Ekonomi Bakanı Zeybekci: Türkiye mutlaka hedefine ulaşacak
Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci, 16 Nisan'daki halk oylamasına ilişkin, "Biz istiyoruz ki güçlü bir yasama olsun. Biz istiyoruz ki güçlü bir yargı olsun. Yargının bağımsızlığının yanında tarafsızlığını da ekliyoruz ama maalesef bundan rahatsız olanlar da var." dedi.
Bakan Tüfenkci, Van programı kapsamında, partisinin Kazım Karabekir Caddesi'ndeki seçim bürosunun açılışında yaptığı konuşmada, bir yandan terörle mücadele ederken bir yandan da Türkiye'yi büyütmeye çalıştıklarını söyledi.
Bir taraftan terör örgütlerinin inlerine girerek mücadele ettiklerini, bir taraftan da insanlara iş ve aş bulmaya, esnafın işini büyütmeye çalıştıklarını anlatan Tüfenkci, "Bunun için sizlerle Cumhurbaşkanı'mız sayın Recep Tayip Erdoğan'ın liderliğinde gece gündüz çalışıyoruz. Biz istiyoruz ki Türkiye güçlensin, bölgesinde lider olsun. Biz istiyoruz ki Türkiye dünyada sözü dinlenilen ülke olsun. Biz istiyoruz ki yurt dışına çıktığımızda pasaportumuz güçlü olsun. Bunun için de cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminine geçiyoruz." diye konuştu.
"BİZ İSTİYORUZ Kİ GÜÇLÜ BİR YARGI OLSUN"
"Biz istiyoruz ki güçlü bir yasama olsun. Biz istiyoruz ki güçlü bir yargı olsun. Yargının bağımsızlığının yanında tarafsızlığını da ekliyoruz ama maalesef bundan rahatsız olanlar da var." ifadesini kullanan Tüfenkci, şunları kaydetti:
"Ama biz istiyoruz ki bu ülkede özgürlük, hak, adalet olsun. Onun için de yargı bağımsız olsun, tarafsız olsun. Biz istiyoruz ki Meclis asli görevini yapsın. Biz istiyoruz ki Meclis daha da fazla denetlesin. Biz istiyoruz ki Meclis temsil ettiği seçmeniyle daha fazla ilgilensin. Biz istiyoruz ki kişi başı gelirimiz 11 bin dolarlardan 25 bin dolarlara çıksın. Van için, illerimiz için ihracat kapıları olsun. Bunun için etkin sürdürülebilir yönetim olsun. Manipülasyonlara, provokasyonlara açık değil, koalisyonlara açık değil, istikrarlı bir hükümet olsun. 'Milletin parasından milletin sermayesinden heba olmasın' diyoruz. Bunun için de 16 Nisan'da 'evet' demeye var mıyız?"
"TÜRKİYE'NİN GÜÇLENMESİNDEN RAHATSIZ OLUYORLAR"
Bakan Tüfenkci, Avrupa'nın, Türkiye'nin güçlenmesini istemediğini dile getirdi.
Orada bakanlara ve Müslümanlara karşı yapılanları herkesin gördüğüne işaret eden Tüfenkci, şöyle konuştu:
"Hep beraber görüyoruz. Onlar neden rahatsız oluyorlar.? Onlar, Van'ın Türkiye'nin büyümesinden güçlenmesinden rahatsız oluyorlar. Bunun için ev ev dolaşarak kapı kapı dolaşarak biz Türkiye'yi güçlendireceğiz onlara inat. 'Hans'lara, 'George'lara inat Mehmetler, Ahmetler, Muhammetler hepsi birden 16 Nisan'da Türkiye'ye sahip çıkacak, Van'a sahip çıkacak, bu ümmete sahip çıkacak. Bu gençlerin önünün açılmasını, iş aş bulmak, Türkiye'yi büyütmek, bir daha enflasyonlarla uğraşmak istemiyorsak, hükümet krizleriyle bu milletin sermayesinin heba edilmesini istemiyorsak, bu ülkede bir daha darbeler olsun istemiyorsak, 15 Temmuzları bu ülke bir daha yaşasın istemiyorsak, hep beraber ne diyeceğiz arkadaşlar? İnanıyorum ki herkesin gözü Van'da olacak. 'Van 'evet' diyor mu?' diyecek, buna bakacak. Ben bu ışığı buradan alıyorum."
Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, Avrupa Birliği (AB) Adalet Divanının başörtüsü kararına ilişkin, " Avrupa'nın bu hastalıktan biran önce kurtulmasını tavsiye ediyorum, öneriyorum. Bu yolun sonu yol değil." dedi. Çeşitli programlara katılmak üzere Van'a gelen Bakan Zeybekci, AA muhabirine, AB Adalet Divanının başörtüsü kararının detaylarını henüz görmediğini söyledi.
Avrupa'nın, gittikçe radikalleşen ırkçı politikalar, insan hakları ve özgürlüklerle ilgili aykırı uygulamaların moda haline geldiği bir yer olduğunu vurgulayan Zeybekci, şunları kaydetti:
"Tabi bu bir salgın. Bu durum, negatifte, olumsuzda, hukuksuzlukta, saldırganlıkta, terbiyesizlikte bir yarış haline geldi. Avrupa'nın bu hastalıktan bir an önce kurtulmasını tavsiye ediyorum, öneriyorum. Bu yolun sonu yol değil. Bu yolların nereye çıktığını, nerelere vardığını ülke olarak hep gördük, yaşadık. Onlara da öneriyoruz. Irkçı, ayrımcılık, İslamofobi gibi salgının sonu onlara çok zarar verecek. Sonunda onlar da kendi huzurlarını bulamayacaklardır. Kendilerinin de yaşam alanları daralacaktır. Bunun için Avrupa Birliği Adalet Divanı kararının insan standartlarına aykırı olduğunu düşünüyorum."
HOLLANDA'NIN SKANDAL TAVRI
Bakan Zeybekci, hükümetin, Hollanda konusunda gereğini yapacağını açıkladığını anımsattı.
Hollanda'da mağdur olan, hakları ve özgürlükleri engellenen, saldırıya uğrayan vatandaşlarla ilgili gereğini yapacaklarını vurgulayan Zeybekci, şöyle konuştu:
"Şunu herkes bilsin ki bir gün gelir onlara da aynı uygulamaları birileri yapar. Biz yapacağız anlamında söylemiyorum. Öyle bir ortam yarattığınız zaman yani karşı camı taşladığınızda bir gün gelir sizin camınızı da taşlarlar. O anlamda da Türkiye Cumhuriyeti bakanına el sallayan bir polis şefi ve diplomatik anlamda da her türlü muafiyeti, kutsallığı, dokunulmazlığı üzerinde olan bir bakana yapılan uygulamalar, arabanın içinde onu hapsetmeleri, silahları bakanın arabasına doğrultmaları, onun arabasından indirilmesi ve ülke dışına gönderilmesinin sonuçları önce kendi insanları tarafından sorgulanacaktır. Diğer taraftan da Türkiye olarak bunu yapanlara cevabını mutlaka vereceğiz. Şunu da asla unutmamak lazım Türkiye ile Hollanda ve Türkiye ile Avrupa Birliği ülkelerinin ilişkilerinin iyi olmamasından sevinecek olanları da gayet iyi biliyoruz. Orada da bize yakışan Türkiye Cumhuriyeti Devletinin ağır başlılığıyla hareket edeceğiz. Bir anlık fevri ve birilerinin istediği o negatif hareketleri de yapmayacağız."
Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, 16 Nisan'da yapılacak halk oylamasına ilişkin, "Bu referandumdan sonra Türkiye'de her şey daha normal olacak. Türkiye vesayetçilerin elinden kurtulacak." dedi.
Bakan Zeybekci, Van programı kapsamında, partisinin Kazım Karabekir Caddesi'ndeki seçim bürosunun açılışında yaptığı konuşmada, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Başbakan Binali Yıldırım'ın selamlarını getirdiğini belirtti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Türkiye'yi IMF'nin elinden, IMF'nin gönderdiği ekonomi bakanlarından kurtardığını, ülkeyi bir baştan bir başa duble yollarla donattığını anlatan Zeybekci, "Van depreminden sonra Van'ı yeniden inşa eden, yeniden bir Van şehri kuran kim? Allah ondan razı olsun. Siyasilere, millete nasıl hizmet edileceğini öğretti. Milleti efendi yerine koydu ve milletin önünde devlete düğme ilikletti. Kimdir bu büyük lider? Allah başımızdan eksik etmesin. Allah ona sağlık sıhhat versin." ifadesini kullandı.
"REFERANDUMDAN SONRA HER ŞEY DAHA NORMAL OLACAK"
"Şimdi yedi düvele bakıyoruz. Yedi düvelin okları kime? Bütün düşmanların, bütün fitnenin, Türkiye'nin ileri gitmesini istemeyen herkesin okları Recep Tayyip Erdoğan'a. Demek ki doğru adam kim? Recep Tayyip Erdoğan. Öyleyse durmak yok." diyen Zeybekci, sözlerine şöyle devam etti:
"Birileri gelecek meydanlarda sokaklarda habire yalan söyleyecek. Onların işi yalan, onların işi iftira. Bu referandumdan sonra Türkiye'de her şey daha normal olacak. Türkiye vesayetçilerin elinden kurtulacak. Onların karın ağrısı ne biliyor musunuz? Türkiye'de siyaset normalleşecek. Hem sağ hem sol ikisi de ortada millete daha çok hitap ettiği için o uçtakiler yok olacaklar. Şimdi yüzde 25'lik parti var ya onun başındakinin aklı kesmiyor. Onun hayalinden bile geçmiyor yüzde 50 oy alarak iktidara gelmek. İnşallah CHP de ondan kurtulacak Allah'ın izniyle. Normalleşecek memleket merak etmeyin."
"BİZİ BÖLEMEYECEKLER, BİZİ YIKAMAYACAKLAR"
Bakan Zeybekci, şu anda dünyanın 16. büyük, Avrupa'nın 6. büyük ekonomisinin Türkiye olduğunu anımsattı.
Bütün afetlere ve 15 Temmuz ihanetine rağmen Türkiye'nin dimdik ayakta olduğunu vurgulayan Zeybekci, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Onun için zaten birileri kuduruyor. Onun için zaten Türkiye'ye hep beraber saldırıyorlar. Kudursalar da köpürseler de Türkiye yoluna devam edecek. Bizi bölemeyecekler, bizi yıkamayacaklar. Allah'ın izniyle Türkiye hedeflediği yere gidecek. 'Türkiye dünyanın ilk 10 ekonomisinden biri olsun' diyorsak, 16 Nisan'da ne diyoruz ? Türkiye'de bir çakıl taşı bile hainlerin eline gitsin istemiyorsak... '16 Nisan'da Türkiye'de bayrak inmesin' diyorsak, 'Ezan dinmesin' diyorsak, 16 Nisan'da ne diyoruz? Türkiye şu anda Avrupa'nın 6. büyük ekonomisi, 'Avrupa'nın ilk üç ekonomisinden birisi olsun, başı dik olsun, alnı açık olsun' diyorsak, 16 Nisan'da ne diyoruz? Evet. Sadece 'evet' demek yetmiyor."
"TÜRKİYE YOLUNA DEVAM EDECEK"
REFERANDUMUN, TÜRKİYE'NİN MİLLİ VE MEMLEKET MESELESİ OLDUĞUNU AKTARAN ZEYBEKCİ, SÖZLERİNİ ŞÖYLE TAMAMLADI:
"Bu, AK Partililerin meselesi değil. 16 Nisan'da biz AK Parti'ye oy istemiyoruz. 16 Nisan'da cumhurbaşkanı seçmiyoruz. 16 Nisan'da Türkiye'nin bugüne kadar başına gelen bütün hastalıklardan kurtulduğu, bütün mikropların çıktığı, bu sistemin en zayıf çukurunu hep beraber millet olarak kapatıyoruz. Parti seçmiyoruz. Bu anayasa değişikliğinde size diyecekler ki 'efendim tek adam'. Size diyecekler ki 'diktatör'. Bakın bu anayasa değişikliği, Recep Tayyip Erdoğan bugüne kadar bu ülkede güçlü bir iktidarı Türkiye'ye gösterdi. Tarihte ilk defa bu kadar uzun süreli tek başına iktidar. Bu anayasa değişikliğinin asıl amacı Recep Tayyip Erdoğan'dan sonrasını garanti altına almaktır. Bir daha bu hastalıklardan Türkiye'nin muzdarip olmaması için bu değişikliği yapıyoruz. Hiç merak etmeyin. Onlar ne derlerse desinler, Türkiye yoluna devam edecek. Ama geleceğin Türkiyesi'nde o fitneler olmayacak, bu milletin beraberliği olacak. Bu milletin birlik ve beraberliği olacak. Allah'ın izniyle her şey güzel olacak."
Bakan Zeybekci, açılışı yapılan seçim bürosunun ülkeye, vatana, millete ve Van'a hayırlı olması temennisinde bulundu.
Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, Hollanda'nın skandal tavrına ilişkin "Benim bir bakanıma veya benim bir vatandaşıma, atıyla, itiyle saldırıp insanlık zulmünü yapan, her türlü dokunulmazlık konumu olan bir bakanımın korumalarını tutuklatarak karşısında ahlaksız bir polis şefini parmak sallatarak konuşturanlardan da bunun hesabını mutlaka soracağız." dedi.
Gümrük ve Ticaret Bakanlığı öncülüğünde, ülkenin ekonomik değer üreten kesimlerinin geleceğe güvenini artırmak, üretimle ilgili sorunları ortaya koymak ve çözüm önerileri geliştirmek, üretimin önemi konusunda farkındalığı artırmak amacıyla düzenlenen "Üreten Türkiye Konuşuyor" toplantılarının ilki Van'da bir otelde yapıldı.
Zeybekci, Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci ile birlikte katıldığı toplantıda, 65. AK Parti Hükümetini kurduktan sonra derhal icraatlara başladıklarını, Türkiye'de yeniden üretmek ve ihracat seferberliği başlatmak için çok önemli çalışmalara imza attıklarını söyledi.
Bütün yatırım teşvik sistemlerini büyük bir heyecanla yeniden gözden geçirdiklerini anlatan Zeybekci, yeni sistemi pazartesi günü tüm dünyaya ilan etmeye hazırlanırken, 15 Temmuz akşamı bir anda Ankara semalarında, bu ülkeyi bölmek, bu ülkenin insan haklarını ve tüm kazanımlarını yok etmek üzere hain uçakların seslerinin yankılanmaya başladığını dile getirdi.
Zeybekci, o ihanetin gölgesi hala ülkenin üzerinde dolaştığı için bazı şeyleri anlatamadıklarını belirterek, "Geldiğimiz noktada dünyanın en önemli teşviklerini uygulayan ülkeyiz. 1990 yılından sonra Berlin duvarının yıkılmasıyla dünya çok farklı bir noktaya geldi. Dünyada yeni düzeni kuran ve uygulayan tek bir kalem var o da ekonomi. 1990'dan 2002'ye kadar dünya ilerlemiş, biz durmuşuz. Türkiye muasır medeniyet rolüne doğru giderken bu sistem bir direnç gösterdi. Türkiye durdu ve yeniden geriye gitti. Bütün dünya 1990 ile 2002 arasında büyük bir gelişim gösterirken Türkiye koalisyonlara mahkum oldu." dedi.
2001'de Türkiye'de herkesin bildiği anayasa kitapçığı kriziyle faizlerin yükseldiğini, bir gecede batan bankaların bu ülkeye maliyetinin 46 milyar dolar olduğunu anlatan Zeybekci, o günlerin yaşanmaması halinde Türkiye'nin dünyanın en büyük 13'ncü, Avrupa'nın en büyük 4'ncü ekonomisi olacağına dikkati çekti.
"30-35 MİLYAR DOLARLIK İHRACATTAN 150 MİLYAR DOLARLIK İHRACATA"
Zeybekci, cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine değinirken de "Yeni sistemin içinde 2019'da yapılacak seçimde AK Partililer yüzde 10 önde başlar diye formül mü var?" diye sordu. Zeybekci, şöyle devam etti:
"Bu sistemin en büyük özelliği, bir daha Türkiye'nin bütün esnaf ve zanaatkarları yüreği ağzında seçimlere gitmeyecek. 'Kim gelirse gelsin hayırlısı ne ise o gelsin.' diyeceksiniz. Çünkü yüzde 50+1 ile gelecek kim gelirse gelsin. Sistemin diğer faydası, siyaset normalleşecek. Siyasette uzlaşma ve kapsayıcılık gündeme gelecek. Kim iktidara talip olursa ülkenin yüzde 60-70'inin gönlüne girmek, onları ikna etmek zorunda. Şu anda itiraz edenler bunu yapamayacaklarını bildikleri için karşı çıkıyorlar. Bu siyaset üstü bir meseledir. Türkiye'ye oynatılan senaryodaki rolün değişmesidir. Bundan sonra Türkiye çok farkı noktaya gelecek. Türkiye 30-35 milyar dolarlık ihracattan 150 milyar dolarlık ihracata geldi. Çok önemli bir başarı, ama tıkandık. Bugün artık yeni formüller ortaya koymak lazım. 2002'den bu yana Türkiye büyük bir değişim gösterdi. Türkiye bu döneme fasoncu bir ülke olarak geldi. Enerji ve ham maddesini, finansını başkalarının kontrol ettiği, tüketim alışkanlıklarını başkalarının belirlediği, başkalarının kontrol ettiği dağıtım kanallarıyla fasoncu ülke olarak bunları başardık. Bu bir Türkiye mucizesidir."
"DARBENİN ARKASINDA KİM VARSA, BUNLARIN ARKASINDA DA ONLAR VAR"
Zeybekci, Türkiye'nin enerji ve ham madde kaynaklarının, kültür coğrafyasının ortasında yer aldığını ve bunu değerlendirmesi gerektiğini belirterek, şunları kaydetti:
"Şimdi bunun tam zamanı. Yaşadığımız sıkıntılar bunların sonucu olarak ortaya çıkıyor. Türkiye 2001'deki gibi IMF memurlar tarafından yönetilseydi, topladığı 100 liralık verginin 87 lirasını faiz olarak ödemeye devam etseydi bugün yaşadığı sorunlar olmazdı. Türkiye ne zamanki faizleri 4,6'ya indirdi, IMF borçlarını bitirdi, 3. havalimanı inşaatını başlattı, Kanalistanbul dedi, nükleer santrallerle ilgili adımlar attı, Gezi olaylarını, 17-25 Aralığı gördü, 15 Temmuz hain girişimini gördü. 15 Temmuz'da bu ülke tüm kesimleriyle bir işgal girişimine direndi ve bir demokrasi devrimi ortaya koydu. Şehitlerimizin kanı kurumamışken, işgalcilerin kullandığı millete ait silahlar yol kenarlarında dururken, Cumhurbaşkanının ailesini şehit etmek isteyenler menfezlerde saklanırken 23 Temmuz'da Alman dergisi bir kapak attı. Türk Bayrağı, önünde tel örgü ve üstünde dikenli teller ve üstünde Türkiye'ye hitaben 'bir zamanlar demokrasi vardı' yazıyordu. Darbe başarılı olsaydı, Türkiye'de demokrasi askıya alınsaydı, mahkemeler birilerinin kontrolüne geçseydi, özgürlükler gitseydi Türkiye'de demokrasi mi olacaktı? Bu Türkiye'ye senaryo yazanların arkasında durdukları dinamiklerdir. Darbenin arkasında kim varsa, bunların arkasında da onlar var."
Türkiye'nin AB ve birçok ülkeyle iyi ilişkiler içinde olmasının, Gümrük Birliği Anlaşması'nı güncelleyerek ekonomik anlamda tam entegrasyon içine girmesinin istenilmediğini vurgulayan Zeybekci, son günlerde yaşanan gelişmelere dikkat etmek gerektiğini söyledi.
"TÜRKİYE MUTLAKA HEDEFİNE ULAŞACAK"
Fetullahçı Terör Örgütü dahil bölücü terör örgütlerinin, Türkiye'nin AB ve dünya ekonomisiyle entegrasyonunu engellemek için böyle senaryolar ortaya çıkardığını ifade eden Zeybekci, şöyle dedi:
"Benim bir bakanıma veya benim bir vatandaşıma, atıyla, itiyle saldırıp insanlık zulmünü yapan, her türlü dokunulmazlık konumu olan bir bakanımın korumalarını tutuklatarak karşısında ahlaksız bir polis şefini parmak sallayarak konuşturanlardan da bunun hesabını mutlaka soracağız. Bunun çıkışı yok, ama bunu kalkıp da Türkiye'nin Hollanda ile ilişkilerinde onların istediği kötülüğe götürmeyeceğiz. Orada o gün mağdur olan bütün vatandaşlarımızın mahkemelere gitmesini sağlayacağız. Madem Lahey Adalet Divanı Hollanda'da madem insan hakları ve özgürlüklerle ilgili bu kadar ahkam kesiyorsunuz, bunun gereğini yapacağız."
Zeybekci, Türkiye'nin mutlaka hedefine ulaşacağını belirterek, bu coğrafyada kalmak için çevrelerini temiz tutmaları ve iyi ilişkiler içinde olmaları gerektiğini kaydetti.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başta olmak üzere başbakan ve tüm kabine olarak dünyayı dolaştıklarını, bunun karşılığını da aldıklarını dile getiren Zeybekci, şimdi hükümet olarak yürüttükleri başarılı çalışmalarla Gümrük Birliği'nin güncellenmesinde son aşamaya geldiklerini anımsattı.
Bu anlaşmayla dış ticaret hacminin 250-300 milyar dolara ulaşacağını vurgulayan Zeybekci, bunun Türkiye ile AB arasında tarihi bir adım olduğunu, karşılığını Türkiye'nin her yerinde göreceklerini dile getirdi.
Zeybekci, dünya pazarlarına ulaşımla ilgili destekleri de artırdıklarını belirterek, Eximbank'ın sermayesini 3,7 milyar liradan 10 milyar liraya çıkardıklarını, Türk Eximbank'ının şu anda Kore Eximbank'ından sonra ikinci sırada yer aldığını, bu kurumu 2017 yılı sonu itibariyle birinci sıraya çıkarmayı hedeflediklerini söyledi.
Hükümetin devrim niteliğindeki projelerinden birinin de Cazibe Merkezleri Programı olduğunu ifade eden Zeybekci, şu değerlendirmelerde bulundu:
"23 ilin artık çok farklı şekilde desteklenmesi... Asıl önemli olan dünyanın en iddialı yatırım teşvik sistemine sahibiz. Türkiye olarak bir zamanlar başka ülkelerin yaptığı kendi devletimizi yaratma projesidir. Belirlediğimiz sektörlerde birçok alanda yatırımcılarımız bize geldiklerinde kişiye özel teşvik uyguluyoruz. Bir ay içinde Ekonomi Bakanlığına 20 milyar yerli yabancı yatırım geldi. Türkiye olarak önümüz açık. Bu coğrafyanın ortasında olup da egemen bir ekonomi olmuyorsak bu bizim suçumuzdur. 18 Temmuz günü sabah 8:30'da bu ülkenin bütün bankaları tüm dünyadaki bankacılık sistemleriyle bütün faaliyetlerini yerine getirebilir haldeydi. Borsa İstanbul ve tüm emtia borsalarının tamamı faaliyet halindeydi. Avrupa'nın en güçlü ekonomisine, bizim başımıza gelenin yarısı gelse 6 ay bankalarını açamazlardı. 2-3 yıl ekonomileri kendine gelemezdi. Bizim başarımız kendimize ve hükümetimize olan inancımızdan kaynaklanmaktadır. Geçen hafta Almanya'ya gittiğimde en büyük gazetelerinin manşetinde bir Türk bakana küfreden manşet vardı. Dünyanın en ilkel ülkesinde, en ahlaksız gazetesinde çıkmayacak bir şey. Buna izin vermeyeceğiz ama bu tuzağa düşmeyeceğiz. Terör örgütlerinin elini ovuşturmalarına izin vermeyeceğiz. Onların istediği bu zaten. Türkiye dünyanın en itibarlı, başı öne eğilmeyen bir ülkesidir. Kendine yapılan bütün haksızlıkların hesabını soracaktır."
Mart sonu itibariyle ihracatı Cumhuriyet tarihinin zirvesine taşıyacaklarını belirten Zeybekci, "Biz ihracatla büyümek zorunda olan bir ülkeyiz. Biz vatandaşlarımıza iş üretmek zorundayız. Hep birlikte bu seferberliğe devam edeceğiz. Başka şansımız ve başka Türkiyemiz de yok. Bu ülkede başı dik alnı açık dünyanın ilk 10 ekonomisinden biri olan Türkiye'yi mutlaka biz yapacağız. Bunun için de hükümet olarak Cumhurbaşkanımızın liderliğinde bunun gereğini ortaya koyacağız." diye konuştu.
Gümrük ve Ticaret Bakanlığı öncülüğünde, ülkenin ekonomik değer üreten kesimlerinin geleceğe güvenini artırmak, üretimle ilgili sorunları ortaya koymak ve çözüm önerileri geliştirmek, üretimin önemi konusunda farkındalığı artırmak amacıyla Van'da düzenlenen "Üreten Türkiye Konuşuyor" toplantısı sona erdi.
Kentteki bir otelde düzenlenen toplantının kapanışında konuşan Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, kentin geleceğiyle ilgili önemli kararların ortaya çıktığını söyledi.
Her şeyin başında huzur, sağlık, barış, kardeşlik ve güvenliğin geldiğini belirten Zeybekci, "Buradaki kardeşliğe, refaha kasteden dönemleri kuraklık dönemi olarak görüyorum. Burada aradığımız bütün tohumlar var. Burada kimse sadece tarımı, sadece sanayiyi, sadece hizmetleri istemiyor. Genellikle üçüne birden talip oluyor." dedi.
Zeybekci, Van'ın geçmişten bu yana tüm yolların buluştuğu bir ticaret, sağlık, turizm, tarih ve eğitim merkezi olduğunu vurgulayarak, kentin bu değerlere mutlaka ulaşacağını, birlik beraberlik ve kardeşlik ikliminin buralara mutlaka egemen olacağını ifade etti.
Van'ın çok genç bir nüfusa sahip olduğunu, bu gençlerin önemli bir bölümünün iş sıkıntısı yaşadığını anımsatan Zeybekci, şunları kaydetti:
"Gençlerimizi geleceğe bağlayan enstrümanları üretmeliyiz. Cazibe merkezleri bunun için çok önemli bir program. Bu Cazibe Merkezleri Programında AK Parti hükümeti olarak en büyük risklerden birini alıyoruz. Taşıma desteği veriyoruz. Batıdaki illerden Van'a fabrikasını taşıyanlara destek veriyoruz. Bununla çok büyük hareketlenmelerin olduğunu göreceğiz. Birileri bunun devam etmemesini, olmamasını istiyor. Van'ı kendine kapatmak istediler. Van'ın önde gelen ticaret erbaplarından Van'ı terk etmelerini istediler. Huzur gelmesin, mutluluk olmasın, insanlar birlik beraberliği paylaşmasın istiyorlar. Halbuki bunları sağladıktan sonra görüşebildiğimiz bütün sorunlar çözülür. O anlamda bu tarz faaliyetler çok önemli. Bunlar devam etmeli."
Bundan sonra kente daha çok gelerek yaptıkları hizmetleri, verdikleri destekleri tek tek anlatmaları gerektiğini bildiren Zeybekci, Van'ın gelecekte bir turizm ve etrafındaki 30 milyonluk nüfusun cazibe merkezi olacağını kaydetti.
GÜMRÜK VE TİCARET BAKANI TÜFENKCİ
Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci ise toplantıdan çıkan sonuçlarla ilgili değerlendirmesinde Van'ın geleceğe dair umutlu olduğunu bir kez daha müşahede ettiklerini aktardı.
Bölgede güvenliğin sağlanması, 23 kenti kapsayan Cazibe Merkezleri Programının tam anlamıyla uygulanmasıyla Van'ın ve bölgenin çok kazançlı olacağını vurgulayan Tüfenkci, şunları söyledi:
"Van ile ilgili beklentilerde 'ilk 3 sırada ne olsun' dendiğinde birinci sırada güvenliğin sağlanması, ikinci sırada sınır ticaretinin gelişmesi ve yaygınlaşması ortaya çıktı. Doğru bir tespit. Bu potansiyeli kullanmak lazım. Bununla ilgili adımları atıyoruz. Kapıköy Sınır Kapısı'nın modernize edilmesi noktasında çalışmamız var. Van Gölü'nün turizme açılması noktası çok önemli. Van'ın güler yüzünü şirin yüzünü ve doğasını dünyaya göstermenin zamanının geldiğini gösteriyor."
Tüfenkci, katılımcıların, "Başkalarına Van'da yaşamayı tavsiye eder misiniz?" sorusuna "evet" yanıtını vermesinin insanların burada mutlu olduğunu ve dışarıya açık bir tutum sergilediğini göstermesi açısından önemli olduğunu vurgulayarak, şöyle dedi:
"Birlik beraberliğimizi kaybetmeden, ötekileştirmeden ve coğrafyanın kıymetini bilerek, buralara sahip çıkmamız gerektiğini ortaya koymamız lazım. Burada bulunan iş adamlarımız da sivil toplum kuruluşu temsilcileri de güvenliğe öncelik veriyorlar. Güvenliğin, adaletin olmadığı yerde ne üretim olur ne huzur olur. İnşallah bu bilinçle Türkiye'nin 16 Nisan'da daha güçlü olması, istikrarı yakalayabilmesi için bu ülkenin kolay manipüle edilmesinden kurtulabilmemiz için güven ve istikrarın yapılandığı bir yönetimi oluşturmamız lazım. Biz istiyoruz ki tek vatan, tek millet, tek devlet ve tek bayrak altında güçlü şekilde kardeşçe yaşayalım."
Konuşmaların ardından "Üreten Türkiye Konuşuyor" toplantısı sona erdi.
Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, "Türkiye 2013 yılının mayıs ayında yüzde 7'lik faizi yüzde 4.6'ya düşürdü ve IMF'ye 'Güle güle' dedi." diye konuştu.
Zeybekci, Van programı kapsamında AK Parti İl Başkanlığı ziyaretinde yaptığı konuşmada, milletin helal paralarıyla ödenen verginin 1 lirasının bile faize gitmesine karşı olduklarını söyledi.
Milletin ve Türkiye'nin sevdalısı olarak yola çıktıklarını ifade eden Zeybekci, şöyle dedi:
"Türkiye'den istedikleri bir şey var, 2001-2002'deki gibi hepimizin ilacından, ekmeğinden ve her şeyinden ödediğimiz verginin, Türkiye'de toplanan 100 dolarlık verginin 87 lirasını faiz olarak alıp gidiyorlardı aynı şeyi istiyorlar. Bunlar şimdinin Türkiye'sinden rahatsız. Bakın 2002'de 100 dolarlık verginin 87 lirası faize giderken 2016'nın Türkiye'sinde bütün ihanetlere rağmen 100 liralık verginin 10 lirası faize gidiyor. Türkiye 2013 yılının mayıs ayında yüzde 7'lik faizi yüzde 4.6'ya düşürdü ve IMF'ye 'Güle güle' dedi."
- "BU MİLLET BÖLÜCÜLÜĞE MÜSAADE ETMEDİ"
Zeybekci, 2013 yılında dünyanın en büyük havalimanını inşa etmeye başlayan Türkiye'nin, insanlık tarihinin en büyük projesi "Kanal İstanbul"u da start verdiğini anlatarak, şöyle devam etti:
"2013 yılı dönüm noktasıdır. Onun için o Gezi olayları, arkasında 17-25 Aralık ihaneti, 7 Haziran ve sonrasındaki tuzaklar ve vatanımızın en güzel köşelerinde bu çukur terörünü başlattılar. 'Biz hukuk içerisinde Türkiye'nin partisi olacağız' dediler. Bu millet de kuzey, güney ve doğuda Türk'ü, Kürt'üyle yüzde 13,5 oy verdi. 80 milletvekili verdi. Milletvekili yemini eder etmez oralarını, buralarını bir yerlere dayayarak silaha sarılmadılar mı? Hani birlik, beraberlik, kardeşlikti. Hani bu vatanı hep beraber vatan belliyorduk. Hani devlet bizim devletimizdi. Bunları yöneten, kiralayanlar başkalarıdır. Vicdanlarını, akıllarını ve dillerini bir yerlere kiraya verdiler. Bu millet bölücülüğe müsaade etmedi."
15 Temmuz'un işgal girişimi olduğunu dile getiren Zeybekci, "Niyetleri bu vatanı, milleti ve kardeşliği bölüp parçalamak, ülkeyi baştan başa ateş topunun içine atmaktı. Allah'ın izni, milletin dirayeti ve Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğiyle hepsini tarih boyunca hiç kimsenin unutmayacağı şekilde dersini bu yüce millet verdi. Hiç bir milletin yapamayacağını bu millet eliyle tankı durdu. Bu millet elindeki bayrakla havadaki uçağı indirdi." sözlerine yer verdi.