şaşırdığını anlatan Yüksek, şöyle konuştu: "Rehabilitasyona ihtiyacı olan bu halk değil, bu hükümettir. Rehabilitasyon kime uygulanır, psikolojisi bozulan, normal düşünemeyenler için uygulanır. Normal düşünemeyen sizsiniz. Aklınızı yitirmişçesine halka saldıran, dengesiz politika yürüten sizsiniz. Asıl sizin rehabilitasyona ihtiyacınız var. Bu halk ne istediğini biliyor. Halk demokrasi, özgürlük, barış istiyor. Peki siz ne istiyorsunuz? Bu dengesiz politikalarınızla ne istiyorsunuz? Kürde de kaybettirmek, Türk'e de kaybettirmek, ülkeyi savaş alanına çevirmek, ülke içerisinde iç savaşa sürüklemek, ülke dışında da komşu ülkelere savaş ilan etmek." 

 

Hükümetin dengesini yitirdiğini anlatan Yüksek, sözlerine şöyle devam etti: 

"Sizin bu politikalarınızı iyi biliyoruz. Şimdi Sur’da insanların evlerini başına yıkacaksınız; Silopi’de, Silvan’da, her tarafta, ondan sonra gidin elini başına koyacak şefkat gösterecek ve kazanmaya çalışacaksınız. Maalesef artık kazanabileceğiniz bir halk kalmadı. Bu halk artık sizin bu politikalarınıza gelmez, buna kanmaz. Bu katliamlardan sonra insanlarımızın yaşadığı duygu ve düşüncelerin sonuçları ile henüz karşılaşmadınız. Böyle rehabilitasyonla, şefkat politikalarıyla, size ev yapacağız, şunu yapacağız bunu yapacağız demekle kazanabileceğiniz bir halk kalmadı. Evet çok sayıda insan öldürmüş olabilirsiniz, çok sayıda ev yıkmış olabilirsiniz ama kazanmadınız, kaybettiniz, halkı, toplumu kaybettiniz. Güven tamamen ortadan kalkmıştır. Sizinle varılacak bir nokta kaldığına artık bu toplum inanmıyor.”

Bu politikalardan U dönüşü yaparak vazgeçilmesi konusunda çağrıda bulunan Kamuran Yüksek, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Şu an politika güvenlik kapsamında. İşte en son Cizre ve Yüksekova için aldıkları karar. Yüksekova, Hakkari’den daha büyük bir kent, Cizre'de Şırnak'tan daha büyük bir kent. Gelişme potansiyeli daha fazla. Buraların il yapılması konusunda teklif oldu, ama hiçbirini dikkate almadınız. Ama şimdi bu savaşın ortasında, güvenli politikaları nedeniyle Şırnak ve Hakkari’yi il olmaktan çıkaracaklarını, bunun yerine Yüksekova ve Cizre’yi il yapacaklarını söylüyor. Normalde olabilecek bir şey. Bunun olması konusunda kimsenin itirazı olmazdı, ama siz bunu gelişme gösterme çerçevesinde yapmış olsanız, kentlerin potansiyeli üzerinden yapmış olsaydınız doğru bir şey olurdu. Fakat bunun üzerinde yapmıyorsunuz, ne için yapıyorsunuz. Güvenlik politikaları çerçevesinde. Niye Hakkari çok sapa bir yer, çok dağlık bir yerde ve çok sınırda, Yüksekova daha kontrol edilebilecek bir yerde, orayı il yapalım. İl valiliklerini oraya taşıyalım diyorsunuz. Şırnak için de keza öyle oradan alalım Cizre’ye taşıyalım." 

Kararın normal koşullarda gerçekleşse olabilecek bir şey, ama güvenlik politikaları çerçevesinde yapıldığı zaman bunun bir anlamı olmadığını belirten Yüksek, sözlerini şöyle sürdürdü: "Oraya daha fazla polis ve asker yığmak için yapıyorsunuz. Buradaki insanların yararına bir durum değil. Kalkıp yarın diyeceksiniz ‘Ben Yüksekova’yı il yapmak istedim buna da itiraz ettiler.’ Hayır, Yüksekova ile Cizre’yi il yapmanız noktasında bir itirazımız normal koşullarda olamaz. Ama güvenlik politikası çerçevesinde yaptığınız zaman hangi niyetle yaptığınız önemli, bu konuda elbette eleştireceğiz. Öte yandan uçaklarda Kürtçe anons yapacaklarını söylüyorlar. Peki bugüne kadar bu talep geldiğini barış ve çözüm ortamında, bütün koşullar uygunken niye gerçekleştirmediniz? Çok mu zordu, hiç kimsenin itirazının olmadığı süreçte neden yapmadınız? Biz yıllarca bunu yapın dediğimizde neden yapmadınız? Neden bu kan revan içinde bunu yapıyorsunuz? Amacınız isimleri iade etmek mi, yoksa kan dökerken bir teselli vermek, gönlünü almak, şeker vermek mi?”

Yüksek, konuşmasının ardından bazı gezilerde bulunmak üzere bulunduğu yerden ayrıld