CHP'nin iş bankası üzerinde hakkı yok

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan Macaristan dönüşü önemli açıklamalar: CHP'nin iş bankası üzerinde hakkı yok

 Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Macaristan dönüşü aralarında İhlas Medya Batuhan Yaşar'ın da bulunduğu gazetecilerin sorularını cevapladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, "CHP'nin İş Bankası üzerinde hakkı yok. Atatürk'ün vasiyeti neyse bunu hazineye devredelim. Bunun için MHP ile birlikte kanuni düzenleme yapabiliriz" diye konuştu.

İttifak konusunu da değerlendiren Erdoğan, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ile bugün bir araya gelebileceğini söyledi.

Macaristan'a 2 günlük ziyaret gerçekleştiren Erdoğan dönüş yolunda medya yöneticilerinin sorularını cevaplandırdı. Erdoğan'ın sorulara verdiği cevaplar şöyle.

KONSOLUSLUKTA KAMERA OLMAMASI MÜMKÜN MÜ?

Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı ile ilgili yeni bilgiler var mı? Sizden bu konuda bir değerlendirme alabilir miyiz?

Olayı tüm boyutlarıyla araştırıyoruz. Bizim ülkemizde cereyan etmiş bir hadise. Böyle bir hadiseyle ilgili olarak bizim sessiz kalmamız mümkün değil. Çünkü sıradan bir olay değil. Kaşıkçı güçlü bir ailenin evladı. Uluslararası bir köşe yazarı özelliği var ve bir Türk kızıyla evlenme arifesinde böyle bir şey yaşıyor. Nikah muameleleriyle ilgili başkonsolosluğa müracaatında yaşanıyor bu olay. Ben, daha ilk gün olay duyulur duyulmaz, ayın 2'sinde arkadaşlara talimatı verdim. Gerek Adalet Bakanlığımızla, Dışişleri Bakanlığımızla -bu işin malum bir Viyana Sözleşmesi boyutu var- hemen olayla ilgilenmeye başladık. Emniyet boyutuyla, istihbarat boyutuyla, her boyutuyla bu işi ele aldık. An be an sürekli bunun takibi yapıldı. Türkiye'ye girişler, çıkışlar vs. dahil gereken her şeye mercek altına alındı. Bir başkonsoloslukta, bir büyükelçilikte kamera sistemlerinin olmaması mümkün mü? Olayın cereyan ettiği Suudi Arabistan Başkonsolosluğu'nda kamera sistemlerinin olmaması mümkün müdür? Yani buradan bir kuş uçsa, buradan bir sivri sinek çıksa bu sistemler bunu yakalar ki onlarda bu sistemlerin en ileri dereceleri vardır. Tabii yurda dönünce ayrıntılı bilgileri alacağız ama, Viyana Sözleşmesi'ne göre de adımlar atıldı. Başkonsolosluğa girilip gerekli çalışmaların yapılabileceği noktasında dönüşler alındı. Bu dönüşler alındıktan sonra da gerek yargımız, gerek emniyetimiz, Dışişleri Bakanlığımızın yetkilileri, istihbaratımız şu anda çalışmalarına devam ediyor. Şu anda tahminler üzerine değerlendirme yapmam doğru olmaz. Ama endişelerimiz var. Bizim bu endişelerimizi ABD'nin de aynı şekilde telaffuz ettiğini görüyoruz. Gerek Sayın Trump'ın gerek Pompeo'nun gerek Pence'in... Hepsi de bu olaydan duydukları endişeyi anlatıyorlar. Asıl değerlendirmeyi yapmak için yürütülen çalışmalar neticesinde tablonun netleşmesini beklemek lazım. Bulgular, belgeler elimize geçtikten sonra, biz de gerekli değerlendirmeyi elbette yapacağız. Ama endişeliyiz.

YAPILMASI GEREKEN HER ŞEY YAPILACAK

*Herhangi bir temas oldu mu sizinle? Bunun aynı zamanda Türkiye'ye yönelik bir operasyon da olabileceği belli ülkeler tarafından ifade ediliyor, bu görüşe katılır mısınız? Bir de bu olay Türkiye Suudi Arabistan ilişkilerini başka bir noktaya getirir mi? Grup toplantılarında sınır dışı edilmesi gibi bir çağrı vardı ana muhalefet partisinin, ne dersiniz?

Dediğim gibi, gereken neyse zaten yapılıyor. Türkiye'yi ana muhalefet idare etmiyor, onlar önce kendi işlerine baksınlar. Bizdeki ana muhalefetin bu ülkeyi belli yerlere şikayet etmekten başka özelliği yok. Onlar, ekonomide Türkiye'yi nasıl daha zor duruma sokacaklarının derdindeler. Ekonominin e'sinden anlamayanlar ekonomiyle ilgili konuşuyorlar. Türkiye'yi 16 yılda nereden nereye getirdiğimizi görmüyorlar. Bunlar bakar kör. Bunları görmüyorlar, konuşuyorlar. Türkiye 36 milyar dolar ihracattan bugün 165 milyar dolar ihracata ulaşmış, adam bunu görmüyor. Bunu görmeyecek kadar bakar kör bunlar. Bunlar diplomasiden de anlamıyorlar. Netice itibarıyla, İstanbul'daki olay, anlattığım gibi, tüm boyutlarıyla soruşturuluyor. Devletimizin ilgili birimleri, birbiriyle istişare halinde, yapılması gereken her şeyi yapacaktır.

MÜNBİÇ'TE GECİKME VAR AMA TAMAMEN ÖLMÜŞ DEĞİL

*Gözler yeniden Münbiç'e çevrilmiş durumda. Münbiç'te de Amerikalılarla ortak eğitim çalışlarının başlaması acaba önümüzdeki günlere dair bir pozitif sürecin de başlaması şeklinde değerlendirilebilir mi?

Dışişleri Bakanımız Mevlüt Bey de burada. Münbiç meselesinde bir gecikme var. Ortak eğitim başlıyor. Ayrıca YPG sonrasında Münbiç'i yönetecek kişilerin seçimiyle ilgili çalışma devam ediyor. Bir gecikme var ama, tamamen ölmüş değil. ABD'nin Dışişleri Bakanı Pompeo da Savunma Bakanı Mettis de önümüzdeki günlerde somut adımlar atacaklarını söylüyorlar...

GÜNDEMİMİZDE İSRAİL'E BÜYÜKELÇİ GÖNDERMEK YOK

*İsrail basınında, Tel Aviv'le karşılıklı olarak Büyükelçilerin geri gönderileceğine dair haberler çıktı.

An itibarıyla gündemimizde bu tür bir konu yok. İslam İşbirliği Teşkilatı'na başkanlık ettiğimiz bir dönemde Kudüs'le, Filistin'le ilgili gelişmelere duyarsız kalamayız. O yüzden şu anda bu süreci hassas bir şekilde götürmemiz lazım.

BRUNSON KARARINA HERKES UYMAK ZORUNDA

*12 Ekim'de sizin ‘ilişkileri karanlık' değiniz Rahip Brunson'ın davası var. Amerikalılar çok sessiz ve derinden gidiyorlar. Eski nobran üsluplarını bir ölçüde terk etmiş gözüküyorlar ama yüksek bir beklenti içerisindeler.

Türkiye Cumhuriyeti'nin bir hukuk devleti olması sebebiyle, ben yargıya müdahale edecek konumda değilim. Ben, demokratik bir cumhuriyet olan, bir hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti'nin Cumhurbaşkanıyım. Dolayısıyla yargı ne karar verirse, o karara uymak zorundayım. O işin muhatabı olanlar da yargı kararına uymak zorundadırlar. Olay budur.

BEN TEK BAYRAK DEMEDİM Kİ ZATEN

Kızılcahamam'daki konuşmanızda İnönü ile gösterdiğiniz fotoğrafa CHP'den itirazlar geldi. O itirazlara dair yorumunuzu alabilir miyiz?

Evet, o toplantıda İnönü ile ilgili gösterdiğim fotoğrafa CHP'liler itiraz etmişler. Tek bayrak değil de çift bayraklıymış. Ben tek bayrak demedim ki zaten. Gösterdiğim fotoğrafta, zaten tek mi çift mi belli. İki tane çubuk orada gözüküyor. Bir tanesi Amerikan bayrağı. Bu da ortada. Şimdi çıkarmışlar tersinden gösteriyorlar ama yine de gizleyememişler. Çünkü mızrak çuvala sığmıyor.

CHP'NİN İŞ BANKASI ÜZERİNDE HAKKI YOK

*Daha önceki seyahatlerinizden birinde CHP'nin İş Bankası'yla ilişkisini doğru bulmadığınızdan söz etmiştiniz...

Mesele İş Bankası değil. Mesele, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün vasiyetidir. Kılıçdaroğlu, ‘Oradan bizim kasamıza giren para yok ki' diyor. Ben “Senin kasana para giriyor” demiyorum ki. Biliyorsunuz, mahkeme kararıyla, Türk Dil Kurumu'na ve Türk Tarih Kurumu'na belirli bir temettü geliri aktarılıyor. Ama orada yönetim kuruluna CHP niye dört adam koyuyor? Efendim, yönetim kurulundaymışlar ama, hiçbir inisiyatifleri yokmuş. Yönetim kuruluna gireceksin, ama hiçbir inisiyatifin olmayacak. Böyle bir saçmalık olur mu? Şayet inisiyatifleri yoksa o dört kişiyi çeksinler o zaman. Biz diyoruz ki: Buradaki Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün vasiyeti neyse bu vasiyetin hazineye devrini gerçekleştirelim. Çünkü bu şahıslara ait bir hak değildir. CHP'nin hakkı hiç değildir. Dolayısıyla, MHP'li arkadaşlarla birlikte yapılacak bir yasal düzenlemeyle bu işin yoluna koyulabileceği kanaatindeyim.

Perşembe günü (bugün) Bahçeli ile görüşürüz

Cumhurbaşkanı Erdoğan, gazetecilerin yerel seçimde ittifakla ilgili sorularını da cevapladı. Erdoğan, “Macaristan dönüşü Sayın Bahçeli'yle bir görüşme gerçekleştireceğinizi açıklamıştınız daha önce. Ne bekliyoruz efendim, yerel seçimlerle ittifak konusuyla ilgili?" sorusu üzerine, “Özel Kalemim yarın (dün) büyük ihtimalle Sayın Bahçeli'nin Özel Kalemi ile irtibatı kurar, Perşembe günü (bugün) falan uygun olursa biz aramızdaki görüşmemizi yaparız. Bu görüşmede son gelişmeleri, ittifaktı şuydu buydu hepsini ele alma fırsatımız olur” dedi.

Erdoğan'dan Macaristan Başbakanı'na teklif: 'Vişegrad Dörtlüsü'nü 'Vişegrad Beşlisi' yapalım

Cumhurbaşkanı Erdoğan, gazetecilere Macaristan temaslarını da değerlendirdi. Macaristan'ın Türkiye'nin AB sürecini inanarak desteklediğini söyleyen Erdoğan şöyle konuştu: “Gerek savunma sanayinde, gerek turizmde, gerek kültür alanında, her alanda işbirliğimizi artırmaya kararlıyız. Yasadışı göç ve terörle mücadele konularında işbirliği içerisindeyiz. Üçüncü ülkelere ki başta Afrika konusunda birlikte açılmayı arzu ettiklerini ifade ettiler… Bu konuda bizim de zaten bazı hazırlıklarımız var… Enteresan bir şeyi de Orban şöyle ifade etti; basın toplantısında onu zaten duydunuz, ‘Moskova-Berlin-Ankara, böyle bir üçgendeyiz' dedi. Bu tabii anlamlıydı. Dolayısıyla bizim görüşmelerimizde en önemli üzerinde durduğumuz konu, Vişegrad Dörtlüsünü (Çek Cumhuriyeti, Macaristan, Polonya ve Slovakya) gelin Vişegrad Beşlisi yapalım dedik. Onun üzerine çalışma sözü verdi. ‘Slovakya tamam' dedi. ‘Merkel'i zaten sen biliyorsun' dedi. ‘Bunu da bu şekilde çözeriz' dedik. Vişegrad Beşlisi gibi bir oluşum gerçekleşirse tabii çok çok önemli olacak.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Macaristan'ın FETÖ konusundaki tavrını da övdü. Erdoğan şunları söyledi: “15 Temmuz'da ülkemize çok açık ve güçlü desteğini Sayın Viktor (Macaristan Başbakanı Viktor Orban) hemen ortaya koyan bir arkadaşımızdı… FETÖ'nün burada okul ve ticaretle ilgili dört yeri var. Bu dört yerle alakalı olarak kendisiyle konuştuk, bilgileri de kendilerine aktardık. Gereğini yapacağını söyledi; ‘Üzerlerine gidiyorum' dedi.”

“Politika kurullarını tek tek toplayacağım”

Erdoğan, önceki gün üyeleri açıklanan Politika Kurullarının nasıl çalışacağına ilişkin bir soru üzerine, “Arkadaşlarımızı, konu başlıklarına göre her kurulu tek tek toplayacağım. Bu kurullarla toplantılarımızı yaptıktan sonra, başkan vekillerimizle birlikte artık kurullar çalışmaya başlayacak” dedi. Erdoğan, “Kurulların çalışma takvimini de zaman zaman, vekillerim belirleyecekler. Biliyorsunuz, bunlar daimi üye olarak çalışmayacak. Başkan vekillerimiz onlarla haftalık olur, aylık olur, bir araya gelecek. Çankaya köşkünde bu arkadaşlarımız çalışmalarını yürütecek” diye konuştu.  

Gündem Haberleri