Bedia Özgökçe Ertan Başbakan'a panzerin çarparak öldürdüğü küçük Taha’yı sordu

Bedia Özgökçe Ertan Başbakan'a  panzerin çarparak öldürdüğü küçük Taha’yı sordu
HDP Van Milletvekili Bedia Özgökçe Ertan, Başbakan Binali Yıldırım’ın yanıtlaması istemiyle TBMM’ne verdi soru önergesinde Van’da polis panzerinin çarpması sonucu yaşamını yitiren 4 yaşındaki Taha Kılıç’ı sordu.
HDP Van Milletvekili Bedia Özgökçe Ertan, Başbakan Binali Yıldırım’ın yanıtlaması istemiyle TBMM’ne verdi soru önergesinde Van’da polis panzerinin çarpması sonucu yaşamını yitiren 4 yaşındaki Taha Kılıç’ı sordu.

Özgökçe, Başbakan Binali Yıldırım’ın yanıtlaması istemiyle TBMM Başkanlığına verdiği soru önergesinde şunları dile getirdi :

Van’ın İpekyolu İlçesi’nde 24 Temmuz 2016 günü İlçe Emniyet Müdürlüğü’nün önünde hareket halindeki kirpi tipi zırhlı aracın çarpması sonucu yaşamını yitiren 4 yaşındaki Taha Kılıç yaşamını yitirdi. Polis aracının torununa çarptığı anı gören dede Abdulgafur Yıldız, torunun ezildiği yerin cadde değil ara sokak olduğunu belirterek, “Çocuğu bilerek ezip geçtiler. Üstelik bir dönüp bakmadılar bile. Cadde olsa derdik kaza olmuş ama mümkün değil. Öyle hızla geçiyorlar ki önündekini ezecek kadar gözleri dönmüş” demiş ve çocukların oynadığı bir sokakta zırhlı aracın o hızda geçmesi zaten tehlikeli, pekâlâ yavaşlayabilirdi ve torunum ölmeyebilirdi ama aracın içindeki polisin bize gülerek aşağılaması daha büyük hakarettir bunu kabul edemiyoruz, ailece hepimizin çok derinden yaralamıştır şeklinde serzenişlerini dile getirmiştir.

Öte yandan Kürtlerin yoğun yaşadığı kentlerde olduğu gibi Van’da da zırhlı araçların herhangi bir kovalamaca ya da çatışmanın olmadığı caddelerde, sokak aralarında süratli bir şekilde devriye gezdikleri aşikârdır. Zırhlı araç da kullansa, elinde devletin verdiği silah da olsa bu fiziki güç OHAL şartlarında bile sivillerin can ve mal güvenliğinin öncelikli olarak korunması gerçeğini değiştirmez. Korunması gereken en üstün değer öncelikle yaşam hakkıdır. Anayasada ve bağlı olduğumuzu uluslararası insan hakları belgelerinin tamamında da bu üstün değerin korunması gereğinden hareketle çok sayıda düzenleme mevcuttur.

Özgökçe, önergede Yıldırım’a şu soruları sordu :
 
1988 tarihli Avrupa Yaya Hakları Bildirgesi’ne göre,


a.       Yayanın; fiziksel ve ruhsal sağlığını korumaya uygun koşullar sunan kamu alanlarının nimetlerinden özgürce yararlanma ve sağlıklı bir çevrede yaşama hakkı vardır.
 
b.      Yayanın; motorlu taşıt değil, insan ihtiyaçlarına göre şekillenmiş kent merkezlerinde yaşama hakkı vardır.
 
c.       Çocuklar, yaşlılar ve engellilerin kendi zaafiyetlerini şekillendirmeyen ve kolay sosyal ilişkiye izin veren kentsel düzenlemelere sahip olmaya hakları vardır.
 
Bu bağlamda;
 
1)      Zırhlı araçların meskûn mahalde hız yaparak devriye gezmelerine bağlı trafik kazalarının arttığı 2008 yılından bu yana bu kazalarda kaç kişi ölmüş, kaç kişi yaralanmıştır? Bunların kaçı çocuktur?
2)      Ölüm veya yaralanmayla sonuçlanan bu kazalara neden olan güvenlik güçleri hakkında başlatılan soruşturma sayısı kaçtır?
3)      Başlatılan soruşturmalar neticesinde hakkında dava açılabilmiş kolluk kuvveti var mıdır?
4)      Halkın güvenliğini tehlikeye sokan ve günlük yaşamını sekteye uğratan bu uygulamaya son vermeyi düşünüyor musunuz?
5)      Yerel halka minimum saygı kuralları çerçevesinde dahi yaklaşmayan, torunu ölmüş bir yaşlı insana gülme haddini hak olarak gören ve kazayı yapan söz konusu kolluk kuvvetleri hakkında soruşturma başlatılmış mıdır?
6)      Türkiye, Avrupa Yaya Hakları Bildirgesine taraf olmayı düşünüyor mu?
7)      Türkiye’de yaya haklarını düzenleyen 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu ve ilgili yönetmelikte yayaları trafiğin asli unsuru yapmayı düşünüyor musunuz?