Van'da 'Üreten Türkiye Konuşuyor' toplantısı'nda neler konuşuldu

"Üreten Türkiye Konuşuyor" toplantısına katılmak üzere Van'a gelen gelen Bakan Tüfenkci ve Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci önemli açıklamalarda bulundu.

Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci, Hollanda'ya yönelik yaptırımlara ilişkin, "Hukuki ve siyasi yaptırımlar dışında ileriki dönemde ekonomik yaptırımlar da gündeme gelebilir." dedi.

"Üreten Türkiye Konuşuyor" toplantısına katılmak üzere Van'a gelen Bakan Tüfenkci, toplantının yapıldığı otelden çıkışta gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Tüfenkci, Hollanda'ya yönelik yaptırımlara ilişkin soru üzerine, "Hollanda ile ilgili ekonomik anlamda bir yaptırım şu anda düşünmüyoruz. Biz Bakanlar Kurulunda almış olduğumuz siyasi ve hukuki yaptırımları açıkladık. Hukuki ve siyasi yaptırımlar dışında ileriki dönemde ekonomik yaptırımlar da gündeme gelebilir. Şuanda sadece siyasi ve hukuki yaptırım uygulayacağız." ifadelerini kullandı.

TÜFENKCİ, DAHA SONRA AK PARTİ İL BAŞKANLIĞININ AÇILIŞINI YAPACAĞI SEÇİM BÜROSUNA GEÇTİ.

Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci, "Biz artık milletin enerjisinin, milletin insan kaynağının, sermayesinin bu sistem arızaları nedeniyle heba olmasını istemiyoruz. Güçlü Türkiye istiyoruz, o nedenle bu anayasa değişikliğini milletin huzuruna getirdik." dedi.

Tüfenkci, Van'da, bakanlığınca düzenlenen "Üreten Türkiye Konuşuyor" programında, üreten ekonominin aktörlerini bir araya getirmek üzere planladıkları toplantının ilkini Van'da düzenlemekten duyduğu memnuniyeti dile getirdi.

 Tüfenkci, hükümetin ekonomide aldığı tedbirlerin, sağladığı teşviklerin ve ekonominin gelmiş olduğu son durum ile gelecek beklentilerini istişare edeceklerini belirterek, bakanlık olarak ticari hayatın kolaylaştırılması, güvenin artırılması, yatırım ve iş ortamının iyileştirilmesi amacıyla önemli reformlar yaptıklarını ve bunu sürdürmeye devam edeceklerini ifade etti.

Tüm çabaları sonucunda ülke ekonomisini 2002 yılında olduğu seviyeden çok ileriye taşıdıklarını vurgulayan Tüfenkci, şunları kaydetti:

"Gümrük ve Ticaret Bakanlığı olarak, ekonomimize hız kazandıracak birçok yeni mekanizmayı uygulamaya aldık. Tacirlerimizin ve esnaflarımızın ihtiyaçları çerçevesinde çeşitli destekleri yürürlüğe koyduk. İşletmelerimizin işini kolay ve güvenli hale getirmek için son dönemde de birçok yeniliğe imza attık. Ticari İşlemlerde Taşınır Rehni Kanunu ile finansmana erişimi kolaylaştırdık. Öncelikle KOBİ'lerimizin finansmana erişimini kolaylaştırmak amacıyla Ticari İşlemlerde Taşınır Rehni Kanunu'nu hazırladık. 1 Ocak 2017 tarihinde yürürlüğe giren bu kanun ile artık KOBİ'lerimizin yanı sıra tacir, esnaf, çiftçi, üretici örgütü ve serbest meslek erbabımız taşınır rehni karşılığında kredi kullanabiliyor. Ticari aktörlerin finansmana erişiminin kolaylaşması için attığımız bu adım sonucunda daha fazla üretim ve yatırım yapılmasının önünü açtık. Kredi piyasalarında verimsizliğe neden olan sermaye teminat uyumsuzluğunun önüne geçtik. Rehin sözleşmelerinin tescil edileceği kısa adı TARES olan Taşınır Rehni Sicili Türkiye Noterler Birliği tarafından kuruldu. 1 Ocak 2017'de faaliyete aldığımız bu sistem üzerinden taşınır sicil işlemleri yürütülüyor. Uygulama oldukça yeni olmasına rağmen, bu yeni düzenleme ile getirilen imkanlardan girişimcilerimiz faydalanmaya başladı. 3 Mart 2017 tarihi itibariyle toplam 995 rehin sözleşmesinin tescil edildiğini görüyoruz."

"Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına İlişkin Kanun" ile oda ve borsa üyelerinin borçlarına ilişkin bir düzenleme yaptıklarını anımsatan Tüfenkci, üyelerin, oda ve borsalara olan borçlarının asıllarının aylık dönemler halinde ve azami toplam 6 eşit taksitte ödenmesi halinde, bu alacaklara uygulanan faiz, gecikme faizi, gecikme zammı gibi fer'i alacakların tahsilinden vazgeçildiğini ifade etti.

Tüfenkci, çek hamillerinin korunması için karşılıksız çekte adli para cezasını öngören ve çeke itibar kazandıracak kare kodlu çek sisteminin zorunlu olmasını sağlayacak düzenlemeler yaptıklarını da bildirerek, şunları söyledi:

"Tacirimizin işe başlama süreçlerini kolaylaştırmak ve maliyetlerini azaltmak amacıyla önemli kolaylıklar getirdik. Böylece, hem şirket kuruluş ve tasfiye süreci kısaltıldı,hem de maliyetler önemli ölçüde azaltıldı. Lisanslı depolarda muhafaza edilen tarım ürünlerini temsil eden elektronik ürün senetlerinin işlem göreceği, uluslararası düzeyde faaliyet gösterecek Ürün İhtisas Borsası'nın kuruluşu Bakanlar Kurulunda imzaya  açıldı. Ülkemizin tarım ürünleri piyasalarının ve sermaye piyasalarının önde gelen kuruluşları, bankaları Ürün İhtisas Borsası için güçlerini birleştirdi. Tarım ürünleri piyasamızın daha gelişmesi, ülkemizin bölgemizdeki tarım ürünleri ticaretinin merkezi haline gelmesi ve dünya tarım ürünleri piyasasında daha etkin rol alması sağlanacak. Üreticilerin ürünlerini lisanslı depolara getirebilmeleri ve ürünlerini daha uzun süre lisanslı depolarda depolayabilmelerini sağlamak istiyoruz. Bu kapsamda, ürünlerini lisanslı depolarda depolayan üreticilerin ve üretici birliklerinin lisanslı depo işletmelerine ödeyeceği depo kira ücretinin ve analiz ücretlerinin tamamı devlet tarafından karşılanacak."

Elektronik ticaretin güvenli bir ortamda gelişmesi ve yaygınlaşması amacıyla "Elektronik Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanunu" çıkardıklarını vatandaşların rahatsızlıklarının giderilmesi amacıyla istenmeyen kısa mesaj, telefon araması ve e-postaların önlenmesine ilişkin düzenlemeyi hayata geçirdiklerini söyleyen Tüfenkci, internet üzerinden çok daha güvenli bir şekilde alışveriş yapılabilmesi amacıyla e-ticaret sitelerine yönelik güven damgası sistemini oluşturmak için bir çalışma başlattıklarını ifade etti.

- "ARTIK TEK SÖZ SAHİBİ MİLLET OLACAK"

Türkiye'nin dünya ile rekabet edebilmesi gerektiğini, bunun da güçlü yönetim, kalıcı istikrar, hızlı ve etkili icraatla mümkün olduğunu belirten Tüfenkci, mevcut sistemle ancak bu noktaya gelebildiklerini, milletin içinden çıkan parti olarak ülkenin tüm sorunlarına çözüm üretmeye çaba gösterdiklerini vurguladı.

Tüfenkci, vesayet sistemlerinin Türkiye'nin insan kaynağını heba etme adına neler yaptığını herkesin çok iyi bildiğini kaydederek, şu ifadeleri kullandı:

"Biz artık milletin enerjisinin, milletin insan kaynağının, sermayesinin bu sistem arızaları nedeniyle heba olmasını istemiyoruz. Güçlü Türkiye istiyoruz, o nedenle bu anayasa değişikliğini milletin huzuruna getirdik. Burada artık tek söz sahibi millet olacak. Başka odaklar olmayacak. Yetkisini milleten almayan iş başına gelemeyecek. Yeni sistemle Türkiye daha da hızlanacak. Burada yasamayı daha da güçlendiriyoruz. Denetimlerin aynı şekilde hızlı yapılmasını istiyoruz. Yargıyı güçlendirmek istiyoruz. 1982 Anayasası'nda yargı bağımsızdı. Biz yargı aynı zamanda tarafsız olsun istedik. Birileri buna karşı çıkıyor. Yargının bağımsız ve tarafsız olmasından kim neden endişe duyar bunu anlamakta zorlanıyoruz. Biz yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığıyla yargıyı asıl işine döndürmüş olacağız. Yargı bir yere taraf olacaksa milleten yana taraf olması gerekir dedik."

Türkiye'nin terörle etkin mücadele etmesi gereken bir ülke olduğunu, bu nedenle hızlı karara ihtiyaç duyulduğunu vurgulayan Tüfenkci, bu ülkede bir daha koalisyonların, devalüasyonların, enflasyonların olmaması için herkesin "evet" demesi gerektiğini sözlerine ekledi.

Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, Hollanda'nın skandal tavrına ilişkin "Benim bir bakanıma veya benim bir vatandaşıma, atıyla, itiyle saldırıp insanlık zulmünü yapan, her türlü dokunulmazlık konumu olan bir bakanımın korumalarını tutuklatarak karşısında ahlaksız bir polis şefini parmak sallatarak konuşturanlardan da bunun hesabını mutlaka soracağız." dedi.

Gümrük ve Ticaret Bakanlığı öncülüğünde, ülkenin ekonomik değer üreten kesimlerinin geleceğe güvenini artırmak, üretimle ilgili sorunları ortaya koymak ve çözüm önerileri geliştirmek, üretimin önemi konusunda farkındalığı artırmak amacıyla düzenlenen "Üreten Türkiye Konuşuyor" toplantılarının ilki Van'da bir otelde yapıldı.

Zeybekci, Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci ile birlikte katıldığı toplantıda, 65. AK Parti Hükümetini kurduktan sonra derhal icraatlara başladıklarını, Türkiye'de yeniden üretmek ve ihracat seferberliği başlatmak için çok önemli çalışmalara imza attıklarını söyledi.

Bütün yatırım teşvik sistemlerini büyük bir heyecanla yeniden gözden geçirdiklerini anlatan Zeybekci, yeni sistemi pazartesi günü tüm dünyaya ilan etmeye hazırlanırken, 15 Temmuz akşamı bir anda Ankara semalarında, bu ülkeyi bölmek, bu ülkenin insan haklarını ve tüm kazanımlarını yok etmek üzere hain uçakların seslerinin yankılanmaya başladığını dile getirdi.

Zeybekci, o ihanetin gölgesi hala ülkenin üzerinde dolaştığı için bazı şeyleri anlatamadıklarını belirterek, "Geldiğimiz noktada dünyanın en önemli teşviklerini uygulayan ülkeyiz. 1990 yılından sonra Berlin duvarının yıkılmasıyla dünya çok farklı bir noktaya geldi. Dünyada yeni düzeni kuran ve uygulayan tek bir kalem var o da ekonomi. 1990'dan 2002'ye kadar dünya ilerlemiş, biz durmuşuz. Türkiye muasır medeniyet rolüne doğru giderken bu sistem bir direnç gösterdi. Türkiye durdu ve yeniden geriye gitti. Bütün dünya 1990 ile 2002 arasında büyük bir gelişim gösterirken Türkiye koalisyonlara mahkum oldu." dedi.

2001'de Türkiye'de herkesin bildiği anayasa kitapçığı kriziyle faizlerin yükseldiğini, bir gecede batan bankaların bu ülkeye maliyetinin 46 milyar dolar olduğunu anlatan Zeybekci, o günlerin yaşanmaması halinde Türkiye'nin dünyanın en büyük 13'ncü, Avrupa'nın en büyük 4'ncü ekonomisi olacağına dikkati çekti.

- "30-35 MİLYAR DOLARLIK İHRACATTAN 150 MİLYAR DOLARLIK İHRACATA"

Zeybekci, cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine değinirken de "Yeni sistemin içinde 2019'da yapılacak seçimde AK Partililer yüzde 10 önde başlar diye formül mü var?" diye sordu. Zeybekci, şöyle devam etti:

"Bu sistemin en büyük özelliği, bir daha Türkiye'nin bütün esnaf ve zanaatkarları yüreği ağzında seçimlere gitmeyecek. 'Kim gelirse gelsin hayırlısı ne ise o gelsin.' diyeceksiniz. Çünkü yüzde 50+1 ile gelecek kim gelirse gelsin. Sistemin diğer faydası, siyaset normalleşecek. Siyasette uzlaşma ve kapsayıcılık gündeme gelecek. Kim iktidara talip olursa ülkenin yüzde 60-70'inin gönlüne girmek, onları ikna etmek zorunda. Şu anda itiraz edenler bunu yapamayacaklarını bildikleri için karşı çıkıyorlar. Bu siyaset üstü bir meseledir. Türkiye'ye oynatılan senaryodaki rolün değişmesidir. Bundan sonra Türkiye çok farkı noktaya gelecek. Türkiye 30-35 milyar dolarlık ihracattan 150 milyar dolarlık ihracata geldi. Çok önemli bir başarı, ama tıkandık. Bugün artık yeni formüller ortaya koymak lazım. 2002'den bu yana Türkiye büyük bir değişim gösterdi. Türkiye bu döneme fasoncu bir ülke olarak geldi. Enerji ve ham maddesini, finansını başkalarının kontrol ettiği, tüketim alışkanlıklarını başkalarının belirlediği, başkalarının kontrol ettiği dağıtım kanallarıyla fasoncu ülke olarak bunları başardık. Bu bir Türkiye mucizesidir."

- "DARBENİN ARKASINDA KİM VARSA, BUNLARIN ARKASINDA DA ONLAR VAR"

Zeybekci, Türkiye'nin enerji ve ham madde kaynaklarının, kültür coğrafyasının ortasında yer aldığını ve bunu değerlendirmesi gerektiğini belirterek, şunları kaydetti:

"Şimdi bunun tam zamanı. Yaşadığımız sıkıntılar bunların sonucu olarak ortaya çıkıyor. Türkiye 2001'deki gibi IMF memurlar tarafından yönetilseydi, topladığı 100 liralık verginin 87 lirasını faiz olarak ödemeye devam etseydi bugün yaşadığı sorunlar olmazdı. Türkiye ne zamanki faizleri 4,6'ya indirdi, IMF borçlarını bitirdi, 3. havalimanı inşaatını başlattı, Kanalistanbul dedi, nükleer santrallerle ilgili adımlar attı, Gezi olaylarını, 17-25 Aralığı gördü, 15 Temmuz hain girişimini gördü. 15 Temmuz'da bu ülke tüm kesimleriyle bir işgal girişimine direndi ve bir demokrasi devrimi ortaya koydu. Şehitlerimizin kanı kurumamışken, işgalcilerin kullandığı millete ait silahlar yol kenarlarında dururken, Cumhurbaşkanının ailesini şehit etmek isteyenler menfezlerde saklanırken 23 Temmuz'da Alman dergisi bir kapak attı. Türk Bayrağı, önünde tel örgü ve üstünde dikenli teller ve üstünde Türkiye'ye hitaben 'bir zamanlar demokrasi vardı' yazıyordu. Darbe başarılı olsaydı, Türkiye'de demokrasi askıya alınsaydı, mahkemeler birilerinin kontrolüne geçseydi, özgürlükler gitseydi Türkiye'de demokrasi mi olacaktı? Bu Türkiye'ye senaryo yazanların arkasında durdukları dinamiklerdir. Darbenin arkasında kim varsa, bunların arkasında da onlar var."

Türkiye'nin AB ve birçok ülkeyle iyi ilişkiler içinde olmasının, Gümrük Birliği Anlaşması'nı güncelleyerek ekonomik anlamda tam entegrasyon içine girmesinin istenilmediğini vurgulayan Zeybekci, son günlerde yaşanan gelişmelere dikkat etmek gerektiğini söyledi.

- "TÜRKİYE MUTLAKA HEDEFİNE ULAŞACAK"

Fetullahçı Terör Örgütü dahil bölücü terör örgütlerinin, Türkiye'nin AB ve dünya ekonomisiyle entegrasyonunu engellemek için böyle senaryolar ortaya çıkardığını ifade eden Zeybekci, şöyle dedi:

"Benim bir bakanıma veya benim bir vatandaşıma, atıyla, itiyle saldırıp insanlık zulmünü yapan, her türlü dokunulmazlık konumu olan bir bakanımın korumalarını tutuklatarak karşısında ahlaksız bir polis şefini parmak sallayarak konuşturanlardan da bunun hesabını mutlaka soracağız. Bunun çıkışı yok, ama bunu kalkıp da Türkiye'nin Hollanda ile ilişkilerinde onların istediği kötülüğe götürmeyeceğiz. Orada o gün mağdur olan bütün vatandaşlarımızın mahkemelere gitmesini sağlayacağız. Madem Lahey Adalet Divanı Hollanda'da madem insan hakları ve özgürlüklerle ilgili bu kadar ahkam kesiyorsunuz, bunun gereğini yapacağız."

Zeybekci, Türkiye'nin mutlaka hedefine ulaşacağını belirterek, bu coğrafyada kalmak için çevrelerini temiz tutmaları ve iyi ilişkiler içinde olmaları gerektiğini kaydetti.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başta olmak üzere başbakan ve tüm kabine olarak dünyayı dolaştıklarını, bunun karşılığını da aldıklarını dile getiren Zeybekci, şimdi hükümet olarak yürüttükleri başarılı çalışmalarla Gümrük Birliği'nin güncellenmesinde son aşamaya geldiklerini anımsattı.

Bu anlaşmayla dış ticaret hacminin 250-300 milyar dolara ulaşacağını vurgulayan Zeybekci, bunun Türkiye ile AB arasında tarihi bir adım olduğunu, karşılığını Türkiye'nin her yerinde göreceklerini dile getirdi.

Zeybekci, dünya pazarlarına ulaşımla ilgili destekleri de artırdıklarını belirterek, Eximbank'ın sermayesini 3,7 milyar liradan 10 milyar liraya çıkardıklarını, Türk Eximbank'ının şu anda Kore Eximbank'ından sonra ikinci sırada yer aldığını, bu kurumu 2017 yılı sonu itibariyle birinci sıraya çıkarmayı hedeflediklerini söyledi.

Hükümetin devrim niteliğindeki projelerinden birinin de Cazibe Merkezleri Programı olduğunu ifade eden Zeybekci, şu değerlendirmelerde bulundu:

"23 ilin artık çok farklı şekilde desteklenmesi... Asıl önemli olan dünyanın en iddialı yatırım teşvik sistemine sahibiz. Türkiye olarak bir zamanlar başka ülkelerin yaptığı kendi devletimizi yaratma projesidir. Belirlediğimiz sektörlerde birçok alanda yatırımcılarımız bize geldiklerinde kişiye özel teşvik uyguluyoruz. Bir ay içinde Ekonomi Bakanlığına 20 milyar yerli yabancı yatırım geldi. Türkiye olarak önümüz açık. Bu coğrafyanın ortasında olup da egemen bir ekonomi olmuyorsak bu bizim suçumuzdur. 18 Temmuz günü sabah 8:30'da bu ülkenin bütün bankaları tüm dünyadaki bankacılık sistemleriyle bütün faaliyetlerini yerine getirebilir haldeydi. Borsa İstanbul ve tüm emtia borsalarının tamamı faaliyet halindeydi. Avrupa'nın en güçlü ekonomisine, bizim başımıza gelenin yarısı gelse 6 ay bankalarını açamazlardı. 2-3 yıl ekonomileri kendine gelemezdi. Bizim başarımız kendimize ve hükümetimize olan inancımızdan kaynaklanmaktadır. Geçen hafta Almanya'ya gittiğimde en büyük gazetelerinin manşetinde bir Türk bakana küfreden manşet vardı. Dünyanın en ilkel ülkesinde, en ahlaksız gazetesinde çıkmayacak bir şey. Buna izin vermeyeceğiz ama bu tuzağa düşmeyeceğiz. Terör örgütlerinin elini ovuşturmalarına izin vermeyeceğiz. Onların istediği bu zaten. Türkiye dünyanın en itibarlı, başı öne eğilmeyen bir ülkesidir. Kendine yapılan bütün haksızlıkların hesabını soracaktır."

Mart sonu itibariyle ihracatı Cumhuriyet tarihinin zirvesine taşıyacaklarını belirten Zeybekci, "Biz ihracatla büyümek zorunda olan bir ülkeyiz. Biz vatandaşlarımıza iş üretmek zorundayız. Hep birlikte bu seferberliğe devam edeceğiz. Başka şansımız ve başka Türkiyemiz de yok. Bu ülkede başı dik alnı açık dünyanın ilk 10 ekonomisinden biri olan Türkiye'yi mutlaka biz yapacağız. Bunun için de hükümet olarak Cumhurbaşkanımızın liderliğinde bunun gereğini ortaya koyacağız." diye konuştu.

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, "Türkiye'nin son yıllarda elde ettiği tüm kazanımların temelinde, bu güven ve istikrar yatıyor. Önümüzdeki yeni dönemde de güveni ve istikrarı muhafaza etmeliyiz." dedi.

Gümrük ve Ticaret Bakanlığı öncülüğünde Van'da düzenlenen "Üreten Türkiye Konuşuyor" toplantısına katılan Hisarcıklıoğlu, Hak-İş, Memur-Sen, TESK, TİSK, TOBB, Türk-İş, Türkiye Kamu-Sen, TZOB, ASKON, MÜSİAD, TİM, TÜGİAD, TÜGİK, TÜMSİAD ve TÜRKONFED adına hazırlanan ortak açıklamayı okudu.

Ülkenin çalışan ve üreten kesimleri olan esnafları, çiftçileri, işçileri, memurları, iş verenleri ve girişimcilerini temsilen Van'a geldiklerini söyleyen Hisarcıklıoğlu, daha önce 2011 yılında Van depreminden bir gün sonra aynı sivil toplum örgütü temsilcileriyle kente geldiklerini anımsattı.

Hisarcıklıoğlu, o dönem Vanlı kardeşlerinin acılarını paylaşmak amacıyla büyük bir yardım kampanyası başlattıklarını anlatarak, bu memleketin mayasında birlik ve beraberliğin olduğunu o gün bir kez daha gördüklerini vurguladı.

Bugün de aynı birlik ve beraberlik içinde hayırlı bir iş için kente geldiklerini kaydeden Hisarcıklıoğlu, şunları kaydetti:

"Üreten Türkiye Konuşuyor' toplantılarının ilkine Van'dan başlıyoruz. Sadece Van'la olan gönül bağımızdan dolayı buradan başlamadık. Dünyada zenginlik yeniden batıdan doğuya kayıyor. Türkiye'de güneşin ilk yükseldiği şehir burası. Biz de güneşin doğduğu şehirde, güzel insanların şehrinde, Van denizinde 'Üreten Türkiye' olarak konuşmaya başlıyoruz. Buradaki müthiş katılım için Vanlı hemşerilerime yürekten teşekkür ediyorum. Biz Van'ı ne kadar bağrımıza basıyorsak, Van da bizi daha fazla sahipleniyor, bağrına basıyor."

- "BU YAŞANANLARIN YARISI BAŞKA ÜLKENİN BAŞINA GELSE HİÇBİRİ AYAKTA KALAMAZDI"

"Zor bir seneyi geride bıraktık. Sözde birbiriyle ilgisi olmayan PKK, DEAŞ, FETÖ gibi terör örgütleri aynı dönemde ülkemizi hedef aldı." diyen Hisarcıklıoğlu, FETÖ’nün hain darbe girişiminin Türkiye'ye çok sıkıntılı günler yaşattığını anımsattı.

Hisarcıklıoğlu, ülkenin etrafındaki coğrafyanın da tam bir ateş çemberi haline geldiğini aktararak, şöyle devam etti:

"Bu yaşananların yarısı başka ülkenin başına gelse hiçbiri ayakta kalamazdı ama biz dimdik ayaktayız. Allah'a şükür milletimizin tek vücut olarak basiretli duruşuyla bütün dünyaya gösterdik. 7'si değil, 70'i bir araya gelse birliğimizi bozamaz, bozamayacak. Bu süreçte küresel ekonomideki riskler de giderek artmaya başladı. Önce Brexit, sonra yeni ABD Başkanıyla birlikte küresel ekonomide yeni bir belirsizlik başladı. Küresel dengelerin yeniden oluştuğu farklı bir döneme giriyoruz. Bu yeni döneme iyi hazırlanan, reform yapmakta öne geçen ülkeler geleceğin kazananı olacak. Yani hazırlığı iyi yapan ülkeler, toz duman dağıldığında hızla yoluna devam edecek. İşte Türkiye olarak, bu döneme çok iyi hazırlanmamız lazım. Şehirlerimizi bu dönemde dünya ekonomisinde öne çıkarmamız lazım. Bütün bunlar için de yeni yapısal reformlara ve küresel rekabette bizi öne çıkaracak adımlara ihtiyacımız var. İşte bu yüzden dışarısı kötüleşirken, içeride safları sıkılaştırmalıyız. Gün el ele, omuz omuza verme günüdür. İşçi, işveren, üretici ve kamu görevlileri olarak, hep birlikte çalışma günüdür."

Eski dönemlerdekinin tam tersine siyasetçilerin yerine üretenlerin, vatandaşların konuştuğunu aktaran Hisarcıklıoğlu, toplantıda Van'ın, bölgenin, Türkiye'nin ekonomisini istişare edeceklerini, bütün beklenti ve taleplerini özgürce dile getirebileceklerini anlattı.

VAN'IN YOL HARİTASINI KENDİ İNSANININ ÇİZECEĞİNİ İFADE EDEN HİSARCIKLIOĞLU, ŞUNLARI SÖYLEDİ:

"Biz ortak akıl ve istişarenin gücüne inanıyoruz. Bu anlayışı muhafaza ettiğimiz sürece, Türkiye'nin geleceğine umutla bakıyoruz. İstişare istikrarı getirir. İstikrar da güveni artırır. Türkiye'nin son yıllarda elde ettiği tüm kazanımların temelinde, bu güven ve istikrar yatıyor. Önümüzdeki yeni dönemde de güveni ve istikrarı muhafaza etmeliyiz. Bize düşen görev, Türkiye'yi geleceğe bakan, daha güçlü bir ülke haline getirmektir. Milletimizi daha müreffeh yapmaktır. Türkiye'nin sivil toplum kuruluşları olarak bizler, ülkemizin geleceği için daha çok çalışacak ve üreteceğiz. İnanıyoruz ki, birlik ve beraberliğimizi muhafaza edersek, bu dönemden güçlenerek çıkacağız. İnşallah el birliğiyle ülkemizi dünyanın en büyük ekonomileri arasına sokacağız."

Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, 16 Nisan'da yapılacak halk oylamasına ilişkin, "Bu referandumdan sonra Türkiye'de her şey daha normal olacak. Türkiye vesayetçilerin elinden kurtulacak." dedi.

Bakan Zeybekci, Van programı kapsamında, partisinin Kazım Karabekir Caddesi'ndeki seçim bürosunun açılışında yaptığı konuşmada, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Başbakan Binali Yıldırım'ın selamlarını getirdiğini belirtti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Türkiye'yi IMF'nin elinden, IMF'nin gönderdiği ekonomi bakanlarından kurtardığını, ülkeyi bir baştan bir başa duble yollarla donattığını anlatan Zeybekci, "Van depreminden sonra Van'ı yeniden inşa eden, yeniden bir Van şehri kuran kim? Allah ondan razı olsun. Siyasilere, millete nasıl hizmet edileceğini öğretti. Milleti efendi yerine koydu ve milletin önünde devlete düğme ilikletti. Kimdir bu büyük lider? Allah başımızdan eksik etmesin. Allah ona sağlık sıhhat versin." ifadesini kullandı.  

- "REFERANDUMDAN SONRA HER ŞEY DAHA NORMAL OLACAK"

"Şimdi yedi düvele bakıyoruz. Yedi düvelin okları kime? Bütün düşmanların, bütün fitnenin, Türkiye'nin ileri gitmesini istemeyen herkesin okları Recep Tayyip Erdoğan'a. Demek ki doğru adam kim? Recep Tayyip Erdoğan. Öyleyse durmak yok." diyen Zeybekci, sözlerine şöyle devam etti:

"Birileri gelecek meydanlarda sokaklarda habire yalan söyleyecek. Onların işi yalan, onların işi iftira. Bu referandumdan sonra Türkiye'de her şey daha normal olacak. Türkiye vesayetçilerin elinden kurtulacak. Onların karın ağrısı ne biliyor musunuz? Türkiye'de siyaset normalleşecek. Hem sağ hem sol ikisi de ortada millete daha çok hitap ettiği için o uçtakiler yok olacaklar. Şimdi yüzde 25'lik parti var ya onun başındakinin aklı kesmiyor. Onun hayalinden bile geçmiyor yüzde 50 oy alarak iktidara gelmek. İnşallah CHP de ondan kurtulacak Allah'ın izniyle. Normalleşecek memleket merak etmeyin."

- "BİZİ BÖLEMEYECEKLER, BİZİ YIKAMAYACAKLAR"

Bakan Zeybekci, şu anda dünyanın 16. büyük, Avrupa'nın 6. büyük ekonomisinin Türkiye olduğunu anımsattı.

Bütün afetlere ve 15 Temmuz ihanetine rağmen Türkiye'nin dimdik ayakta olduğunu vurgulayan Zeybekci, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Onun için zaten birileri kuduruyor. Onun için zaten Türkiye'ye hep beraber saldırıyorlar. Kudursalar da köpürseler de Türkiye yoluna devam edecek. Bizi bölemeyecekler, bizi yıkamayacaklar. Allah'ın izniyle Türkiye hedeflediği yere gidecek. 'Türkiye dünyanın ilk 10 ekonomisinden biri olsun' diyorsak, 16 Nisan'da ne diyoruz ? Türkiye'de bir çakıl taşı bile hainlerin eline gitsin istemiyorsak... '16 Nisan'da Türkiye'de bayrak inmesin' diyorsak, 'Ezan dinmesin' diyorsak, 16 Nisan'da ne diyoruz? Türkiye şu anda Avrupa'nın 6. büyük ekonomisi, 'Avrupa'nın ilk üç ekonomisinden birisi olsun, başı dik olsun, alnı açık olsun' diyorsak, 16 Nisan'da ne diyoruz? Evet. Sadece 'evet' demek yetmiyor."

- "TÜRKİYE YOLUNA DEVAM EDECEK"

Referandumun, Türkiye'nin milli ve memleket meselesi olduğunu aktaran Zeybekci, sözlerini şöyle tamamladı:

"Bu, AK Partililerin meselesi değil. 16 Nisan'da biz AK Parti'ye oy istemiyoruz. 16 Nisan'da cumhurbaşkanı seçmiyoruz. 16 Nisan'da Türkiye'nin bugüne kadar başına gelen bütün hastalıklardan kurtulduğu, bütün mikropların çıktığı, bu sistemin en zayıf çukurunu hep beraber millet olarak kapatıyoruz. Parti seçmiyoruz. Bu anayasa değişikliğinde size diyecekler ki 'efendim tek adam'. Size diyecekler ki 'diktatör'. Bakın bu anayasa değişikliği, Recep Tayyip Erdoğan bugüne kadar bu ülkede güçlü bir iktidarı Türkiye'ye gösterdi. Tarihte ilk defa bu kadar uzun süreli tek başına iktidar. Bu anayasa değişikliğinin asıl amacı Recep Tayyip Erdoğan'dan sonrasını garanti altına almaktır. Bir daha bu hastalıklardan Türkiye'nin muzdarip olmaması için bu değişikliği yapıyoruz. Hiç merak etmeyin. Onlar ne derlerse desinler, Türkiye yoluna devam edecek. Ama geleceğin Türkiyesi'nde o fitneler olmayacak, bu milletin beraberliği olacak. Bu milletin birlik ve beraberliği olacak. Allah'ın izniyle her şey güzel olacak."

Bakan Zeybekci, açılışı yapılan seçim bürosunun ülkeye, vatana, millete ve Van'a hayırlı olması temennisinde bulundu.

Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, Avrupa Birliği (AB) Adalet Divanının başörtüsü kararına ilişkin, " Avrupa'nın bu hastalıktan biran önce kurtulmasını tavsiye ediyorum, öneriyorum. Bu yolun sonu yol değil." dedi.

Çeşitli programlara katılmak üzere Van'a gelen Bakan Zeybekci, AA muhabirine, AB Adalet Divanının başörtüsü kararının detaylarını henüz görmediğini söyledi.

Avrupa'nın, gittikçe radikalleşen ırkçı politikalar, insan hakları ve özgürlüklerle ilgili aykırı uygulamaların moda haline geldiği bir yer olduğunu vurgulayan Zeybekci, şunları kaydetti:

"Tabi bu bir salgın. Bu durum, negatifte, olumsuzda, hukuksuzlukta, saldırganlıkta, terbiyesizlikte bir yarış haline geldi. Avrupa'nın bu hastalıktan bir an önce kurtulmasını tavsiye ediyorum, öneriyorum. Bu yolun sonu yol değil. Bu yolların nereye çıktığını, nerelere vardığını ülke olarak hep gördük, yaşadık. Onlara da öneriyoruz. Irkçı, ayrımcılık, İslamofobi gibi salgının sonu onlara çok zarar verecek. Sonunda onlar da kendi huzurlarını bulamayacaklardır. Kendilerinin de yaşam alanları daralacaktır. Bunun için Avrupa Birliği Adalet Divanı kararının insan standartlarına aykırı olduğunu düşünüyorum."

- HOLLANDA'NIN SKANDAL TAVRI

Bakan Zeybekci, hükümetin, Hollanda konusunda gereğini yapacağını açıkladığını anımsattı.

Hollanda'da mağdur olan, hakları ve özgürlükleri engellenen, saldırıya uğrayan vatandaşlarla ilgili gereğini yapacaklarını vurgulayan Zeybekci, şöyle konuştu:

"Şunu herkes bilsin ki bir gün gelir onlara da aynı uygulamaları birileri yapar. Biz yapacağız anlamında söylemiyorum. Öyle bir ortam yarattığınız zaman yani karşı camı taşladığınızda bir gün gelir sizin camınızı da taşlarlar. O anlamda da Türkiye Cumhuriyeti bakanına el sallayan bir polis şefi ve diplomatik anlamda da her türlü muafiyeti, kutsallığı, dokunulmazlığı üzerinde olan bir bakana yapılan uygulamalar, arabanın içinde onu hapsetmeleri, silahları bakanın arabasına doğrultmaları, onun arabasından indirilmesi ve ülke dışına gönderilmesinin sonuçları önce kendi insanları tarafından sorgulanacaktır. Diğer taraftan da Türkiye olarak bunu yapanlara cevabını mutlaka vereceğiz. Şunu da asla unutmamak lazım Türkiye ile Hollanda ve Türkiye ile Avrupa Birliği ülkelerinin ilişkilerinin iyi olmamasından sevinecek olanları da gayet iyi biliyoruz. Orada da bize yakışan Türkiye Cumhuriyeti Devletinin ağır başlılığıyla hareket edeceğiz. Bir anlık fevri ve birilerinin istediği o negatif hareketleri de yapmayacağız."

Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci, 16 Nisan'daki halk oylamasına ilişkin, "Biz istiyoruz ki güçlü bir yasama olsun. Biz istiyoruz ki güçlü bir yargı olsun. Yargının bağımsızlığının yanında tarafsızlığını da ekliyoruz ama maalesef bundan rahatsız olanlar da var." dedi.

Bakan Tüfenkci, Van programı kapsamında, partisinin Kazım Karabekir Caddesi'ndeki seçim bürosunun açılışında yaptığı konuşmada, bir yandan terörle mücadele ederken bir yandan da Türkiye'yi büyütmeye çalıştıklarını söyledi.

Bir taraftan terör örgütlerinin inlerine girerek mücadele ettiklerini, bir taraftan da insanlara iş ve aş bulmaya, esnafın işini büyütmeye çalıştıklarını anlatan Tüfenkci, "Bunun için sizlerle Cumhurbaşkanı'mız sayın Recep Tayip Erdoğan'ın liderliğinde gece gündüz çalışıyoruz. Biz istiyoruz ki Türkiye güçlensin, bölgesinde lider olsun. Biz istiyoruz ki Türkiye dünyada sözü dinlenilen ülke olsun. Biz istiyoruz ki yurt dışına çıktığımızda pasaportumuz güçlü olsun. Bunun için de cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminine geçiyoruz." diye konuştu.

- "BİZ İSTİYORUZ Kİ GÜÇLÜ BİR YARGI OLSUN"

"Biz istiyoruz ki güçlü bir yasama olsun. Biz istiyoruz ki güçlü bir yargı olsun. Yargının bağımsızlığının yanında tarafsızlığını da ekliyoruz ama maalesef bundan rahatsız olanlar da var." ifadesini kullanan Tüfenkci, şunları kaydetti:

"Ama biz istiyoruz ki bu ülkede özgürlük, hak, adalet olsun. Onun için de yargı bağımsız olsun, tarafsız olsun. Biz istiyoruz ki Meclis asli görevini yapsın. Biz istiyoruz ki Meclis daha da fazla denetlesin. Biz istiyoruz ki Meclis temsil ettiği seçmeniyle daha fazla ilgilensin. Biz istiyoruz ki kişi başı gelirimiz 11 bin dolarlardan 25 bin dolarlara çıksın. Van için, illerimiz için ihracat kapıları olsun. Bunun için etkin sürdürülebilir yönetim olsun. Manipülasyonlara, provokasyonlara açık değil, koalisyonlara açık değil, istikrarlı bir hükümet olsun. 'Milletin parasından milletin sermayesinden heba olmasın' diyoruz. Bunun için de 16 Nisan'da 'evet' demeye var mıyız?"

- "TÜRKİYE'NİN GÜÇLENMESİNDEN RAHATSIZ OLUYORLAR"

Bakan Tüfenkci, Avrupa'nın, Türkiye'nin güçlenmesini istemediğini dile getirdi.

 Orada bakanlara ve Müslümanlara karşı yapılanları herkesin gördüğüne işaret eden Tüfenkci, şöyle konuştu:

"Hep beraber görüyoruz. Onlar neden rahatsız oluyorlar.? Onlar, Van'ın Türkiye'nin büyümesinden güçlenmesinden rahatsız oluyorlar. Bunun için ev ev dolaşarak kapı kapı dolaşarak biz Türkiye'yi güçlendireceğiz onlara inat. 'Hans'lara, 'George'lara inat Mehmetler, Ahmetler, Muhammetler hepsi birden 16 Nisan'da Türkiye'ye sahip çıkacak, Van'a sahip çıkacak, bu ümmete sahip çıkacak. Bu gençlerin önünün açılmasını, iş aş bulmak, Türkiye'yi büyütmek, bir daha enflasyonlarla uğraşmak istemiyorsak, hükümet krizleriyle bu milletin sermayesinin heba edilmesini istemiyorsak, bu ülkede bir daha darbeler olsun istemiyorsak, 15 Temmuzları bu ülke bir daha yaşasın istemiyorsak, hep beraber ne diyeceğiz arkadaşlar? İnanıyorum ki herkesin gözü Van'da olacak. 'Van 'evet' diyor mu?' diyecek, buna bakacak. Ben bu ışığı buradan alıyorum."

Gümrük ve Ticaret Bakanlığı öncülüğünde, ülkenin ekonomik değer üreten kesimlerinin geleceğe güvenini artırmak, üretimle ilgili sorunları ortaya koymak ve çözüm önerileri geliştirmek, üretimin önemi konusunda farkındalığı artırmak amacıyla Van'da düzenlenen "Üreten Türkiye Konuşuyor" toplantısı sona erdi.

Kentteki bir otelde düzenlenen toplantının kapanışında konuşan Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, kentin geleceğiyle ilgili önemli kararların ortaya çıktığını söyledi.

Her şeyin başında huzur, sağlık, barış, kardeşlik ve güvenliğin geldiğini belirten Zeybekci, "Buradaki kardeşliğe, refaha kasteden dönemleri kuraklık dönemi olarak görüyorum. Burada aradığımız bütün tohumlar var. Burada kimse sadece tarımı, sadece sanayiyi, sadece hizmetleri istemiyor. Genellikle üçüne birden talip oluyor." dedi.

Zeybekci, Van'ın geçmişten bu yana tüm yolların buluştuğu bir ticaret, sağlık, turizm, tarih ve eğitim merkezi olduğunu vurgulayarak, kentin bu değerlere mutlaka ulaşacağını, birlik beraberlik ve kardeşlik ikliminin buralara mutlaka egemen olacağını ifade etti.

Van'ın çok genç bir nüfusa sahip olduğunu, bu gençlerin önemli bir bölümünün iş sıkıntısı yaşadığını anımsatan Zeybekci, şunları kaydetti:

"Gençlerimizi geleceğe bağlayan enstrümanları üretmeliyiz. Cazibe merkezleri bunun için çok önemli bir program. Bu Cazibe Merkezleri Programında AK Parti hükümeti olarak en büyük risklerden birini alıyoruz. Taşıma desteği veriyoruz. Batıdaki illerden Van'a fabrikasını taşıyanlara destek veriyoruz. Bununla çok büyük hareketlenmelerin olduğunu göreceğiz. Birileri bunun devam etmemesini, olmamasını istiyor. Van'ı kendine kapatmak istediler. Van'ın önde gelen ticaret erbaplarından Van'ı terk etmelerini istediler. Huzur gelmesin, mutluluk olmasın, insanlar birlik beraberliği paylaşmasın istiyorlar. Halbuki bunları sağladıktan sonra görüşebildiğimiz bütün sorunlar çözülür. O anlamda bu tarz faaliyetler çok önemli. Bunlar devam etmeli."

Bundan sonra kente daha çok gelerek yaptıkları hizmetleri, verdikleri destekleri tek tek anlatmaları gerektiğini bildiren Zeybekci, Van'ın gelecekte bir turizm ve etrafındaki 30 milyonluk nüfusun cazibe merkezi olacağını kaydetti.

- GÜMRÜK VE TİCARET BAKANI TÜFENKCİ

Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci ise toplantıdan çıkan sonuçlarla ilgili değerlendirmesinde Van'ın geleceğe dair umutlu olduğunu bir kez daha müşahede ettiklerini aktardı.

Bölgede güvenliğin sağlanması, 23 kenti kapsayan Cazibe Merkezleri Programının tam anlamıyla uygulanmasıyla Van'ın ve bölgenin çok kazançlı olacağını vurgulayan Tüfenkci, şunları söyledi:

"Van ile ilgili beklentilerde 'ilk 3 sırada ne olsun' dendiğinde birinci sırada güvenliğin sağlanması, ikinci sırada sınır ticaretinin gelişmesi ve yaygınlaşması ortaya çıktı. Doğru bir tespit. Bu potansiyeli kullanmak lazım. Bununla ilgili adımları atıyoruz. Kapıköy Sınır Kapısı'nın modernize edilmesi noktasında çalışmamız var. Van Gölü'nün turizme açılması noktası çok önemli. Van'ın güler yüzünü şirin yüzünü ve doğasını dünyaya göstermenin zamanının geldiğini gösteriyor."

Tüfenkci, katılımcıların, "Başkalarına Van'da yaşamayı tavsiye eder misiniz?" sorusuna "evet" yanıtını vermesinin insanların burada mutlu olduğunu ve dışarıya açık bir tutum sergilediğini göstermesi açısından önemli olduğunu vurgulayarak, şöyle dedi:

"Birlik beraberliğimizi kaybetmeden, ötekileştirmeden ve coğrafyanın kıymetini bilerek, buralara sahip çıkmamız gerektiğini ortaya koymamız lazım. Burada bulunan iş adamlarımız da sivil toplum kuruluşu temsilcileri de güvenliğe öncelik veriyorlar. Güvenliğin, adaletin olmadığı yerde ne üretim olur ne huzur olur. İnşallah bu bilinçle Türkiye'nin 16 Nisan'da daha güçlü olması, istikrarı yakalayabilmesi için bu ülkenin kolay manipüle edilmesinden kurtulabilmemiz için güven ve istikrarın yapılandığı bir yönetimi oluşturmamız lazım. Biz istiyoruz ki tek vatan, tek millet, tek devlet ve tek bayrak altında güçlü şekilde kardeşçe yaşayalım."

KONUŞMALARIN ARDINDAN "ÜRETEN TÜRKİYE KONUŞUYOR" TOPLANTISI SONA ERDİ.

Van Haber Haberleri