Türkiye’nin önemli şehirlerinden bir tanesi olan ’da yaşanan ekonomik sorunlar oldukça ön plana çıktı. 2019 yılında yaşanan sorunları gündemde tutan ve bu anlamda açıklama yapan iş insanları durumu özetliyor.

 Organize Sanayicileri İş Adamları Derneği Başkanı Şemsettin Bozkurt bir açıklama yapıyor: ‘25 yıllık bir sanayici olarak bu kadar derin hissedilen bir krizi yaşamadım’ diyor. Doğru. ‘İlimizdeki OSB’de kurulu tesislerin son 1 yılda yüzde 25’i kapandı.’ O da doğru. Peki, bu paralar nereye gidiyor? Vatandaş vergi ödüyor, dünyanın parasını alıyorlar. Nereye gidiyor bu paralar? Ben söyleyeyim, faize gidiyor.” Dedi. Kılıçdaroğlu’nun açıklamasında şu değerlendirme de dikkatlerden kaçmadı: “Şemsettin Bozkurt kardeşime söyleyeyim. Oyu götürüyorsunuz iktidara veriyorsunuz, iktidardan yana tavır alıyorsunuz. Sadece sen değil, diğerleri de tavır alıyorlar.”

BOZKURT: DÜŞÜNCELERİMİ AKTARDIM

Van Organize Sanayicileri İş Adamları Derneği (VOSİAD) Başkanı Şemsettin Bozkurt bir gazeteye yaptığı açıklamayla ilgili yaşanan gelişmeleri Yeni Doğu Gazetesi’ne şöyle anlattı: “Cumhuriyet Gazetesi’nden beni arayıp, röportaj aldılar. Olay o röportaj üzerinden gelişti.  Ben işin ana konusuyum. Dolaylı olarak CHP ilgilenmiş. Cumhuriyet Gazetesi’nden adını tam olarak hatırlamadığım biri beni aradı. Van’la ilgili bir mülakat yapmamı istediler. Özellikle OSB başkanlığı yapmış olmamdan dolayı, şimdi de VOSİAD başkanı olmamdan dolayı, benden Van’ın durumunu sordular. Yani sanayinin durumunu sordular. Ben de her yerde sürekli açıklamış olduğum fikirlerimi, düşüncelerimi onlara aktardım.”

“KILIÇDAROĞLU BİR KISMINA DEĞİNDİ”

Bozkurt, “Ben 25 yılık bir sanayiciyim. Çeşitli krizler atlattık. Bu 25 yıllık süreç içerinde bu kadar derinliğine hissedilen bir kriz ben yaşamadım. Van Organize Sanayi Bölgesini ele aldığımız da son bir yıl içerisinde neredeyse %25’i kapandı ve diğerlerinin de birçoğu can çekişiyor. Dolayısıyla bütün insanlar, tüm sanayiciler BCH kredileriyle çalıştığı için son bir yıl içerisinde korkunç faiz yükleriyle karşı karşıya kaldılar. Enerji maliyetleri neredeyse %100 arttı. Hem elektrik, hem doğalgaz, hammadde de keza öyle. İstihdam neredeyse yarı yarıya düştü.  %25 fabrikalarımız kapandı, sanayiciler finansa erişemiyor. Kredilerinde gecikme olduğu için kesinlikle insanlar finansa erişemiyor. Eriştiğinde de tedarik etmenin maliyeti,  faizleri çok yüksek. Bu anlamda bir değerlendirme yaptım onlara. Çözüm öneri noktasında da soru sordular. Tabi çok kısa bir kısmına değindi Sayın  ama benim çözüm kısmında da önerim, mesela teşvik yasasının yeniden gözden geçirilmesi, özellikle işletme kredileri açısından çok ucuz finansa erişilebilmesi ve sicil kaydı gözetilmede mevcut yürüyen sisteme nefes aldırılması lazım. Ondan sonra ürünler üzerinden her yerde her bölgede üretilen ürünlerin oradaki resmi kurumlar nezdinde şartnamelere koydurulup, kullandırılması, teşvik edilmesi gerekiyor ki herkes yerinde kalkınsın.” Şeklinde konuştu.

BOZKURT: SİTEMDE BULUNDUM

Bozkurt gazetemize yaptığı açıklamada teşviklerle ilgili şunları da aktardı: “Teşvik yasalarının sorunlarını dile getirdim.  Mesela Çorumda, Yozgat’ta teşvikler neyse, Van’da da odur, Muşta’da odur. Dolayısıyla sadece bölge isimleri ve rakamlar değişiyor. Bu yüzden bölgemiz soğuk bir iklim. Bizim neredeyse, yıl da 4-5 ay fabrikalarımız kapalı kalıyor. Ancak 7 ile 8 ay çalışabiliyoruz.  Bunların göz önünde bulundurulması lazım. Evet Doğu’da çok ciddi bir sanayi potansiyeli yok fakat biz bir doğal liman şehriyiz. Bir Mersin, İskenderun gibi denize limanımız yok ama kara limanıyız biz. İran’la komşuyuz ama hiçbir şekilde bundan istifade edemiyoruz. Ne enerji kaynaklarından, ne de ham madde kaynaklarından. Dolayısıyla lojistik merkezimiz yok. Serbest bölgemiz yok. OSB’de en ucuz lojistik bir desteği, ulaşımı sağlayabilecek demiryolu hattımız yok. Bütün bunlar rekabeti artıracak etkenlerdir. Biz İran’la, eğer ortak OSB kurabilirsek, İran yurttaşları, oradaki kaynaklardan Türkiye yurttaşı gibi istifade edebilse, bizler de İran yurttaşıymışız gibi İran kaynaklarından; enerji, ham madde kaynaklarında istifade edebilirsek, Van olarak ciddi bir rekabet gücüne kavuşmuş oluruz. Bu şekilde bir sitemde bulundum.”

“BENİ CİDDİ ANLAMDA ÜZDÜ”

Bölgedeki insanların zor durumda olduğuyla ilgili değerlendirme bulunduğunu belirten Bozkurt, “Bütün herkes bölgede bir zorlukla karşı karşıya kalmış durumda. Kapanmayla yüz yüze, moraller bozuk. Hiç kimse mutlu ve huzurlu değil şeklinde bir açıklama yaptım. Şimdi herkesin belli bir arşivi var zaten. Benim Twetter ve Facebook arşivime baktığınız zaman, ben hiçbir tarafı böyle göğe çıkaran, öven bir yaklaşımım yok. Doğruya doğru, eğriye eğri diyen birisiyim. Siyasal, ideolojik bir kaygım da yok. Yani toptan bir yaklaşımla beni bu şekilde iktidara destek vermek, iktidar yanlısı olmakla suçlaması, beni de hakikaten çok üzdü. Ama oda zannediyorum, Sayın Kılıçdaroğlu’na bu bilgileri götürenler benimle ilgili, benim serzenişlerimle ilgili yanlış bilgi vermiş. Yani o beni tanımamasından kaynaklı toptancı bir yaklaşımdır. O yaklaşımın da biliyorsunuz CHP’ye de başka bir partiye de çok bir faydası olmaz. Beni tanımadan öyle değerlendirmesine, bende çok üzüldüm ama çok sorun değil.  Çünkü ben Van’ın sorunlarını dile getirdim. Bu sorunları ben Ak Parti’ye de dile getiriyorum, HDP’ye de dili getiriyorum, CHP’ye de dile getiriyorum. Van’la ilgili benim kaygılarım sadece iktisadi, işsizlik, yoksulluk ve kalkınmayla ilgili. İdeolojik bir kaygım yok.”

KILIÇDAROĞLU NELER SÖYLEDİ?

Bozkurt’un bölge ekonomisi ile ilgili yaptığı değerlendirme CHP Lideri  ne söyledi. İşte o açıklamalar: “Doğu, Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde sanayileşmede büyük bir gerileme var. Van yüzde 45, Bitlis yüzde 42, Muş yüzde 31, uzun uzun devam ediyor. En düşüğü Kilis, o da yüzde 14. Bunların tamamında, büyük bir kısmında da Ak Parti’nin oyu CHP’nin oyundan çok daha fazla. Niçin? İstihdam yaratmıyor, fabrika kurmuyor, onu açlığa mahkum ediyor. Bir parmak bal çalıyor ağzına, diyor ki bak, sen aç kal sürekli, ben sana bir ekmek vereceğim. Ancak seçimde sen gelip oyunu bana vereceksin. Vatandaşın da düşünmesi lazım, niye ben bir ekmek alıyorum, elin oğlu balla besleniyor, saraydakiler balla besleniyor, niye bana bir ekmek? Bana iş ver, çalışacağım, üreteceğim, alın teri dökeceğim, ben de kazanacağım, benim de çoluk çocuğum var demesi lazım, dememiz lazım. Birlikte söylememiz lazım, bunun olması lazım.”

“NEREYE GİDİYOR BU PARALAR?”

Kılıçdaroğlu, “Van Organize Sanayicileri İş Adamları Derneği Başkanı Şemsettin Bozkurt bir açıklama yapıyor: ‘25 yıllık bir sanayici olarak bu kadar derin hissedilen bir krizi yaşamadım’ diyor. Doğru. ‘İlimizdeki OSB’de kurulu tesislerin son 1 yılda yüzde 25’i kapandı.’ O da doğru. Peki, bu paralar nereye gidiyor? Vatandaş vergi ödüyor, dünyanın parasını alıyorlar. Nereye gidiyor bu paralar? Bir de onu sormamız lazım, bunun üzerinde de durmamız lazım. Ben söyleyeyim, faize gidiyor. Fabrikaya değil, üretime değil, işçinin ücretine değil, asgari ücrete değil, faize gidiyor.”

“OYU İKTİDARA VERİYORSUNUZ”

CHP Grup toplantısında Şemsettin Bozkurt’a seslenen Kılıçdaroğlu konuşmasını şöyle sürdürdü: “Oyu götürüyorsunuz veriyorsunuz, iktidara veriyorsunuz, iktidardan yana tavır alıyorsunuz. Sadece sen değil, diğerleri de tavır alıyorlar. Senden vergiyi alıyorlar, senin fabrikanı kapatıyorlar, aldıkları vergi karşılığında da götürüyorlar tefeciye, Londra’daki bir avuç tefeciye dünyanın faizini ödüyorlar. Şemsettin kardeşime söyleyeyim, son 17 yılda yurtdışındaki, içeride değil, sadece yurtdışındaki bir avuç tefeciye ödenen faiz 163 milyon 691 bin dolardır. 163 milyon dolarla siz Türkiye’yi yeniden inşa edersiniz, her tarafına fabrika kurabilirsiniz, istihdam sorununu çözersiniz. Bölgenin en güçlü devleti, en saygın devleti olur, Avrupa Birliğine girip girmemeyi oturur daha rahat tartışırsınız. Bunların hiç birisi yok değerli arkadaşlar. Şemsettin kardeşime söyleyeyim. Bir dakikada Türkiye Cumhuriyeti saray hükümetinin ödediği faiz 35 bin 120 dolar. Bir dakikada 35 bin 120 dolar ödüyor, bir günde 50 milyon 573 bin 302 dolar ödüyor, bir yılda 16 milyon 891 bin 483 dolar faiz ödüyor Türkiye Cumhuriyeti Devleti Londra’daki bir avuç tefeciye, bunu da herkesin bilmesi lazım.”

KILIÇDAROĞLU: NİYE ÇÖP İTHAL EDİYORUZ

Kılıçdaroğlu konuşmasının devamında, “Elbette alın teri var, elbette çalışıyoruz, elbette üretmek zorundayız. Saman ithal eden bir ülke haline geldik. Şimdi yurtdışından çöp ithal ediyoruz. Allah aşkına, niye çöp ithal ediyoruz? Elin oğlu çöpünü nereye göndereyim, Türkiye’ye göndereyim diyor. Sanayisi gelişmemiş, insanları itiraz etmiyor. Neden yurtdışından çöp getiriyoruz biz, neden yurtdışından plastik maddeler çöp olarak geliyor da biz bunları işlemeye çalışıyoruz? Katma değeri yüksek ürün neden üretmiyoruz? Neden Avrupalının çöpüne muhtaç hale geldik? Bizim insanlarımız var, bizim de çöpümüz var, orada insanlar çalışıyorlar, üstelik binlerce insan çalışıyor. Kâğıt topluyorlar, plastik topluyorlar ve bunlar işleniyor. Şimdi siz bunların iflasına yol açıyorsunuz yurtdışından getirdiğiniz çöpler dolayısıyla, bakın nereden nereye? Sanayiciden başladık, çöp ithalatına geldik. Türkiye’nin geldiği tablo budur değerli arkadaşlar.” İfadelerine yer verdi.

KAYNAK: YENİDOĞU GAZETESİ