Katar krizi nedir? Nasıl ortaya çıktı?

Katar krizi nedir? Nasıl ortaya çıktı?
Dünyanın gözü kulağı Körfez ülkelerine çevrildi. Pazartesi günü Suudi Arabistan, Bahreyn, Mısır ve Birleşik Arap Emirlikleri, petrol zengini Körfez ülkesi Katar’la diplomatik ilişkilerini kestiğini duyurdu. Ardından Yemen, Libya ve Maldivler onları takip etti. Peki Körfez bölgesinde son yıllarda görülen en büyük diplomatik krize yol açan nedenler nelerdir? Katar'la kriz nasıl ortaya çıktı?

 

CNN Türk'ün haberine göre; Katar Pazartesi gününe adeta kabusla uyandı. İlk olarak Suudi Arabistan, Bahreyn, Mısır ve Birleşik Arap Emirlikleri, petrol zengini Katar ile ilişkilerini kestiklerini duyurdu. Daha sonra Yemen, Libya ve Maldivler de bu 4 ülkeye katıldı. Katar'a uçuşlar durduruldu, bazı Mısır bankaları, Katar bankalarıyla para transfer işlemlerini askıya aldı.

Bu arada Katar’ın, Suudi Arabistan öncülüğünde Yemen’de Husilere karşı oluşturulan uluslararası koalisyondaki rolünün sona erdiği aktarıldı.

Suudi Arabistan’ın resmi haber ajansı SPA’da yayınlanan koalisyon komutanlığı açıklamasında, uluslararası koalisyonun, ‘Yemen’de terörizmi güçlendirmesi ve darbeci milislerle ilişkilerinden dolayı’ Katar’ın koalisyondan çıkarılmasına karar verdiği kaydedildi.

PEKİ KRİZ NASIL BAŞLADI?

Katar bir süredir komşuları tarafından teröre verdiği destek nedeniyle eleştiriliyordu. Suudi Arabistan resmi haber ajansı SPA'ya göre Katar, "bölgede istikrarı tehdit eden Müslüman Kardeşler, DEAŞ ve El Kaide'nin de dahil olduğu birçok terörist ve mezhepçi grubu kucaklıyor."

Aslında kriz Mısır'da seçilmiş Cumhurbaşkanı'nın darbeyle devirlmesinden sonra yavaş yavaş baş gösterdi. Katar'ın DEAŞ ve El Kaide'ye veridiği öne sürülen destek konusunda doğrudan bir kanıt bulunmasa da, Katar'ın Müslüman Kardeşler ve Filistin'in Gazze Şeridi'nde yönetimde olan Hamas örgütlerine verdiği destek gizli değil.

Tarih 2013 Temmuz ayını gösterdiğinde Mısır'da seçilmiş Cumhurbaşkanı  Muhammed Mursi'nin askeri darbeyle devrilerek yerine Abdulfettah El Sisi'nin geçmesi Katar'la ilişkilerin gerilimini ateşlemişti. Sisi yönetimi, siyasi İslam'ı ana ideolojisi kabul eden ve İhvan olarak da bilinen grubu yasa dışı addetmiş ve yöneticilerini birer birer mahkum etmişti.

İhvan ile yıllardır dostane olmayan bir ilişki içerisinde olan Suudi Arabistan, Sisi iktidarının örgüte karşı sert tavrını destekliyor. Dolayısıyla Mısır'da darbe sonrası dönemde Suudi Arabistan ile ilişkiler gelişirken, İhvan'a desteğini saklamayan Katar ile ilişkiler kademeli olarak kötüleşmişti.

Suudi Arabistan'ın başı çektiği Körfez ülkeleri, Mısır'ın darbeyle görevden indirilen Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi'ye destek veren Katar'la ayrı düşmüştü. Ve Mart 2014'te Suudi Arabistan, Bahreyn ve BAE, Katar'ı iç işlerine karışmakla suçlamış ve diplomatik ilişkilerini kesmişti.

Katar, bazı Müslüman Kardeşler üyelerinin ülkeden ayrılmasını sağlayıp bazılarını da susturunca, 8 ay sonra büyükelçiler görevlerine dönmüştü. Fakat 2014 yılında yaşanan krizde kara ve deniz sınırları kapatılmamıştı.

Bu dönemde Katar'ın başkenti Doha merkezli El Cezire haber kanalının gazetecileri tutuklanmış ve 400 günü aşkın hapiste kalmıştı. Diğer tarafta ise Mısır ve Suudi Arabistan yakınlaşması, Mısır'ın Kızıldeniz'deki iki adasını Suudilere devretme fikrine kadar gitmişti.

GERİLİM İKİNCİ DURAĞI FİLİSTİN

Katar ile Suudi Arabistan arasında gerilime neden olan konulardan biri de Filistin'de yaşanıyordu. İsrail, ABD ve Avrupa Birliği tarafından 'terörist örgüt' olarak görülen Hamas'la Katar'ın işbirliği içerisinde olduğu dile getirilirken, üst düzey Hamas temsilcileri de Doha'da görevlerini sürdürüyordu.

Suudi Arabistan ve BAE gibi ülkeler de Müslüman Kardeşler'le olan organik bağlantısından dolayı Hamas'a karşı son yıllarda seslerini yükseltirken,  Katar'ın Hamas yöneticilerine halihazırda kucak açmış olması krizi perçinleyen nedenler arasında ön plana çıkıyor.

SON PERDE

Gerilimin son ayağında ise Katar Emiri'nin İran lehine yorumları ve ABD Başkanı Donald Trump'ı hedef alan konuşmaları ön plana çıkıyor.  Mayıs ayı sonunda Katar'ın resmi haber ajansı QNA, Emir Şeyh Tamim Bin Hamid es-Sani'nin askeri okul mezuniyet töreninde yaptığı bir konuşma yayımlandı.

Haberde es-Sani, İran ve Körfez ülkeleri arasında artan gerilim eleştiriyor, Hizbullah ve Hamas'a karşı anlayış gösterilmesi gerektiğini söylüyor ve ABD Başkanı Donald Trump'ın Beyaz Saray'da uzun süre kalamayacağını belirtiyordu. es-Sani aynı zamanda İran lehine yorumlar yaparken,Suudileri ve çevresindeki Körfez ülkelerini “İsrail'le müttefik olmak ve ABD'nin kuklası” olmakla suçluyordu.

Fakat bu sözler yanıtsız kalmadı ve Körfez ülkeleri bu açıklamalara çok sert tepki gösterdi. Söz konusu ülkeler Doha merkezli Al Jazeera dahil Katar medyasını ülkelerinde yasakladı.

Katar ile ortaya çıkan kriz sonrası en çok konuşulan konulardan biri de kuşkusuz ABD'nin tutumu oldu. Geçtiğimiz ay Suudi Arabistan'ı ziyaret eden ve 110 milyar dolarlık silah ve mühimmat anlaşması yapan ABD Başkanı Donald Trump temasları sırasında DEAŞ'a karşı mücadelede Arap ülkelerinin somut desteğini almak ve İran'a karşı bir blok oluşturmak yönünde mesajlar vermişti.

Başta ABD Savunma Bakanı James Mattis olmak üzere ABD Dışişleri Bakanı Rex Tillerson da İran'ı teröre destek vermekle itham etmiş, Mattis, "İran, Ortadoğu'da terörü en fazla destekleyen ülke" ifadelerinde bulunurken, Tillerson da İran'a "terörizmi finanse etmeme ve desteğini kesme" çağrısında bulunmuştu.

Trump'ın kabinesinde bu kadar İran düşmanlığı ortaya çıkmışken, Körfez İşbirliği Konseyi ülkelerinin içerisinde en dostane ilişkilere sahip Katar ve İran'ın da bir olarak değerlendirilip tepki görmesi doğallaşmıştı.

İlk yurt dışı seyahati için Suudi Arabistan'ı seçen Trump'ın Riyad ziyareti sırasında İran'la ilgili sert mesajlar verilirken, Suudi Arabistan'ın Şii Müslüman çoğunluklu bu devlete karşı takındığı tutum İslam Devrimi'nden beri süregelen bir gerçek.

DOĞALGAZ GERÇEĞİ

Aynı zamanda Katar halihazırda Basra Körfezi'ndeki karasularında dünyanın en büyük doğalgaz rezervlerinden birine sahip ve denizin karşısındaki İran da rezervlerin diğer sahibi konumunda.

Dünyanın en büyük sıvılaştırılmış doğalgaz (LNG) ihracatçısı Katar'ın soyutlanmasının ve neredeyse tüm komşularının sınırlarını kapamasının, bu ülkenin doğalgaz ve petrol ihracatını olumsuz yönde etkilemesi bekleniyor. Japon yatırım bankası Mitsubishi UFJ, yatırımcılara gönderdiği piyasa notunda, "Bölgedeki krizin büyümesi durumunda Katar'ın OPEC'ten ayrılması ihtimali bulunuyor. Böyle bir senaryo, petrol fiyatlarında ciddi artışa yol açabilir" dedi.

Katar'ın doğalgaz üreticisi Qatargas ise dünyanın en büyük LNG ithalatçısı Japon JERA Co'ya doğalgaz ticaretinde "muhtemel bir etkinin" olmayacağını bildirdi.

İRAN'A KARŞI CEPHE

DW Türkçe'ye göre, diğer Körfez ülkelerinin, Trump'ın İran'a karşı almış olduğu cephede muğlak tutumundan dolayı Katar'ı cezalandırması, örneğin BAE'nin İran ile ticaretinin, Katar'ın İran'la olan ekonomik bağlarına göre çok daha derin olması değerlendirildiğinde çarpıcı bir tablo ortaya çıkıyor.

BAE Ulusal İstatistik Bürosu verilerine göre, Emirliklerin İran ile ticaret hacmi tüm KİK ülkelerinin İran'la ticaretinin yüzde 90'ından fazlasını oluşturuyor. Dolayısıyla rakamlar, İran'la ilişkilerde Dubai yönetiminin en az Katar kadar çıkarının olduğunu gösteriyor.

El Cezire muhabiri Cemal Elshayyal'e göre; Trump'ın ziyaretinden kısa bir süre sonra böyle bir kararın alınması, Suudi Arabistan ve BAE'nin Ortadoğu'nun inceliklerini henüz çok iyi okuyamayan ABD yönetimini istedikleri tarafa yönlendirme girişiminin bir parçası.

Benzer bir kriz 2014 yılında da yaşanmış ancak yaptırımlar bugünkü düzeye ulaşmamıştı. Her iki taraftan gözlemcilere göre, krizin devam etmesi halinde kalıcı hasarları kısa zamanda üstesinden gelinmesi güç bir noktaya ulaşabilir.

ŞU ANA KADAR NE OLDU?

Suudi Arabistan liderliğindeki 7 Arap ülkesi Katar ile diplomatik ilişkileri kesme kararı aldı. Ülkeler arasında Bahreyn, Suudi Arabistan, Mısır, Birleşik Arap Emirlikleri, Yemen, Libya ve Maldivler yer alıyor. Türkiye’nin ise nasıl bir karar alacağı ise merakla beklenirken, ülkeler arası 'uzlaşı' çağrıları yapılıyor.

Şu ana kadar, 7 ülke Katar ile aralarındaki ilişkileri durduruma kararı alındı. Qatar Havayolları başta olmak üzere bir çok havayolu Suudi Arabistan ve BAE'ye uçuşların askıya alındığını duyurdu. Limanlar Katar bandrollü gemilere kapandı. Mısır da Katar Bankalarıyla para transferini durdurma kararı aldı

Riyad Yönetimi, Yemen'de Şii Husilere karşı verilen savaş için kurulan koalisyondan Katar'ı çıkardı.BAE, Katarlı diplomatlara ülkeyi terk etmeleri için 48 saat süre verdi. Resmi haber ajansı WAM'ın haberine göre; Abu Dhabi Yönetimi, Doha'yı “terörizmi, aşırılıkçılığı ve mezhepçiliği desteklemek, finanse etmek ve benimsemekle” suçladı.

Reuters'ın dün son dakika ile duyurduğu haberine göre; Bahreyn, Mısır ve BAE, Katar vatandaşlarına ülkeyi terk etmeleri için 2 hafta süre verdi.

KATAR'DAN İLK MESAJ

Katar Dışişleri Bakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman Al Sani, “haksız karardan üzüntü duyduklarını” belirtti. Al Sani, “Haksız uygulamalar var ve bunlar temeli olmayan iddialara ve suçlamalara dayanıyor” dedi, kararın vatandaşlarının normal hayatını sürdürmesine etki etmeyeceğini belirtti. Katar Dışişleri Bakanı krizin ardından yaptığı açıklamada, "Körfez ülkelerinin hamlelerine misilleme yapmayacağız" ifadelerinde bulundu.

İRAN DESTEK VERDİ

İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani'nin Özel Kalemi'nden Hamid Abutalibi, Katar'a yönelik hamlenin Ortadoğu'daki krize son vermeyeceğini ifade etti. Abutalibi, “Diplomatik ilişkilerin kesildiği ve sınırların kapandığı bir dönem krizin çözümü için bir yol değil. Daha önce de söylediğim üzere, saldırganlık ve işgal çözüm değil istikrarsızlık doğurur” açıklamasında bulundu. İran, Katar'a gıda yardımı yapılacağını da duyurdu.

ABD'DEN ÇAĞRI

ABD Dışişleri Bakanı Rex Tillerson Avustralya'nın Sydney kentinde yaptığı açıklamada taraflara sorunları diyalogla çözme çağrısında bulundu. Tillerson, bu gelişmelerin küresel bazda terörle mücadeleyi etkileyeceğini düşünmediğini ifade etti.

TÜRKİYE DİYALOGA ÇAĞIRDI

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Alman mevkidaşı Sigmar Gabriel'le düzenlediği ortak basın toplantısında Katar meselesine ilişkin şunları söyledi: “Hepimizi üzen bir gelişme. Elbette sorunlar yaşayabilir ülkeler. Ama her şartta diyaloğun devam etmesi lazım. Bu durumun normalleşmesi için elimizden gelen her türlü desteği veririz.”

Körfez'de yaşanan gelişmelerden futbol dünyası da etkilendi. FIFA, 2022 Dünya Kupası'na ev sahipliği yapacak Katar'la görüşme halinde olduklarını açıkladı.