Demirtaş'tan Van'da konuştu! Kayyumu Tanımayın

Demirtaş'tan Van'da konuştu! Kayyumu Tanımayın
Van'da halka hitap eden HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş dün onaylanan Kayyum Yasası'yla ilgili net mesajlar verdi.

Demirtaş: Kayyumu tanımayın

Van Büyükşehir Belediyesi hizmet binasının da aralarında bulunduğu toplu açılış törenine katılmak üzere Van'a gelen HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ve DBP Eş Genel Başkanı Sebahat Tuncel halka hitap etti. Demirtaş, hükümetin belediyeye kayyum atamaya hazırlandığını belirterek,"Halkımıza ve belediye çalışanlarımıza sesleniyorum. Kayyumu tanımayın ve emirlerini yerine getirmeyin. Diktatörlüğe geçtik. Biz böyle bir adama biat etmeyeceğiz. Her an sivil bir direnişe hazır olmalısınız" dedi.

Hacıbekir Mahallesi'nde 30 milyon liraya mal olan Van Büyükşehir Belediye Hizmet Binası'nın da aralarında bulunduğu 5 sosyal tesisin açılış törenine HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, DBP Eş Genel Başkanı Sebahat Tuncel, HDP Van Milletvekilleri Bedia Özgökçe, Lezgin Botan, DBP'li belediye başkanları ve yaklaşık 800 kişi katıldı. Açılış konuşmasını Van Büyükşehir Belediye Başkanı Bekir Kaya'nın yaptığı törende daha sonra kürsüye HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş çıktı. Gündemdeki konuları değerlendiren Demirtaş, hükümetin DBP'li belediyeleri zorla almaya çalıştığını öne sürdü.





KAYUMU KABUL ETMEYİN VE EMİRLERİNİ DİNLEMEYİN


Belediyere kayyum atanmasıyla ilgili kanun hükmünde kararnamenin korsan bir şekilde çıkarıldığını belirten Demirtaş, "Dün akşam korsan bir şekilde yeni bir kanun hükmünde kararname çıkarıldı. Belediyelere kayyum atanacak. Daha önce mecliste çıkarmaya çalıştılar muhalefet ettik. Yasayı geri çekerek çıkarmayacaklarını söylediler. Ama görüyorsunuz o kadar ahlaksızca ve etik dışı davaranıyorlar ki, Anayasaya aykırı bir şekilde belediyelere el koyacağız diyorlar. Daha önce de çağrı yaptık. Gerçekten kendinize güveniyorsanız, alacağınıza inayorsanız gelin erken seçim yapalım. Boyunuzun ölçüsünü almak istiyorsanız buyrun gelin. Bundan daha adil bir teklif olurmu? Bunların derdi başka. Halkı arkalarına alamayacaklarını biliyorlar. Sandıkla belediyeyi kazanamayacaklarını bildikleri için memur atayacaklar. Buradan halkımıza çağrı yapıyorum. Burdan içeri giren kayyumu tanımayın. 'Seçilmişlerin dışındakini tanımıyoruz' deyin. Yüzüne bakmayın, selam bile vermeyin. Emirlerini dinlemeyin. Muhtarlar, sanayi odası temsilcileri, seçime biraz saygınız varsa toplantılarına katılmayın" dedi.



ÖCALAN ÖLÜ MÜ SAĞ MI?

Alınan kararla 5 Eylül'de açlık grevinin başlatılacağını hatırlatan Demirtaş, Abdullah Öcalan'ın sağlığı konusuda endişeli olduklarını söyledi. Demirtaş, "Açlık gevinin nedeni yeniden müzakere değil. Öcalan'dan derbenin üzerinden 50 gün geçmesine rağmen haber alamıyoruz. Sağ mı ölü mü? bilmiyoruz. 15 Temmuz darbe akşamı bir savaş helikopteri İmralı Adası'na inmeye çalışmış. Çatışma yaşanmış. Çatışmanın sonucu nedir bilmiyoruz. Oraya giden helikopter, Yunanistan'a inmiş. Kendisinden can güvenliği ile ilgili bilgi almamıza izin vermiyorlar. Can güvenliğini teyit edecek ailesinden biri veya avukatı görüşsün istiyoruz. Bu konunun hassasiyetinin farkındalar mı bilmiyoruz. Öcalan sıradan biri değil, halkın lideridir. Başbakana çağrı yapıyoruz can güvenliği ile ilglili bilgi alsınlar dönsünler. Öcalan ile görüşme olursa açlık grevi bırakılacak. Bize onusrsuzluğu dayatırlarsa ben açık söylüyorum iş başka yerlere gider. Bunu tehdit olarak da algılamasınlar. Oyun oynanacak bir mesele değil. Hukuki talep bile kabul görmeyecekse, onurumuzu ve hassasiyetimizi korumak için canımızı feda edeceğiz. Bedeli ne olursa olsun sahip çıkacğız. Bir çılgınlık yapmışlarsa biz buna karşı çıkacağız. Herkes hazırlığını buna göre yapsın" diye konuştu.




KÜRT OLUŞUMUNA İZİN VERMEYİZ DİYORLAR

Hükümetin Suriye politikasını da eleştiren Demirtaş, "Kürtler Minbiç, Cereblus, Kobani'de kendi iradesini kuruyor. Dünya alkışlıyor. Diğer taraftan Ankara'daki çarpık zihniyet kuduruyor. 'Orada bir Kürt oluşumuna izin vermeyeceğiz' diyorlar. Suriye'nin kuzeyinde bir Türk devleti kursalardı davul zurna çalacaklardı. Bunun adı ırkçılıktır, Kürt düşmanlığıdır. Bin yıllık kardeşiz dediğiniz Kürtler kutuplarda çadır açsa gidip müdahale edeceksiniz. O partide bir de Kürtler var. Hiçmi utanmıyorsunuz? Bu kadar hakaret ediyorlar Kürtlere. Hiçmi sesiniz çıkmıyor. Bunlar akıllarını faşizme kiraya vermişler. Biz barış dediğimiz her yerde terörist ilan ediliyoruz. Başbakan 'ne çözüm mözüm' diyor. Ben desem savaş taraftarı diyecekler. Çözüm istemeyen savaş istiyor. Ahlaki olark da çökmüşsünüz. Hergün insanların ölümünden zevk alıyorsunuz. Çözümü gerçekleştirmek zorundasınız" dedi.


HUKUKÇU OLDUĞUM İÇİN UTANDIM

Cumhurbaşkanlığı külleyisinde yapılan adli yıl açılışından utandığını da belirten Demirtaş, "Açılış utanç tablosuydu. Demokrasi dediğimiz sistem, güçlerin ayrılığı ilkesine dayanır. 'Yasama, yürütme ve yargının başı benim diyor. Demokrasi askıya alındı. Diktatörlüğe geçilmiştir. Koca yargıçlar, savcılar, cumhurbaşkanının önünde ayağa kalkarak cübesini iliklemeye çalışıyor. Hukukçu olduğuma utandım. Hukukçular kimsenin önünde düğme iliklemez. Çünkü cübbede düğme yok, ilik yok. Yarın bizi bunlar yargılayacak. Sen beni nasıl yargılarsın sen cumhurbaşkanının memuru oldun. Cübbeyi çıkar mesleğin namusunu kurtar. Sen beni çağırıp yargılayacaksın. Bana 'ayağa kalk diyeceksin' ben sana hatırlatacağım. Ama o durumdan rahatsız olanlar vardı. Saddam da Hitler de böyle oldu. Seçimle geldi. Sonra herşeyi ele geçirdi. Belediyelere kayyum ataması da budur. Artık diktödürlüğe geçtik. Sadece muhalefet eden biz kaldık. Saraydaki zat muhalefettekileri pışpışlatacak sonra kullanacak peçete gibi atacak. Herkesi eze eze saraya çıktı. Birlikte yola çıktıklarını hepsini sattı" dedi.

SİVİL DİRENİŞE HAZIR OLUN

Muhalefetlerini sürdüreceklerini anlatan Demirtaş, "Böyle bir adama biat etmeyiz. Bir canımız varsa feda ederim. Birtek biz kaldık muhalefet eden. Dokunulmazlıklarımız kalktı. Bizi tutuklasan bile milyonlarca Demirtaş var. Onları ne yapacaksın. Sizler her an sivil bir direnişe hazır olmalısınız. Bizim için ölüm kalım meselesidir bugünler. Bizim mevzumuz meselemiz barış meselesidir. Onunki kendini kurtarma meselesidir. Bak