Olası Marmara depremi: Avrupa yakasında risk daha büyük

Olası Marmara depremi: Avrupa yakasında risk daha büyük
Kandilli Rasathanesi Müdürü Prof. Dr. Haluk Özener, dün yaptığı açıklamada “En iyi ihtimalle 7.2 büyüklüğünde” demişti. Olası Marmara depremi için bir açıklama da inşaat ve jeofizik mühendisleri odasından geldi. Buna göre Avrupa yakası daha büyük risk altında...

Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği'nin (TMMOB) ağustos ayında duyurduğu İstanbul Deprem Raporu'nu hazırlayan ekipten İnşaat Mühendisleri Odası İstanbul Şube Başkanı Nusret Suna ve Jeofizik Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Şahan yaklaşan depremle ilgili tespitlerini Gazete Habertürk'ten Uzay Kesmen'e anlattı.

‘AVRUPA YAKASI ZEMİN BAKIMINDAN İYİ DEĞİL'

1996 yılında hazırlanan Türkiye'nin deprem bölgeleri haritasının bu yıla kadar hiç değişmediğini söyleyen TMMOB Jeofizik Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi Başkanı Erdal Şahan, “Eski haritada 1. 2. ve 3. derece deprem bölgesi diye sınıflamışlardı. O haritanın yanlışı şuydu. Faya uzaklığa göre belirlemişlerdi. Fakat Haluk Özener'in doğru söylediği bir şey var. Sadece faya uzaklıktan ziyade zeminin durumu da çok önemli. O harita bu anlamda eksikti. Çünkü Kartal, Maltepe, Kadıköy faya yakın diye 1. derece deprem bölgesi seçilirken zemini bozuk olan Avcılar, Küçükçekmece, Çatalca, Gaziosmanpaşa'yı tehlikesiz görmek yanlış. İstanbul'un zemin bakımdan haritasına baktığımız zaman Anadolu yakasının Avrupa Yakası'na göre biraz daha kaya zeminlerden oluştuğunu görüyoruz. Kaya daha dayanıklı daha sağlamdır. Avrupa yakası bu anlamda düşündüğümüzde biraz daha riskli” diye konuştu.

‘YETERLİ DENETİM YOK, BİNALAR RİSK ALTINDA'

Avrupa yakasında zeminin daha killi ve kalın olduğunu belirten Şahan, “Mesela Bakırköy formasyonu dediğimiz bir durum var. Yüzeyden kaya gibi görünüyor, ama onun ötesinde epey kalın bir kil tabakası var. Bakırköy'den Silivri, Çatalca ve Tekirdağ'a doğru gittikçe kil kalınlığı ve katman kalınlığı daha da artıyor. Dere yataklarının geçtiği yerlerde de genelde zeminle ilgili problemler vardır. Kurbağalıdere'de bunu öngörebiliriz. Türkiye'de zemin etütleri ile ilgili çoğu yerde denetim olmadığı için sadece bir rapor ya da kâğıt parçası gibi değerlendirilebiliyor. Avrupa yakasında zemin etütleri yapılıyor ama gereken yerlerde iyileştirme yapılmıyor. Bu nedenle yapılan binalar risk altında. 2001 senesinde yapı denetim yasası çıkmıştı. Yasada yer bilimciler dışarıdan hizmet alınır halde tutuluyor. Ticari ilişki ortadan kalkmalı, yapı-denetim firmaları işi müteahhitten değil bakanlık kanalıyla bir havuzdan kura yoluyla almalı. O zaman kamu adına bir denetim yaparlar” dedi.

‘DOLGU ALANLAR SU ALTINDA KALACAK'

Haluk Özener'in 3 metrelik tsunami açıklamasını da değerlendiren Şahan, “Deniz heyelanlarının olabileceği yerler var. Özellikle dolgu alanlarda deprem olduğunda iki türlü etki olabilir. Heyelan olan yerde su karada belli bir miktar ilerleyecektir. Geçtiği yerlere zarar verebilir. Dolgu alanlar, bu heyelan sonucu oluşan tsunamiyle deniz altında kalacak. Bunun örneği Gölcük'te yaşanmıştı. Bu alanların çökmesiyle birlikte su, ana karada da ilerleyecektir. Aslında bu deniz dolgularının yapılmaması, yapılıyorsa üzerlerine herhangi bir inşai faaliyet uygulanmaması önemli” diye konuştu.

NE ZAMAN GERÇEKLEŞECEK?

Habertürk'ten Sevgi Çavuşoğlu ve Ronahi Dündar'ın haberine göre depremin ne zaman gerçekleşeceğiyle ilgili hiçbir zaman kesin konuşamadıklarını söyleyen Özener, “Deprem, tsunami şimdi de olabilir, 50 yıl sonra da 20 yıl sonra da. Olacak depreme engel olamayız fakat gerçekleşecek hasarları azaltabiliriz. Bu yönde çalışarak önlem almaya çalışıyoruz” dedi.