Madde kullanımının temel etkenleri araştırıldı

Madde kullanımının temel etkenleri araştırıldı
Hayatın Renkleri Solmasın Derneği tarafından, “Van’da Sosyoekonomik Yapı ve Uyuşturucu Madde Kullanımı” başlığıyla bir araştırma gerçekleştirildi. Araştırmada, 4 temel etken öne çıktı.

Hayatın Renkleri Solmasın Derneği, madde kullanımıyla ilgili olarak, danışanları başta olmak üzere Van’da farklı toplum kesimleri üzerinden bir araştırma gerçekleştirdi.


Dernek Başkanı Sosyolog Osman Turğut, elde edilen sonuçları değerlendirdi.

VAN’IN GEÇİŞ GÜZERGAHI KONUMU

Uyuşturucu trafiği açısından Van’ın coğrafik konumuna dikkat çeken Turğut, şunları söyledi:
“Bilindiği gibi Türkiye’ye giren uyuşturucu maddelerin önemli bir kısmı İran üzerinden Van’a ve Van’dan da Avrupa ülkelerine sevkiyatı yapılmak üzere İstanbul’a transfer edilmeye çalışılmaktadır. İlimizde neredeyse her gün narkotik suçlarla mücadele ekipleri tarafından operasyonlar düzenlenmekte ve çoğu zaman yasadışı yollarla ülkeye sokulan tonlarca madde ele geçirilmekte ve bu ticareti yapanlara fırsat verilmemesi için büyük çaba gösterilmektedir. Kentin İran’a sadece 90 km uzaklıkta bulunması, uyuşturucu madde kullanımını kolaylaştıran en önemli etkendir. Bunun yanında ilin bir milyonu aşan nüfusunun olması, işsizliğin yüksek, üretimin ve istihdamın düşük olması ve çevre illerden yoğun bir göç alması da yasadışı madde ticaretini ve kullanıcı sayısını artırmıştır.”

EBEVEYNLERİN OLUMSUZ TUTUM VE DAVRANIŞLARININ ETKİSİ

Madde kullanımında ebeveynlerin tutum ve davranışlarının da madde kullanımında etkili olduğuna dikkat çeken Turğut, şöyle devam etti:
“Bağımlı bireylerin geçmişte özellikle de çocukluk ve gençlik dönemlerinde yaşamış oldukları deneyimlerden de hareketle, ebeveynlerin aile içinde göstermiş oldukları tutum ve davranışların bağımlılık sürecine olan etkisini ortaya koymaktır. Örneğin yaptığımız çalışmalarda bağımlığa giden yolda anne babaların agresif ve depresif ruh halleri yanında, bireyin kişilik gelişiminde de önemli bir rol oynayan aile yapısının ve özellikle de ebeveynlerin olumsuz tutum ve davranışların önemli bir etken olduğu görülmüştür. Genellikle eğitim düzeyi, sosyal ve ekonomik sermayesi düşük olan çok çocuklu ve yoksul ebeveynlerde görülen bu tutum ve davranışlar, çocukları ve gençleri maddeye sürükleyen en önemli neden olarak karşımıza çıkmaktadır. Aynı şekilde, yüksek düzey ana baba denetiminin, çocuğun bağımsızlığına değer verilmeyen sosyokültürel bağlamlarda görüldüğü ve ana babanın yeterli ilgi, gözlem ve kontrol eksikliğinin özellikle de ergenlik dönemindeki gençlerde madde kullanımını tetiklediği görülmüştür. İster özgürlük adına yapılsın isterse umursamazlıktan kaynaklansın, anne-babaların çocuklarıyla ilgilenmemeleri, onları dinlememeleri, duygu ve düşüncelerini önemsememeleri, ihtiyaç ve beklentilerini gidermemeleri, gündelik yaşam pratiklerini kontrol etmemeleri, ev dışında kimlerle zaman geçirdikleri, nerelere gittiklerini bilmemeleri, hem ailede otorite kaybına yol açabilmekte hem de gençlerin kimi zaman boşluğa düşüp suça yönelmelerine, özellikle de sigara, alkol ve uyuşturucu gibi maddeleri kullanmalarına neden olabilmektedir.” 


        

AİLE ORTAMININ VE AİLE İÇİ İLİŞKİLERİN ETKİSİ

Aile ortamının da önemli bir rol oynadığını ifade eden Turğut, şunları aktardı:
“Dernek olarak yaptığımız çalışmalar genellikle aile işlevi bozuk olan veya ailesinde sürekli sorun yaşayan kişilerde madde kullanımının da yaygın olduğunu göstermektedir. Aynı şekilde aile ortamının ve aile içi ilişkilerin kötü olmasının en başta çocukların ruh ve beden sağlığını olumsuz yönde etkilediği, ergenlerin ve gençlerin aile ortamından uzaklaşıp farklı arayışlara girmelerine neden olduğu görülmüştür. Çünkü bireyin kendisini güvende hissedebilmesi için öncelikle sevgi, saygı ve hoşgörünün söz konusu olduğu demokratik bir ailede büyümesi gerekmektedir. Aksine kavganın, çatışmanın ve tartışmanın ortasında büyüyen bireyin sağlıklı ve mutlu olması da düşünülemez. Özellikle de ev ortamında anne-baba arasında sürekli sorunlar yaşanması ve bu sorunların kimi zaman şiddete varması, diğer aile üyeleri üzerinde de olumsuz etkiler bırakabilmektedir. Sorunlu bir aileye sahip olmak yanında aile içinde belli bir düzen ve otoritenin yokluğu da gencin evden/okuldan kaçarak suça bulaşmasına veya madde kullanmasına neden olabiliyor. Özellikle de evde babanın olmayışı, ya da ayrılık, boşanma ve ölüm gibi nedenler, gelişim çağındaki çocuklar üzerinde travmatik etkiler bırakabilmekte ve kimi zaman bu çocukların suça buluşmalarına da neden olabilmektedir.”
     

AİLENİN EKONOMİK DURUMU

Ailenin ekonomik durumunun kötü olmasının da etkenlerin başında geldiğini belirten Turğut, şöyle dedi:
“Hiç şüphesiz madde kullanımının en önemli nedenlerinden biri de bireyin içinde yaşadığı ailenin sosyal ve ekonomik koşullarının kötü olması, ailede çalışanın olmaması ve temel ihtiyaçların karşılanamamasıdır. Daha çok yakın dönemde kente göç etmiş olan, varoşlarda derme çatma evlerde yaşayan, eğitimsiz, sosyal güvencesi bulunmayan yoksul ailelerde gördüğümüz bu durum, özellikle çocukların ve gençlerin sokaklarda büyümelerine ve çoğu zaman da kötü alışkanlıklar edinmelerine neden olabilmektedir. Ailenin ekonomik durumu ve sınıfsal konumu yanında aile üyelerinin yoksulluk içinde büyümeleri de madde kullanımını ve sıklığını etkilemektedir. Kullanıcıların çoğu madde kullanımının en önemli nedeni olarak ailede çalışanın olmamasına ve işsizliğe dikkat çekmişlerdir. Onlar açısından bu sorunun en temel nedeni, ailelerin temel ihtiyaçlarını bile karşılayamayacak kadar maddi yetersizlikler içinde yaşamalarıdır.”  

AİLENİN SOSYAL ÇEVRESİ  

Yaptıkları araştırmada ailenin sosyal çevresinin de madde kullanımını etkileyen faktörlerden biri olduğunu tespit ettiklerini anlatan Turğut, şunları kaydetti:

“Bu da maddeye erişimin kolay olması, maddenin ucuza temin edilmesi ve bazı ailelerin maddeyi bir geçim kaynağı, aracı olarak görmesidir. Bunun yanı sıra kültürel yatkınlık da yani akrabaların veya komşuların madde ticaretini veya kaçakçılığını yapması da bu sürecin bir diğer yanını oluşturmaktadır. Van ili, Afganistan’la beraber dünyanın en büyük uyuşturucu üreticisi konumundaki İran’la sınırı bulunmakta, hatta İran’dan Avrupa’ya gönderilen uyuşturucunun büyük bir bölümünün Van üzerinden temin edilmeye çalışıldığı tahmin edilmektedir. Dolayısıyla madde kaçakçılığı ve kullanımının bir nedeni de Van’ın bu özel coğrafi özelliğinden kaynaklanmaktadır...”

Prestij Özel Haber: Adil HARMANCI