Hz. Nuh’un Gemisi tartışması yüz yıllar boyu tartışılan bir mesele halinde. Geminin Ağrı Dağına mı yoksa Cudi Dağına mı oturduğu halen tartışmalar arasında. Gemiyi bu kadar önemli kılan sebep ise canlıların neslini devam ettirmesidir. İnancımız gereği bizlerin İkinci Adem Babası Hz. Nuh’tur. Gemi, işte bu bağlamda bizlerin canlı soy ağacınında başlangıcı sayılır. Peki, şu an Hz. Nuh’un gemisinden bir farkımız kaldı mı? Yaşadığımız şu dünyayı gemiye benzetirsek el cevap: Hayır. Hiçbir farkımız kalmadı. Çünkü geminin yapıldığı sürede dünyada bir karamsarlık hakimdi. Aynı şimdi dünya da olan durum gibi. Bu aralar kimler ile konuşursak ruhsal çöküntü içerisinde olduğunu söylüyor. Yapmış olduğu hiçbir eylemin kendisinin mutlu olabilmesi için yetmiyor. Hiçbir şeyden tat almıyor. Geleceğe dair umudu yok; ki bu en tehlikeli durumdur. İnsanın uğruna yaşayacağı bir şey yoksa yaşatacağı bir şey de yoktur. Bir amacı olabilmeli insanın her ne olursa olsun devam ettirebilmesi gereken. İnsanlara bu amacını aşılayabilmesi gerek. Bu yaşama inanç olabilir. İnsanları mutlu edebilmek uğruna çalışmak olabilir. Çevreyi, yeşili, hayvanları korumak olabilir. Her ne olursa olsun bir amacımız olsun. Her zaman insanları zorlayan dönemler olmuştur. İnsan yaşamı kolaylıklar üzerine kurulmamıştır. Önümüze gelen engelleri aştıkça yeni engellerin önümüze geldiğini göreceğiz. Bu durum, bulunduğumuz konumu beğenmemizden ya da konumumuzu daha da yükseklere taşıma gayreti içimizde barındırdığımız için olabilir. Aslında bunlar insanı zorlayan sebepler olmamalı. Yaşadığımız hayat bu çünkü. Ya ihtiraslar arasında boğulup sesimizi kimse duymayacak ya da galip gelecek umutsuzlara rol model olacağız. Eğer rol model olacaksak; insanlığa fayda sağlayan bir amaç olsun ki her ne durumda olursak olalım bu amaç bizi hayata bağlasın. Üzüldüğümüz zaman, dünyanın bizi bunalttığı zaman aklımıza amacımız gelsin. Bu amaç zalime inat yaşatan ve yaşamı kolaylaştıran bir amaç olsun.
Bak kardeşim, hepimiz aynı gemideyiz. İnsan oluşumuzun gereği hepimiz aynı duyguları yaşıyoruz. Hz. Nuh’un gemisinden hiçbir farkımız yok. Nasıl geminin amacı canlı soyunu devam ettirmek ve korumaksa bizlerinde amacı odur. Zalime karşı insan hayatını korumak ve geleceğimizi çalmak isteyenlere karşı savaşmak. Bizi bu kötülüğün hüküm sürdüğü, umutsuzluk rüzgarlarının estiği ortamdan koruyacak bir gemi var: o da insanlığa hizmet edebilme anlayışımızdır. Onun için güzel kardeşim kendini bu umutsuzluk ortamında yalnız hissetme. Karamsarlığa bürünüp kenara çekilme. Zaman bencil olup kenara çekilme zamanı değil. Hepimiz aynı gemideyiz. Senin de yardımına ihtiyaç duyanlar var. Her şey para değil. Her şeyi para olarak değerlendirenlerin altın çağını yaşadığı bu çağ sana kötü gelebilir. Ama yarınlar bizimdir. Yani insanlık için çalışanlarındır. Hepimiz insanız. Yeri gelir mutlu oluruz. Yeri gelir üzgün oluruz. Gün gelir hayatın zorluğuyla yaşamaktan bunalırız. Ne yapalım insan oluşumuzun gereği budur işte. Hayatımızda her şey olsun daama umutsuz olmayalım. Hepimiz insanız; yani birer dünyayız. Sen umutsuz olma ki güzel kardeşim, senin gibi karamsar duyguların buhranı içinde olan milyonlarca insan yani dünyalar Hz. Nuh’un gemisi gibi kaybolmasın. Meçhule gitmeyelim. Bizi ne Cudi de ne de Ağrı Dağında aramasınlar. Bir amaç uğruna umut var olalım ki bizi arayan her yerde bulsun. Bir tenha da oturup karamsar olacağına senin gibi aynı gemide olan milyonlarca karamsar bir araya gelip daha güzel bir dünya oluştursak güzel olmaz mı kardeşim? Sen yoksan eksiyiz; sen varsan daha da güçlüyüz. Ha unutmadan söyleyeyim kardeşim. Bu gemi limandan ayrılmamış. Uçmayı bilene de yüzmeyi biline de kendini yani insanın özü olan umut var olana da yer var. Son olarak umut sadece bir isim değil inançtır. İnsan yani dünya ise karamsar ortamda yalnız bırakılmayacak kadar büyük bir nimettir. Umudumuz var. Amacımız var. Peki, kardeşim bu karamsar ortamı yıkmaya bizimle sen de varmısın?
betasus - betboo - betebet - betgaranti - betgram
Güzel bir yazı