Van’da kayyumlar protesto edildi

Van’da kayyumlar protesto edildi
AK Parti hükümeti tarafından 24 DBP’li Belediyeye kayyum atanması Van’da yüzlerce insanın katıldığı basın açıklaması ve oturma eylemi ile protesto edildi.

Basın açıklamasına DTK Eş Başkanı Leyla Güven,  DBP PM Üyeleri Hacer Özdemir, Barış Oflas, Gülcihan Şimşek, HDP Van İl Eş Başkanları Yakup Ataş, Gülistan Orhan, DBP Van İl Eş Başkanları Murat Sarısaç, Sevinç Şeker, HDP Van Milletvekilleri Lezgin Botan, Adem Geveri,  Van Büyükşehir Belediye Eş Başkanları Hatice Çoban, Bekir Kaya, İlçe Belediye Eş Başkanları, HDP-DBP İl ve İlçe Örgütleri, KJA Aktivistleri, Barış Anneleri İnisiyatifi, STK temsilcileri, Belediye çalışan ları ve halk katıldı. Kitle sık sık, “ Belediyeler halkın, halkın olacak”, “ Kayyuma hayır, iradene sahip çık”, “ Direne direne kazanacağız” şeklinde sloganlar attı.



Basın açıklamasını yapan DBP Van İl Eş Başkanı Murat Sarısaç, “AKP hükümetinin askeri operasyonlar, katliamlarla eş güdümlü yürüttüğü siyasi soykırım operasyonları neticesinde binlerce Kürt siyasetçi cezaevlerine doldurulurken, bunlarla yetinilmemiş son olarak 24 belediyemize tankla, topla yüzlerce polis ve asker eşliğinde el konulmuştur. 22 Temmuz 2015 tarihinde Suruç’ta onlarca gencin arasında bombalar patlatarak ya da patlatılmasına göz yumarak çözüm sürecine dair niyeti ortaya çıkan AKP hükümeti, Ceylanpınar’da bu gün  ‘FETÖ’cülerin öldürdüğü’ belirtilen 2 polisin ölümünü Kürt halkına karşı savaşın gerekçesi yaparak çözüm masasını devirmiş ve sonuç itibariyle Kürt illerinde doksanlı yılları aşan amansız ve hukuksuz bir savaşın fitilini yakmıştır.  Kürt halkının 7 haziran seçimleriyle elde ettiği demokratik kazanımları kabul etmeyen tahakkümcü AKP zihniyeti, 7 haziran seçim sonuçlarını kabul etmeyerek erken seçim kararı alması aslında kendilerinin demokrasi, hukuk, eşitlik benzeri yurttaşlık hukuğuna ne kadar saygılı olduklarını bir kez daha ortaya koydu.” diye konuştu.



“KÜRT HALKINA KARŞI SÖMÜRGE HUKUKU DEVREYE SOKULMUŞTUR”

Çözüm sürecini AKP hükümeti tarafından bitirildiğini kaydeden Sarısaç,  “Kürt illerinde yüzbinlerce JÖH ve PÖH denilen özel savaş aygıtlarıyla adeta bir topyekün soykırım hamlesi başlatarak birçok Kürt il ilçesini yok etmiş, milyonları bulan bir sürgünün, tehciri devreye koymuştur. Kürt halkına karşı hiç tereddüt etmeden hiçbir demokratik, insan hakları ihlali endişesi duymadan sürgün, ölümleri, jenosidi reva görenler bu dönemde Kürt halkına karşı sömürge hukuğunu en yoğun şekilde devreye koymuşlardır. İnsan hakları, demokrasi, hukuk konusunda dibe vurmuş AKP hükümeti, 15 Temmuz darbe girişimini, mizansenini fırsata çevirerek Türkiye’de kendine muhalif olan tüm kesimlere karşı bir yok etme bastırma eylem planını devreye koymuştur. Ve bu baskı, yıldırma, yok etme politikalarının en yoğununu da Kürt halkına yönelik olarak ortaya koymuştur. Darbe Girişimine karşı Kürdistan illerinden karşı bir darbe yapan AKP hükümeti, Kürdistan illerinde 12 Eylül 1980 darbesini aşan bir vahşete hukuksuzluğa imza atıyor.“



“HALKIN BELEDİYELERİNE EL KOYANLAR HALKIN DARBESİYLE GİDECEKTİR”

Kürt halkının dişiyle, tırnağıyla devletin valisine, kaymakamına, emnniyet müdürüne, tüm kurum kuruluşlarına rağmen kazandığı belediyelere AKP hükümetinin darbecilerin yapacağı gibi yüzlerce asker polisle zırhlı araçla el koyduğunu  kaydeden Sarısaç, “Kürdistan illerindeki darbe mekaniğini faaliyete koymuştur.  Bölgede hizmet üretemeyen AKP’li belediyelere karşı  alternatif olarak halkın %80’ne varan tercihiyle, iradesiyle kazanılan DBP’li belediyeler,  devletin her türlü ambargosuna karşı ;  yaptıkları hizmetlerle tüm halkımızın takdirini kazanmıştır.DBP’li belediyelerimiz yaptıkları tüm çalışmaları geniş kapsamlı toplantılarla kamuoyuyla paylaşarak gelir-gider tablolarını hizmet binalarına asarak bilgilendirmelerde bulunurken; bunun yanında yılda iki defa da devletin müfettişleri tarafından en ince ayrıntısına kadar incelemelerden kontrolden geçirilmiştir. Ve hiçbir belediyemizde tek bir yolsuzluk, hukuksuzluk örneği bulamayan müfettişler bu raporlarını içişler bakanlığına sunmuştur. Tüm bunlara rağmen AKP hükümeti kendi müfettişlerinin hazırladığı raporları hiçe sayarak sömürge hukuğu gereği zora başvurarak kayyum atama yöntemiyle halkın belediyelerine el koymuştur.” Şeklinde konuştu.

‘SAYIN ÖCALAN’IN MESAJINI SAHİPLENİYORUZ’

Sarısaç konuşmasını şöyle sürdürdü: “Bu temelde her zaman demokrasi, hukuk, insan hakları için mücadele eden Kürt halkı ve seçilmişleri olarak Sayın Abdullah Öcalan’ın bayram arafesinde İmralı adasından gönderdiği barış çağrısı mesajını sahipleniyoruz ve buradan da AKP hükümetine devlet yetkililerine sesleniyoruz. Gasp, talan, sürgün, katliamlarla Kürt halkını yok edemezsiniz. Kürt halkıyla ancak ve ancak eşit yurttaşlık temelinde bir araya gelerek bu ülkede kalıcı onurlu bir barışın temellerini atabilirsiniz. Zalim Dehakların zulmüne karşı direnen mazlum Kavaların ardılları olarak mücadele ve direniş geleneğinden gelen Kürt halkı geçmişte olduğu gibi bu gün de direnerek sömürgecilere boyun eğmeyecektir. Bizler kayyım darbesine karşı direnişte olacağımızı belirtiyoruz. Ve bu hukuksuzluk, irade gaspı sona erene kadar  sömürge hukukuna karşına mücadele etmeye devam edeceğiz.“

Sarısaç’ın ardından konuşan DTK Eş Başkanı Leyla Güven, basın açıklaması sırasında kitleyi abluka altına alan polise tepki göstererek, “Halkımız elbet bu ablukaları kıracaktır. Geçmişten ders çıkarmayanlar geleceği de göremezler. Belli ki bunlar hiç geçmişten ders çıkarmamışlar. Kürt halkı sizin bu baskılarına boyun eğmez. AKP hükümeti demokratik yollarla, seçimlerle yapamadığını şimdi kayyum darbesiyle gerçekleştirmeye çalışıyor. 15 Temmuz gecesi darbe girişimine karşı halkı sokağa çağıran AKP’ye karşı şu anda sokağa çıkmak meşru bir haktır. Bundan sonra sonuna kadar sokakları terketmeyeceğiz. Halkımız bu kayyum darbesine geçit vermeyecek.” dedi.

Kitle konuşmaların ardından oturma eylemi yaptı. Oturma eyleminin ardından dağılmak isteyen kitle ile polis arasında gerginlik yaşandı.