Astana'daki 'ateşkes uzlaşınının' tam metni

Astana'daki 'ateşkes uzlaşınının' tam metni
Rusya, Türkiye ve İran Suriye'deki ateşkesin denetlenmesi için üçlü bir mekanizma kurmaya karar verdiği duyuruldu. Söz konusu uzlaşının 'anlaşma metni' basına yansıdı.
Buna göre;

MUHALİFLER TERÖRİSTLERDEN AYRILACAK


Rusya, Türkiye ve İran'ın, silahlı muhalif grupların Cenevre görüşmelerine katılma istediğini desteklediği belirtilen açıklamada, üç garantör ülkenin Suriye'deki silahlı muhaliflerin terörist gruplardan ayrılmasının gerekli olduğu kaydedildi.

TOPRAK BÜTÜNLÜĞÜ MESELESİ

Bunlara ek olarak üç ülke, Suriye'nin bağımsızlığına ve toprak bütünlüğüne 'bağlı olduklarını' yineledi.

DİYALOG İÇİN ÇABA

Üç garantör ülkenin Suriye'de terörizmle ortak mücadele etmeye hazır olduğu da ifade edilen bildiri metninde, Astana ise 'Suriyeli tarafların diyalog kurması için etkili bir platform' olarak nitelendirildi.

ANLAŞMANIN TAM METNİ

Türkiye Dışişleri Bakanlığı anlaşmanın tam metnini basın ile paylaştı.

İşte o metin:

- İran İslam Cumhuriyeti, Rusya Federasyonu ve Türkiye Cumhuriyeti'nin heyetleri, Dışişleri Bakanlarının Moskova'da 20 Aralık 2016 tarihinde yaptıkları Ortak Açıklamaya ve 2336 sayılı BM Güvenlik Konseyi kararına uygun olarak,

- Suriye Arap Cumhuriyeti Hükümeti ile silahlı muhalif gruplar arasında görüşmelerin 23-24 Ocak 2017 tarihlerinde Astana'da başlamasını desteklediklerini,

- BM Genel Sekreteri'nin Suriye Özel Temsilcisi'nin yukarıda bahsekonu görüşmelere katılımını ve kolaylaştırılıcığını memnuniyetle karşıladıklarını,

- BM Güvenlik Konseyi'nce teyit edildiği şekilde, çok etnili, çok dinli, mezhepsel olmayan, demokratik bir devlet olarak Suriye Arap Cumhuriyeti'nin egemenliğine, bağımsızlığına, birliğine ve toprak bütünlüğüne taahhütlerini yinelediklerini,

- Suriye ihtilafına askeri bir çözüm olmayacağına ve ihtilafın sadece 2254 sayılı BM Güvenlik Konseyi kararının tamamının uygulanması temelindeki bir siyasi süreçle çözülebileceğine dair inançlarını belirttiklerini,

- Somut adımlar atmak ve taraflar üzerindeki nüfuzlarını kullanmak suretiyle 29 Aralık 2016'da imzalanan düzenlemeleri müteakip tesis edilen ve 2336 (2016) sayılı BM Güvenlik Konseyi kararıyla desteklenen ateşkes rejimini güçlendirmeye, ihlallerin asgariye indirilmesine katkıda bulunmaya, şiddeti azaltmaya, güven artırmaya, 2165 (2014) sayılı BM Güvenlik Konseyi kararına uygun olarak insani erişiminin hızlı ve sorunsuz şekilde önünün açılmasını ve Suriye'de sivillerin korunması ve serbest dolaşımını sağlamaya çalışacaklarını,

- Ateşkesin izlenmesi ve ateşkese tam riayetin temin edilmesi, tahriklerin önlenmesi ve ateşkesin tüm modalitelerinin belirlenmesi amacıyla üçlü bir mekanizma tesis etmeyi kararlaştırdıklarını,

- IŞİD/DEAŞ ve El Nusra'yla ortak mücadele etmek ve askeri muhalif grupları bunlardan ayırmak konusunda kararlılıklarını yinelediklerini,

- Müzakere sürecinin 2254 sayılı BM Güvenlik Konseyi kararına uygun olarak yeniden başlatılması için çabaların artırılmasına acil ihtiyaç bulunduğuna olan inançlarını bildirdiklerini,

- Astana'da yapılan Suriye konusundaki Uluslararası Toplantının, hükümet ile muhalefet arasında, 2254 sayılı BM Güvenlik Konseyi kararı uyarınca doğrudan diyalog için etkili bir platform teşkil ettiğini vurguladıklarını,

- Hükümet ile muhalefet arasında BM'nin gözetiminde 8 Şubat 2017 tarihi itibariyle Cenevre'de başlatılması öngörülen müteakip turuna silahlı muhalif grupların katılma arzusunu desteklediklerini,

- Uluslararası toplumun tüm mensuplarına, 2254 sayılı BM Güvenlik Konseyi kararında mutabık kalınan tüm adımların derhal atılmasını teminen siyasi süreci destekleme çağrısında bulunduklarını,

- 2254 sayılı BM Güvenlik Konseyi kararının uygulanması yolundaki küresel çabalara katkıda bulunmak amacıyla, Suriyelilerin öncülüğünde, Suriyelilerin sahipliğinde ve BM'nin kolaylaştırıcılığındaki siyasi sürecin belirli hususlarına ilişkin olarak Astana platformunda aktif işbirliği yapmayı kararlaştırdıklarını,

- Suriye konusundaki Uluslararası Toplantıya Astana'da evsahipliği yaptıkları için Kazakistan Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev'e ve genel olarak Kazak tarafına şükranlarını ifade ettiklerini bildirirler.