Van Gölü Küçük Mercan Balığı ve bilinmeyenler...

Van Gölü Küçük Mercan Balığı ve bilinmeyenler...
Van Gölü Küçük Mercan Balığı ve bilinmeyenler... 'Bilim insanlarının gözü, kulağı Van Gölü'nde'

Van Gölü'nde 2018 yılında jandarma sualtı ekibinin dalışı sırasında ilk kez farklı bir balık türü keşfedildi. Yeni bir balık türünün Van Gölü'nün tuzlu ve sodalı suyunda yaşayabildiğinin keşfi, bilim dünyasında da büyük bir heyecan yarattı. Keşfin ardından Bandırma On Yedi Eylül Üniversitesi Denizcilik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Sarı ile Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi (YYÜ) Öğretim Üyesi Mustafa Akkuş, Hacettepe Üniversitesi'nden Prof. Dr. F. Güler Ekmekçi, Doç. Dr. Baran Yoğurtçuoğlu, araştırma çalışmaları başlattı ve 2 yılın ardından araştırmalarını tamamlayarak, Van Gölü'nde yaşayan ikinci balık türünü bilimsel olarak tescilledi. Keşfedilen yeni balık türüne de 'Van Gölü Küçük Mercan Balığı' ismi verildi. Bandırma On Yedi Eylül Üniversitesi Denizcilik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Sarı, yeni türle ilgili, “Bu alanda çalışan bütün bilim insanlarının gözü, kulağı şimdi Van Gölü’nde.” dedi.

Van İl Jandarma Komutanlığı Su Altı Timi'nin 2018 yılında eğitim dalışları sırasında keşfettiği yeni balık türü, Van Gölü için de yeni bir sayfa açmış oldu.

Van Gölü içindeki mikrobiyalitler üzerinde yaşadığı tespit edilen ve adına 'Van Gölü Küçük Mercan Balığı' denen yeni canlı türüne ilişkin Bandırma On Yedi Eylül Üniversitesi Denizcilik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Sarı, sorularımızı cevapladı ve yeni balığa ilişkin bilinmeyen noktalara değindi.

'YAŞADIĞI HABİTATA UYGUN BİR İSİM VERDİK'

* Neden Van Gölü Küçük Mercan Balığı dediniz?

Van Gölü derinliklerinde çiçek açan taşlara benzeyen mikrobiyalitler veya Van Gölü mercanları, yaşama dair milyonlarca yıllık bilgiyi saklıyor. Taşlaşmış yaşam sırrı kutusu gibi bir anlamda Van Gölü mercanları. Mikrobiyalitler çok orijinal jeobiyokimyasal yapılar. Göl dibindeki çatlaklardan çıkan kalsiyumca zengin suların göldeki sodanın da kaynağı olan karbonat ve bikarbonatlarla girdiği reaksiyon sonucunda ortaya çıkan çökelmeye bazı bitkisel planktonun da katılmasıyla oluşan yapılar. Mevcut bilgiye göre dünyanın başka yerlerindeki mikrobiyalitler yılda ancak birkaç milim büyürken, Van Gölü mikrobiyalitleri her yıl birkaç santimetre büyüyerek göl dibinde adeta sırlı sualtı şehirleri oluşturuyor. Göl dibindeki çatlaklardan sızan sular, bu taşlaşmış yapıların içinde oluşmuş su olukları ile onlarca metre yukarıya taşınarak, mikrobiyalitlerin bazılarının tepesinden kaynak suyu gibi göle karışıyor.

Mikrobiyalitler, bu yapılarıyla bir anlamda ölü mercan resiflerine benzemektedir. Mercan resifleri, özellikle Pasifik Okyanusu’nda bazı adaların oluşmasına neden olacak kadar geniş alanları kaplamış durumdadır. Mikrobiyalitlerden bahsederken, görünümü ve oluşumu açısından mercan resiflerine benzediği için daha kolay anlaşılmalarını sağlamak üzere Van Gölü mercanları dedik adına. Şimdilik sadece iki mikrobiyalit üzerinde yaşadığını tespit ettiğimiz balığımıza da bu yüzden Van Gölü küçük mercan balığı adını verdik. Böylece gölün orijinal yapıları olan mikrobiyalitlere yani Van Gölü mercanlarına da atıf yapılmış oldu. Bu balığın akrabaları Türkçe isimlendirilirken çöpçü balığı veya çamur balığı denilmiş. Biz gölde mikrobiyalitler, yani Van Gölü mercanları üzerinde yaşayan balığımıza böyle isimler yerine, fotoğrafında gördüğünüz gibi görünümüne layık ve yaşadığı habitata uygun bir isim verdik. Gölümüzde incimiz vardı, şimdi bir de mercanımız oldu.

* Van Gölü Küçük Mercan Balığı bugüne kadar neden keşfedilemedi?

Van Gölü küçük mercan balığı, çok küçük bir balık. Şimdiye kadar örneklediğimiz en büyük balığın bile 5 cm’den küçük olduğunu söyleyebiliriz. Bu kadar uzun zamandır gözden uzak kalabilmesinin iki nedeni var.

Birincisi, bu balık belki de dünyanın en dar ve küçük habitatında yaşıyor. Şimdilik iki mikrobiyalit üzerinde yaşadığını tespit ettik. Edremit açıklarında 13 m boyundaki bir mikrobiyalit üzerinde gördük ilk olarak. Bu mikrobiyalite; Jandarma Sualtı Timinden arkadaşlar dalmamış, bu mikrobiyaliti bulmamış olsalar halen balıktan haberimiz olmayacaktı. Çünkü balık sadece mikrobiyalit üzerinde yaşıyor. Mikrobiyalitin delikli, kovuklu yapısı bu balığın yaşaması için ideal ortam sağlıyor. Mikrobiyalitten hiç uzaklaşmadığı için, tam bu noktaya dalış yapmadan balığı görme, bulma şansımız yoktu.

İkincisi, çok küçük olduğu için gölde yapılan avcılık faaliyetleri esnasında bu balığın yakalanma ihtimali de yoktu. Zira küçük mercan balığının ortalama boyu 4 cm civarında. Bizim balıkçıların inci kefali avcılığında kullandıkları en küçük gözlü ağ ise 40 mm. Kum elemede kullanılan büyük gözlü metal eleklerle un elemek nasıl mümkün değilse, bizim balıkçıların kullandığı ağlarda bu balığın yakalanması da mümkün değildir.

Bu iki ana nedene ek olarak Van Gölü’nde dalış faaliyetlerinin yaygın olmamasını da dikkate almamız lazım neden geç bulunduğunu açıklarken. 2013 yılında Dünya Dalış Rekortmeni Şahika Ercümen tarafından yapılan ve İnci Kefaline adanan 61 m serbest dalış denemesinden sonra arttı Van Gölü’nde dalış faaliyetleri. Umarım daha da artar ve gölün her tarafında ne var ne yok görmüş oluruz.

'SANILANIN AKSİNE GÖLÜN TUZLU-SODALI SUYUNA TAM UYUM SAĞLAMIŞ DURUMDA'

* Bu balık nerelerde yaşar, gölün her tarafında yaşayabilir mi?

Van Gölü küçük mercan balığının şimdilik biri Edremit, biri Gevaş açıklarında iki mikrobiyalit üzerinde yaşadığını söyleyebiliriz. Dalışlar arttıkça, başka mikrobiyalit alanlarında yaşayıp yaşamadığını görmüş olacağız. Küçük mercan balığı, mikrobiyalit üzerinde yaşıyor. Sanılanın aksine gölün tuzlu-sodalı sularına tam uyum sağlamış durumda. Burada doğuyor, besleniyor, büyüyor. Yani tüm yaşamını mikrobiyalit üzerinde kurmuş durumda. Zaten yayımlanan makaleye de koyduk bu bilgileri. Mikrobiyalitin uzağındaki göl suyunda, mikrobiyalitin çevresinde ve balığı örneklediğimiz noktalarda defalarca yaptığımız ölçümlerde su kalitesinin Van Gölü’nün genel su kalitesinden çok farklı olmadığını gördük. Bu bilimsel olarak tamamen yeni bir bulgu. İnci kefali gölde yaşıyor ama tuzlu-sodalı sularda üreyemediği için ilkbahar aylarında akarsulara, yani tatlısulara göç etmek zorunda. Oysa küçük mercan balığı tüm yaşamını gölün tuzlu sodalı sularında, bir mikrobiyalitin üzerinde geçiriyor.

'BİLİM İNSANLARININ GÖZÜ, KULAĞI VAN GÖLÜ'NDE'

* Dünyada bu şekilde yaşayan başka balıklar var mı?

Tür olarak farklı olsa da mercan resiflerinde benzer şekilde, aynen küçük mercan balığı gibi tek bir mercan resifi üzerinde yaşayan balıklar mevcut. Ancak onların hiç birisi bu kadar ekstrem su kalitesine uyum sağlamış balıklar değil. Bu yönüyle bu alanda çalışan bilim insanları şu anda hayretle bizim makalemizi inceliyorlar. Zaten makalenin yayımlandığı dergi de hemen “Van Gölü’nün tuzlu-sodalı sularında yaşamaya alışmış yeni bir tatlısu balığı keşfedildi” başlığı ile makaleyi haberleştirdi. Yani sadece biz ilgilenmiyoruz küçük mercan balığı ile. Bu alanda çalışan bütün bilim insanlarının gözü, kulağı şimdi Van Gölü’nde.

* Küçük mercan balığı da orijinalinde bir tatlısu balığı mı?

Evet. Küçük mercan balığı da inci kefali gibi orijinalinde bir tatlısu balığı. Gölün kuzeyinde yer alan Zilan Çayı, Deliçay, Bendi Mahi Çayı gibi akarsularda yaşıyor hali hazırda. Ancak şimdiye kadar Van Gölü gibi tuzlu-sodalı sulara uyum sağlayabildiği bilinmiyordu bu balığın. Biliyorsunuz Van Gölü ilk oluştuğu yıllarda bir tatlısu gölüydü binlerce yıl önce. Bulunduğu arazinin kayaç ve toprak yapısı ve kapalı bir havza olması yüzünden zamanla tuzlu ve sodalı hale geldi Van Gölü. Göldeki tuz ve soda oranı arttıkça da günümüzde göl çevresindeki akarsularda yaşayabilen türler birer birer terk ettiler gölü. Şimdiye kadar inci kefalinin sadece uyum sağladığını biliyorduk. Artık küçük mercan balığının yaşamının bir bölümü değil, tamamını bu gölde geçirdiği bilgisini bilim dünyasıyla paylaşmış olduk.

"DÜNYANIN BAŞKA YERİNDE BU BALIĞI GÖRME İHTİMALİ YOKTUR"

* Bu yeni tür mü ve endemik mi?

En sonda söyleyeceğimi en başta belirteyim. Evet bu Van Gölü için yeni bir tür. Eskiden bilinen bir türün Van Gölü gibi ekstrem su kalitesi özelliklerine sahip sularda yaşaması her zaman “bu habitat için yeni tür” olarak kabul edilir. Bunu söylerken “biz böyle dedik, böyle oldu” demiyoruz. Biz bilim insanlarıyız. Bilim veriye dayalı olarak işler. Biz bu balığı örnekledik, iki yıldan fazla süren ölçüm ve analizlerini tamamladık. Ayrıntılı genetik raporlar hazırladık. Akarsularda yaşayan formlarla farklılık görünse de türleşme sürecinin henüz tamamlanmadığını gördük. Bu alanda çalışan dünyadaki başka bilim insanları ile elde ettiğimiz verileri tartıştık. Ve tüm bunlardan sonra verilerimizi makale haline getirerek bu alandaki en itibarlı bir uluslararası dergiye yayımlanmak &uuuml;zere gönderdik. Dergi, alanında uzman hakemlerin görüşlerini aldı ve bir değerlendirme sürecinden sonra makalemizi yayımladı. Yani küçük mercan balığının Van Gölü için yeni keşfedilen bir tür olduğu böylece bilim dünyası tarafından tescil edilmiş oldu. Bu ayrıntıyı veriyorum, çünkü bir sürü insan bu süreçlerin nasıl işlediğini bilmez. Bilmek zorunda da değil ayrıca. Bu yüzden de “Canım bazı hocalar böyle demiş, bizce böyle değil” deyip ardında bazı iddialar sıralayabilir. Bilimin çalışma şekli belli. Böyle düşünenler varsa, aynen bizim izlediğimiz bilimsel yöntemleri izleyerek ne demek istiyorlarsa düşüncelerini dünyaca kabul gören bir bilimsel dergide yayımlamaları gerekir. Aksi takdirde söylenecek her şey sadece dedikodu olarak kalacaktır. 

Sorunun ikinci kısmına gelirsek, evet küçük mercan balığı da aynen inci kefali gibi Van Gölü havzasına endemik bir türdür. Dünyanın başka bir yerinde bu balığı görme ihtimali yoktur.

'VAN GÖLÜ, SUALTI TURİZMİNİN YENİ DESTİNASYONU OLABİLİR'

* 4 cm boyunda bir balığın daha Van Gölü’nde yaşadığı keşfedilmiş oldu. Bununla ilgili tanıtım toplantısı yaptınız. Bu küçük mercan balığı neden bu kadar önemli?

Van Gölü çok özel bir ekosistem. Şimdiye kadar tüm yaşam döngüsü gölde geçen yüksek yapılı, yani balık ve benzeri bir yaşam formuna ilişkin bilgi yoktu kimsenin elinde. İnci kefalinde olduğu gibi başka balıkların da Van Gölü’nde yaşasa bile üreyemeyeceği düşünülüyordu tüm bilim dünyasında. Bu 4 cm boyundaki küçük mercan balığı, tüm bilim dünyasının bu kanaatini değiştirdi. Bu yönüyle çok önemli. Önümüzdeki yıllarda çok farklı insanların küçük mercan balığını görmek, onunla ilgili araştırmalar yapmak üzere Van’a geldiğine şahit olacağız.

Diğer taraftan dalış turizmini çok önemsiyorum. 2013 yılından beri bu amaçla çalışmalar yapıyoruz Van Gölü’nde. Çok yol aldık. Mikrobiyalitler başlı başına ilgi odağı dalış dünyası için. Tüm sualtı fotoğraf ve filmcileri dünyanın ücra köşelerinde ilginç canlıları görmek, görüntülemek için can atıyor. Şimdi bu ortalama gelirin üstünde zenginliğe sahip kesimi Van Gölü’ne çekmek için yeni bir fırsat sunuyor bize. Eğer tanıtımını iyi yapıp, balığımızı ve mikrobiyalitleri koruyarak, rehber eşliğinde dalışlar yaptırabilirsek Van’ı güzel günler bekliyor olacak.

Biz hep kalkınma için gerekli altyapıyı, kalkınmanın kendisi sandık yıllarca. Yol olmadan, su olmadan, uçak olmadan, otel olmadan insanları buraya getirmezsiniz. Ama tüm bunları hazır ettiniz diye kimse de gelmez buraya. Kalkınma için yeni, cazip ve dünyanın başka yerinde bulunmayan sembollere ihtiyacımız var. Son yıllarda inci kefali göçünü görmek için o dönemde Van’a akın eden yerli ve yabancı turistlerin sanırım herkes farkında. Eğer küçük mercan balığını böyle bir sembole dönüştürebilirsek o zaman işte Van Gölü, sualtı turizminin dünyada parlayan yeni destinasyonu olabilir.

Ben şahsen COVID-19 tedbirleri kapsamında Bandırma’dan çıkıp Van’a gelemedim. Bu yüzden de tanıtım toplantısına katılamadım. Van Valisi ve Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Sayın Mehmet Emin Bilmez Valimiz, İl Jandarma Komutanı Yüksel Paşamız konuya çok önem veriyorlar. Tanıtım toplantısına Mustafa Akkuş Hocamızla birlikte bizzat katılarak küçük mercan balığına verdikleri değeri gösterdiler. Şahsen Valimize ve Yüksel Paşamıza bu alicenap davranışları için müteşekkirim. Sayın Valimizin Van’da olması, tüm bölge için çok büyük bir şans. Valimizin, küçük mercan balığını Van Gölü sualtı turizm sektörünün geliştirilmesinde bir sembole dönüştüreceğine inanıyorum. DAKA başta olmak üzere kalkınmaya yönelik çaba içinde olan kurumlarımızın da değerli destekleriyle bu süreci hızlandıracağını umuyorum.

'İŞİN ÇOK BAŞINDAYIZ DAHA'

* Bundan sonra neler planlıyorsunuz küçük mercan balığı ile ilgili?

Bu çalışmayı biz Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Dr. Öğretim Üyesi Mustafa Akkuş, Hacettepe Üniversitesi Fen Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Güler Ekmekçi, Biyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Baran Yoğurtçuoğlu hocalarımızla hep birlikte yaptık. Çok güzel bir ekip çalışması oldu. Bundan sonra ekibe başka bilim insanlarının da katılımıyla çalışmaları sürdürmeyi arzu ediyoruz. Ancak bilimsel çalışmalar, labirentlerde dolaşmaya benzer. Bir kapıdan girersiniz, sürekli yeni kapılar çıkar karşınıza. Küçük mercan balığının gölde yaşadığının keşfi bizim için öyle bir kapı. Yani işin çok başındayız daha. Şimdilik bazı biyolojik ve genetik analizler yapabildik. Bundan sonra balığın fizyolojisi, ayrıntılı üreme biyolojisi, yaşam döngüsü analizi, beslenmesi, davranışı ve göle nasıl uyum sağladığıyla ilgili araştırmalar planlıyoruz. Ancak çok zor bir habitatta, çok sınırlı bir popülasyondan bahsediyoruz. Balığı örneklemek çok zor. Her bir balığı örneklemek için dalış planlamak gerek. Bir günde en fazla üç dalış yapılabiliyor. Bazen tüm gün uğraştığınız halde tek bir balık bile örnekleyemiyorsunuz. Bu durumda balığa ulaşmak, örneklemek zorlaşıyor. Diğer taraftan çok küçük bir popülasyon söz konusu. Mikrobiyalit üzerinde bir yaşam kurmuş bu endemik türe zarar vermeden araştırmaları sürdürmek zorundayız. Bu yüzden işler yavaş ilerliyor.

* Küçük mercan balığı için bir koruma statüsü düşünüldü mü?

Biliyorsunuz bilimsel makalenin yayımı çok yeni. Korunması yönünde mutlaka girişimlerimiz olacak. Devletin ilgili kurumları, birimleri gereğini yapacaktır, bundan eminim. Ancak şimdilik küçük mercan balığının yaşadığı mikrobiyalitlere rastgele dalış yapılmasının önüne geçmek gerekir. Zaten mikrobiyalit dalışlarının TSSF kurallarına göre rehberli yapılması gerekiyor. Bölgedeki dalış okullarımızın ve dalış rehberlerimizin bu konuda bilgilendirilmesi, uyarılması gerekecektir. Dalış için denizlerde Sahil Güvenlik Komutanlıklarından izin alındığı gibi Van Gölü’nde de Jandarma Sualtı Tim Komutanlığından izin alınması gerekir.

Prestij Haber/Söyleşi: Umut TARHAN